Manevi tedavi: Tevbe

BAKİ YAYA
Abone Ol

Bir insan düşünün. 20 yıl boyunca eline, yüzüne hiç su değmemiş bir insan. 10-20 gün demiyorum, koca 20 yıl... Ne kadar kirlenir ve hastalıklara müptela olur kim bilir...

Biliyor musun İzzet ve Celal sahibi Allahu Tealâ'nın katında, yıllarca hiç samimi tevbe etmemiş insanın durumudur bu.

Sen yaklaşır mısın çok pis kokan ve kötü görünen bir yere?

Peki temizlerin en temizi olan Allahu Teala, örneğini verdiğim 20-30 yıl hiç yıkanmamış yani tevbe etmemiş insana neden yaklaşsın ve onun gönlünü kendisine neden mesken kılsın?

Peki bir anda onca sıkıntı neden üzerimize yağıyor?

Allahu Teala, Şura Suresi'nde şöyle buyuruyor:

"Başınıza her ne musibet gelirse, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder."

Eğer sorunların sebebi düştüğümüz günah deryasıysa -ki şüphesiz öyle- günahların tek çözümü de tevbedir, pişmanlıktı.

"Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek dua edenlerle sende sabret" (Kehf, 28) buyrulan ayette, Allah Rasulu (sav)'in cahiliyeden alıp eğittiği ve eminlik kazandırdığı insanlarla beraberliği sürdürmesi emredildi.

Bu ayet Hak üzere kalmanın ancak Hak yolda olanların birlikteliğiyle mümkün olduğunu gösteriyor.

Allah Rasulu'ne (sav) iyilerle sabret diyen Allah, bizlere 'istediğiniz kişiyle vakit geçirin' demedi ya...

İman sınırlarını belirleyen bu ayetin emrine bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Zira bu çizgi, hakla batıl çizgisidir.

Bütün sıkıntılarımızın nedeni batıl ile karışık hayat sürmemizdir.

Allah Rasulu, "Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin" buyuruyor

O halde bir samimi Müslümanın rastgele arkadaşlıklar kurması imkansızdır. Kişinin Hak katındaki değeri Hak yolunda vazgeçtikleriyle ölçülür.

Hakkın dostluğu için dünyevi dostluklardan vazgeçilmez mi?