Üç film

Baran

Bütün Mecidi filmleri gibi insanın ciğerine ciğerine işleyen bir film Baran. Neticede, koca bir akvaryum balığın yere dökülmesiyle hepimizi ağlatmayı başarmış bir sinema dehasından söz ediyoruz değil mi aziz okuyucu?

Neredeyse bütün Mecidi filmlerinde olduğu gibi Baran’da da son derece gerçekçi bir fonda kaçak işçi, mültecilik ve benzeri sosyal durumları da gözleme şansı yakalıyor izleyici.

Latif, 17 yaşında bir delikanlı. Bir inşaat şantiyesinde ekmeğinin derdine düşmüş ortalama bir delikanlı hem de. Ve olaylar, Baran isimli bir kızın günün birinde bu şantiyeye bacağını kıran babasının yerine çalışmak için gelmesiyle başlıyor. Aslında sert bir yoksulluk ve daha da sert bir hayatta kalma mücadelesinin içinde saf, fakat su kadar saf bir aşkın filmini izlemeye koyuluyoruz böylelikle. Bakınız aziz okuyucu. Şu cümleye bakınız: ‘Biraz ekmeğim var, benimle paylaşmak ister misin?’ İnsan tam burada Ahmet Murat dizesi hatırlamasın da ne yapsın: ‘ekmek sıcak, Allah güzel, sen iyi’.

Neredeyse bütün Mecidi filmlerinde olduğu gibi Baran’da da son derece gerçekçi bir fonda kaçak işçi, mültecilik ve benzeri sosyal durumları da gözleme şansı yakalıyor izleyici. Zaten filmi bir ayrılık filmi haline getiren de bu fon. Zira Baran Afganistanlı ve Latif’in onlara uzattığı tüm birikmiş parasıyla baba-kız memleketlerine dönme hayali kuruyorlar. Yani iki ayrılıktan birini seçmeli Baran. Ya memleket ya Latif… Ya tahammül ya sefer… Sen olsan ne yapardın aziz okuyucu?

2001/ İran / 94

Yönetmen: Mecid Mecidi

Oyuncular: Reza Naji, Hossein Abedini, Zahra Bahrami, Hossein Mahjoub, Abbas Rahimi

Senaryo: Mecid Mecidi

Sil baştan

Bakınız Gondry de ilginç bir adamdır aziz okuyucu. Böyle kafası fantastik olanla insani olanı harmanlamaya yatkın değişik bir adamdır. Ve tabii, filmografisinin en nadide parçalarından biri de Sil Baştan’dır. Yahu sadece Jim Carrey’i bir ‘şebelek’ olmaktan çıkarıp adam gibi rol kestirmesi için dahi değerlidir film. Öyle yani.

• Soru basit: Birbirine eşşekler gibi aşık iki sevgili aynı zamanda birbirleriyle hiç anlaşamıyorlarsa ne yaparlar? Soru basit, fakat cevap çetrefil. Zira biri içe kapanık, diğeri aşırı sosyal bu iki sevgili bir operasyonla birbirlerine dair anılarını bütünüyle sildiriyorlar.

Hemen şey yapma aziz okuyucu. Filmlerde olur öyle. Peki ama soru yine şu: Bütün anılarını silsen de sol memenin altındaki cevahir dönüp dönüp seni aşkın o en onulmazına çağırmaz mı yine? Hadi bir daha hatırlayalım Ahmet Murat’ı. ‘akıl iki kere ikiyi iyice bilir / kalp ikiyi inkar edecektir’ değil mi? Holywood standartları için fazla cesur, fazla insandan yana, fazla naif bir film Sil Baştan. Üstelik mutlu sonla bile bitmiyor film yahu. Ayrılık dedik değil mi? En zoru galiba aşıkken ayrılmak be.

2004/ ABD/108

Yönetmen: Michel Gondry

Oyuncular: Jim Carrey, Kate Winslet, Kristen Dunst, Mark Ruffalo

Senaryo: Charlie Kaufman, Michel Gondry

Canım kardeşim

Vittorio De Sica’nın “Bisiklet Hırsızları”nı seven, bunu da sever. Mesaj vermeyen, slogan içermeyen, reçete sunmayan bir gerçekçilik arıyorsanız eğer, Ertem Eğilmez de yapılmışı var.

Cins’in yerlilik torpilini de yapalım hadi, İtalyan meslektaşından daha iyi yapmış hem de. Neredeyse tamamı Yeşilçam’ın gülen yüzlerinden, yani komedi filmi oyuncularından oluşan ve sonunda ağlamaktan helak olacağınız bir film Canım Kardeşim. “Kırk şair birden olsam yazamam bir hevesi “ diyen şairi haklı çıkarıyor.

• Bir çocuğun bu dünyadan alamadığı hevesini, abisinin çaresizliğini, yoksulluğu kırk film birden olsa böyle anlatamaz. Ve bu konuda ciddiyiz aziz okuyucu!

1973 / Türkiye / 92

Yönetmen: Ertem Eğilmez

Oyuncular: Kemal Sunal, Adile Naşit, Tarık Akan, Halit Akçatepe, Metin Akpınar

Senaryo: Sadık Şendil