Kâbe örtüsünün serüveni

HABER MASASI
Abone Ol

Kâbe örtüsünün değiştirilmesi Hac döneminin en önemli geleneklerinden biri. Bu gelenek oldukça eski bir zamandan bize yadigâr. İslâmiyet öncesi dönemlerde Arap zenginleri, kralları ve halkın eşrafı tarafından yerine getirilen Kâbe örtüsünün hazırlanması ve örtülmesi işi, İslâmiyet’in gelmesiyle halifelerin üstlendiği bir görev halini aldı. Kâbe örtüsü tarih boyunca Yemen’den, Irak’tan, Horasan’dan, İstanbul’dan ve Mısır’dan “mahmel” adı verilen kervanlarla taşındı Mekke’ye. Mahmel kervanları Mekke’ye girerken büyük bir kutlama ile karşılanıyordu. Günümüzde ise toplam 658 metrekare büyüklüğündeki Kâbe örtüsünün dokunması için yaklaşık 670 kilo saf ipek, 120 kilo gümüş ve altın kullanılıyor.

Her yıl hac döneminde hacılar Arafat’ta vakfe duası yaparken, Mekke’de de ayrı bir heyecan yaşanıyor. Kâbe’nin örtüsünü ilmek ilmek hazırlayan210 kişilik topluluk, ellerinde özenle taşıdıkları örtüyü, onu yerine yerleştirmek için Kâbe’de bekleyen ekibe teslim ediyor.

Kâbe örtüsünün değiştirilmesi hac döneminin en önemli geleneklerinden biri. Bu gelenek oldukça eski bir zamandan bize yadigar. İslâmiyet öncesi dönemlerde Arap zenginleri, kralları ve halkın eşrafı tarafından yerine getirilen Kâbe örtüsünün hazırlanması ve örtülmesi işi, İslâmiyet’in gelmesiyle halifelerin üstlendiği bir görev halini aldı.

Hilafet kervanları surreler
Mecra

Kâbe'nin 1919 yılına ait bir fotoğrafı.

İslâm öncesi dönemlerde Kâbe kisve, hizz, burud, hubur ve anmat (hasır) adı verilen ve o dönemlerde giysi kumaşı olarak da kullanılan kumaşlarla örtülüyordu. Bu kumaşların en belirgin özelliği kurban edilecek hayvanların üzerine de örtülüyor olmasıydı.

O dönemlerde Kâbe’yi örtme görevi şeref ve fazilet bakımından Araplar arasında en üstün kişilerin vazifesi olarak görülüyordu.

Kâbe örtüsü örtmek, halk arasında imtiyaz sahibi olmanın bir göstergesiydi. Cahiliye Arapları Kâbe’yi örttükleri kumaşların aynılarıyla kurban edilecek olan hayvanları da örterler, ardından onları putlar için bağışlarlardı.

İslâmiyet öncesi dönemlerde şimdiki gibi ipek örtü yaygın olarak kullanılmıyordu. Genel olarak has yün, kanvas, deri, hasır, keten ve kilim kumaşları kullanılıyordu ve tek bir renk değil, farklı renklerde ve motiflerde kumaşlar seriliyordu Kâbe’nin üzerine.

Kâbe'nin örtüsü hummalı bir çalışmayla değiştiriliyor.

Hz. Peygamber [sav] 630 yılında Mekke’yi fethettikten sonra Kâbe’nin içi ve etrafı putlardan temizlenmişti fakat örtüsüne dokunulmamıştı. O sene içinde bir kadın elindeki buhurdanlıkla Kâbe’nin etrafını tavaf ederken örtüyü yaktı. Bu kazanın ardından artık Müslümanların hakimiyetindeki Kâbe, Yemen’den getirilen yeni bir örtüyle örtüldü. İslâm öncesi dönemlerde olduğu gibi kurbanlıkların üzerine örtülen hiçbir örtü, İslâmiyet’ten sonra Kâbe örtüsü olarak kullanılmadı.

Kâbe’ye baskın
Mecra

Kâbe duvarının örtüsüz halini görmek, yılda sadece iki kez mümkündür.

Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ebubekir ve özellikle de Hz. Ömer döneminde Kâbe, kabati denilen keten kumaşla örtülüyordu. Mısır'ın fethinden sonra, bu kumaş oradan getirilmeye başladı.

Emevîler döneminde, senede iki defa Kâbe’ye misk gönderilir, namazlardan sonra bu misk Kâbe duvarlarına sürülürdü. Emevî halifelerinden Yezid döneminden itibaren, Kâbe'nin ipek bir örtü ile örtülmesi uygulaması başladı. Halife Abdülmelik bin Mervân döneminde Kâbe örtüsü Şam’da dokunuyor, oradan Medine’ye gönderiliyordu. Mescid-i Nebevî’de halka gösterilen örtü, daha sonra Mekke’ye getirilerek Kâbe’ye örtülüyordu.

Bursa Ulu Camii'de sergilenen 600 yıllık Kâbe örtüsü.

  • Abbâsîler döneminde dokuma, boyama ve örtü üzerine işleme teknikleri önceki dönemlere göre daha da gelişmişti. 776 senesinde ilk defa yazı işlemeli Kâbe örtüsü hazırlatıldı. Keten, yün ve ipek kumaştan elde edilen örtü üzerine misk ve amber sürülerek Kâbe’ye örtüldü.

Bazı kaynaklarda 10'uncu yüzyılda Kâbe örtüsünün Horasan’dan getirilen kırmızı ipek kumaştan hazırlandığı rivayet edilir. Fâtimîler döneminde Kâbe örtüsü beyaz ve sarı renkliydi. İpek kumaşlar Hindistan ve Çin’den getiriliyordu ve üzerinde iki şeritli altın işlemeler bulunuyordu.

Memlûkler döneminde siyah ipek ve keten kullanılan bir kumaştan hazırlanan Kâbe örtüsünün üzerine Kur’ân’da yer alan Hac ayetlerinin işlenmesi adet oldu.

Kâbe’yi yüzerek tavaf eden genç
Mecra

İranlı yönetmen Mecid Mecidi'nin Hz. Muhammed’in (s.a.v.) çocukluğunu konu alan filmi ''Muhammed''ten bir kare.

Osmanlı döneminde Yavuz Sultan Selim “iki kutsal Haram'ın hizmetçisi” (Hâdimu'l-Harameyni'ş-Şerîfeyn) unvanını almıştı ve örtüyle bizzat ilgileniyordu.

O dönemde Kâbe örtüsü siyah ipekten üretiliyordu. Renk, dikiş ve işleme olarak örtü, Memlûklerin hazırladığı örtüye çok benziyordu. Örtünün hazırlanması 30 günde sürüyordu. 1706 senesine kadar Mısır’da hazırlanan örtü, o tarihten 1860 yılına kadar İstanbul’da dokunmaya başladı. Örtünün İstanbul’dan İskenderiyye’ye götürülmesi tam 11 günlük bir zamanda gerçekleşiyordu.

Günümüzde Kâbe örtüsü her yıl yenileniyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde artık yeniden Mısır'dan gönderilen örtü, sonrasında Hicaz'da hazırlanmaya başladı:

1927 senesinde, Suudi Arabistan'ın kurucusu Kral Abdulaziz, Mekke Valisi olan oğlu Kral Faysal’a Kâbe örtüsü (kisve) için bir atölye kurmasını emretti. O tarihte Mekke’de kurulan atölye, 1974 yılında Mekke dışına taşındı.

Kâbe örtüsü tarih boyunca Yemen’den, Irak’tan, Horasan’dan, İstanbul’dan ve Mısır’dan “mahmel” adı verilen kervanlarla taşındı Mekke’ye. Mahmel kervanları Mekke’ye girerken büyük bir kutlama ile karşılanıyordu.

Kâbe örtüsünün hazırlanması, oldukça emek isteyen bir iş.

Toplam 658 metrekare büyüklüğündeki Kâbe örtüsünün dokunması için günümüzde yaklaşık 670 kilo saf ipek, 120 kilo gümüş ve altın kullanılıyor.

Her yıl değiştirilen Kâbe örtüsünün eskisi zemzem suyuyla yıkandıktan sonra müzelerde sergilenmesi için farklı İslâm ülkelerine ve hediye olarak İslâm dünyasındaki çeşitli şahsiyetlere gönderiliyor.