Saddam'ın idamının 15'inci yılında Irak, süregelen problemleriyle mücadele ediyor

HABER MASASI
Abone Ol

Irak'ta eski Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in idamı sonrasında siyasî istikrarsızlık, güvenlik ve ekonomik sıkıntılar derinleşerek büyümeye devam etti.

Eski Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in idam edilişinin üzerinden 15 yıl geçse de istikrarın sağlanamadığı Irak'ta güvenlik, siyasi ve ekonomik alanlarındaki sorunlar sürüyor.

1979-2003 yılları arasında Irak'ı yöneten Saddam Hüseyin, 15 yıl önce 30 Aralık 2006'da idam edildi. Saddam'ın idamıyla Irak'ta Baas Partisi dönemi de kapanmış oldu.

Baas'ın Irak'taki son yumruğu: Saddam Hüseyin
Baas Partisi içinde bir darbeyle iktidarı ele geçirdiği 1979'dan 2003'e kadar Irak'ı demir yumrukla yöneten Saddam Hüseyin; 1 milyonun üzerinde kişinin öldüğü Irak-İran Savaşı, kimyasal silahların kullanıldığı Halepçe Katliamı ve Kuveyt'in işgali gibi hadiselerle hafızalara kazınmıştır. 2003'te, kurban bayramının ilk gününde, kelime-i şehadeti tamamlamasına müsaade edilmeden idam edilene kadar tartışmalı pek çok karara imza atan Irak devrik lideri Saddam Hüseyin'in hazin, karmaşık ve oldukça ilginç yaşam öyküsü...

ABD'nin Mart 2003'te Irak'ı işgal etmesiyle ortadan kaybolan Saddam Hüseyin'in, yaklaşık 8 ay sonra ABD askerleri tarafından yakalandığı duyuruldu.

Saddam'ın idam edilişine dair yayınlanan görüntüler o yıllarda oldukça ses getirdi. İdam sırasında, Iraklı askerler olduğu düşünülen kişiler, Saddam'ın idam ettirdiği Şii dini mercilerden Muhammed Bakır es-Sadr ve onun ailesinden gelen Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ı öven sloganlar attı.

15 Aralık 2003 tarihli The New York Times gazetesinin manşeti: ''Saddam Hüseyin derme çatma sığınakta yakalandı; Bush, Iraklılar için 'karanlık çağın' bittiğini söyledi.''

Baas Partisi: Bir ihtilaflar tarihi
Mecra

  • İdamdan yıllar sonra açıklama yapan eski Milli Güvenlik Müsteşarı Mofak Rubayi, "İdama götürülürken yüzünde hiçbir korku veya pişmanlık belirtisi görmedim." sözleriyle tartışma yaratmıştı.

Irak'ın eski Cumhurbaşkanı Saddam'ın Kurban Bayramı sabahı idam edilmesi de tartışmalara neden olmuştu. Saddam'ın idam edilişine sevinenlerin yanı sıra özellikle böyle bir günde idam edilmesinin doğru olmadığını savunanlar da vardı.

Saddam Hüseyin, 1982 yılında Salahaddin vilayetine bağlı Duceyl'deki Şiilere, 1988 yılında ise Kürtlere karşı Halepçe katliamlarını gerçekleştirmekle suçlanıyordu.

Iraklı liderin idamı sonrası onlarca vatandaş, onun doğduğu Tikrit kentinde toplanarak idama karşı çıkmış ve Saddam lehine sloganlar atmıştı. Dönemin Irak hükümeti, Saddam'ın ailesinden naaşın hemen toprağa verilmesini isterken, akrabaları cenazeyi Tikrit'e bağlı Oca köyünde kendi yaptırdığı evlerden birinde toprağa vermişti.

Yıllardır süren mezhep savaşı ve ülkenin bölünme eşiğine gelmesi

Saddam sonrası demokrasi ve özgürlük getireceği vaatlerini sunan ABD'nin işgaliyle ülkede patlak veren güvenlik kargaşası hala devam ediyor. ABD işgalinin ardından yönetime geçenler, vatandaşlara temel kamu hizmeti sunmamakla birlikte, siyasî birliği de sağlayamadı.

Askerî alanda ABD işgalinden büyük ölçüde etkilenen Irak'ta 2003 sonrası ordu feshedildi.Yeni anayasa, 2005 yılında ABD mandası altında yazıldı ve ilerleyen zamanlarda halk arasında uzun yıllar mezhep savaşı patlak verdi.

Saddam'ın arşivi
Mecra

Terör örgütü DEAŞ, 2014 yılındaki saldırısında ülkenin üçte birini ele geçirdi. Irak yönetimi, 100 milyar dolarlık maddî kayıpla DEAŞ'i bitirdiğini duyursa da örgüt güvenlik güçleri ve sivillere yönelik saldırılar düzenlemeye devam ediyor.

Irak'ta Saddam sonrası yaşanan yolsuzluklar pek çok kurumda yaygınlaşarak devlet kurumlarını derinden sarstı. Gelen hükümetlerin hiçbiri bu yolsuzluklarla mücadele edemezken, 2003 sonrası en büyük yolsuzluk ve rüşvet alımının hükümette yer alan taraflarca yapıldığı biliniyor.

Saddam sonrası yaşanan tüm bu olaylar, Irak halkının refaha ulaşmasına da engel oldu.Ülkenin kuzeyindeki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY)25 Eylül 2017'de bağımsızlığını öngören gayrimeşru referandum düzenledi. Ülkeyi bölünmenin eşiğine getiren IKBY'nin bu adımına karşı Bağdat yönetimi harekete geçerek, söz konusu referandumu yarıda kesti.

2003 sonrası kurulan hükümetler, elektrik ve su gibi temel hizmetleri sunamadığı için ülkede zaman zaman gösteriler düzenlendi. Göstericiler, Saddam sonrası ülkedeki nüfuzunu artıran İran'ın Başkonsolosluğu ve onun koruduğu bazı Şii siyasi partilerin binalarını ateşe verdi.

Irak, ABD ve İran çatışmasının merkezi haline geldi

Saddam sonrası Irak'ta ABD'nin yanı sıra İran'ın da askerî ve siyasî nüfuzu gittikçe büyüdü. İki ülke arasındaki artan rekabet ve çatışan çıkarlar, Irak'ın Saddam sonrası istikrarsızlığını daha da artırdı.

ABD tarafından 3 Ocak 2020'de Bağdat Havalimanı yakınlarında düzenlenen bir hava saldırısı sonucu, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis'in öldürülmesi ülkeyi ABD-İran çatışmasının neredeyse merkezi haline getirdi.

İki tarafın da kaybettiği İran-Irak Savaşı
Mecra

Devrim Muhafızları Ordusu, 8 Ocak'ta sabaha karşı ABD'nin Irak'ın Ayn el-Esed Hava Üssü ile Erbil'deki üssünü balistik füzelerle vurduğunu duyurdu. Devrim Muhafızları Ordusu "Şehit Süleymani'nin intikam operasyonu" şeklinde duyurulan saldırıya ABD'nin yanıt vermesi halinde, "çok daha sert ve ezici" karşılık verileceğini açıkladı.

Süleymani suikastının akabinde Irak'taki ABD askeri varlığına yönelik tepkilerin büyümesiyle Irak Meclisi, 5 Ocak'ta ABD güçlerinin Irak'tan çıkarılması kararını aldı.

ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri, Irak'taki bazı üslerinden ayrılıp, buraları Irak ordusuna teslim etmesine rağmen, ABD'nin Bağdat Büyükelçiliği ve koalisyon güçlerine bağlı hedefler sık sık saldırılara maruz kaldı.

Fellûce’nin yaralı çocukları
Mecra

Bu saldırıların arkasında İran destekli Şii silahlı yapıların olduğu ve İran yönetiminin, Irak'ta desteklediği siyasi ve askeri taraflara "ABD askerlerinin ülkeden çıkarılması için baskı yaptığı" da ifade edildi.

Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Kasım Araci, 9 Aralık'ta ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerine bağlı muharip kuvvetlerin ülkedeki görevinin sona erdiğini ve çekildiğini duyurdu. İran'a yakın Şii milis gruplar ise aralık ayı sonundan itibaren ülkedeki ABD güçlerini hedef alacakları tehdidinde bulundu.