3 Film

Viva Zapata filmi
Viva Zapata filmi

Bu sayı içinden darbe geçenfilmleri ve şarkıları aradık, taradık,dikkatinize sunuyoruz. AllahCins’e bir daha bu arama taramayıyapacak gün göstermesin.

Machuca

İlk çocukluk arkadaşımı hatırlıyorum, birbirimize öğretmenden kaçarken düşüp yaraladığımız diz kapaklarımızı göstererek arkadaş olmuştuk. Şimdi kim bilir nerede, napıyor…

Dostluk sevincin değil üzüntünün paylaşılması ile başlar. Ve çocukların henüz dünyanın kiri ve pasıyla kirlenmeden önce birbirleriyle dostlukları bunun en saf halidir. Kabuk bağlayan yaralarını birbirleriyle bu yüzden yarıştırır çocuklar. Tıpkı Machuca’da olduğu gibi… Yoksul ailenin çocuğu, zengin çocuğu hayatın gerçekliği ile tanıştırması ile başlar bu muazzam hikâye.

Olay Şili’de geçer, yoksulların sevgilisi Allande’yi bir askeri cunta devirir. Darbenin alt metninde yatan zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olması meselesi iki ayrı dünyanın insanı olan çocuklar üzerinden anlatılır. Olayın Şili’de geçmesinin bir önemi yoktur biz Türkiye’de yaşayan insanlar için. Çünkü bu aynı zamanda bizim hikâyemizdir.

Haklıyız ya da haksız. Suçluyuz ya da masum. Dürüstüz ya da yalancı. Ne fark eder, büyüdük ve artık dünyaya bir çocuğun gözlerindeki masumiyet ile bakamıyoruz.

15 Temmuz gecesi tanklar sokakta yürürken Bağdat Caddesi’nde pencerelere çıkıp alkışlayanlar ile filmdeki zengin çocuk Gonzalo’nun ailesi aynıdır. 15 Temmuz’da tankların önünde direnen insanları terk etmiş ve daha da zengin bir hayat için darbenin başarılı olmasını arzu etmişlerdir. Tıpkı Gonzalo’nun arkadaşı Machuca’yı“ Kılık kıyafetime baksana ben onlardan değilim” diyerek cuntacılara terk etmesi gibi. Masumiyetin ve çocukluğun bittiği an. Hadi itiraf edin, çevrenizde darbeye kör ve sağır kalanlar için aynı şeyleri hissetmediniz mi? Machuca’nın hissettiklerini…

Bağdat Caddesi’nde pencerelere çıkıp alkışlayanlar ile filmdeki zengin çocuk Gonzalo’nun ailesi aynıdır.
Bağdat Caddesi’nde pencerelere çıkıp alkışlayanlar ile filmdeki zengin çocuk Gonzalo’nun ailesi aynıdır.

Annemler tatilde

Haklıyız ya da haksız. Suçluyuz ya da masum. Dürüstüz ya da yalancı. Ne fark eder, büyüdük ve artık dünyaya bir çocuğun gözlerindeki masumiyet ile bakamıyoruz. İşte bu film bize kaybettiğimiz bu bakışı hatırlatıyor. Askeri yönetim altında yaşayan Brezilya’dayız bu sefer. Ailesi siyasi suçlu olduğu için kaçmak zorunda kalan küçük Mauro’nun hikâyesidir izlediğimiz.

Yer Brezilya, askeri yönetimin baskısı altında insanlar fakat dediğimiz gibi yer Brezilya.
Yer Brezilya, askeri yönetimin baskısı altında insanlar fakat dediğimiz gibi yer Brezilya.

Kaçarken oğullarını dedesine emanet eder ve sırra kadem basarlar. Sorun şu ki o gün dede ölür ve Mauro yabancı- sı olduğu bir mahallede tek başına kala kalır. Yer Brezilya, askeri yönetimin baskısı altında insanlar fakat dediğimiz gibi yer Brezilya, bu yüzden futbol bütün ideolojilerin üzerinde bir yerde duruyor. Her şey bir dünya kupası sırasında yaşanıyor.

  • Mesela şöyle şeyler var; bir grup sosyalist oturmuş Çekoslovakya-Brezilya maçını seyrediyor. İlk gol Çekoslovakya’dan gelince, sosyalist olmanın gereği olarak coşkusuz bir biçimde seviniyorlar. Kuru kuru.

Daha sonra ise Brezilya, Pele ve Garicha ile golleri bulunca, aynı topluluk bu kez sevinçten deliye dönüp yerlerde yuvarlanıyor. Pele 1- Marks 0 Mahalle maçlarında kaleci olanlar, kalecinin penaltı anındaki endişesini bilenler, kaleci olmanın yalnızlığını seçenler için tahrip edici bir film.

Viva Zapata

Her türlü iktidar ilişkisini bu kadar güzel özetleyen bir film sanırım sinema tarihinde ender bulunur. Bugün dahi önemli bir muhalif hareket olan Zapataistleri dünyaya tanıtan da bu film olmuştur.

Bu destanın içinde iktidar ilişkilerini, kahraman- ların zaaflarını, düşmanına benzemenin dayanılmaz kirliliğini de anlatmayı başardığı için büyüktür.
Bu destanın içinde iktidar ilişkilerini, kahraman- ların zaaflarını, düşmanına benzemenin dayanılmaz kirliliğini de anlatmayı başardığı için büyüktür.

İktidara gelen herkesin karşı istikametten gelseler dahi nasıl hızla birbirlerine benzediklerini görürüz. Emilano Zapata’nın baskıcı diktatör rejimine karşı başlattığı destansı bir mücadeledir anlatılan fakat filmi büyük yapan bu değildir. Bu destanın içinde iktidar ilişkilerini, kahraman- ların zaaflarını, düşmanına benzemenin dayanılmaz kirliliğini de anlatmayı başardığı için büyüktür. Anlatan da bizim Kayserili Elia Kazan. Halk, adaleti ve eşit paylaşımı isteyen halk hep aynıdır. İstikamet bellidir.

Film boyunca Zapata’nın bu istikametten uzaklaşma ve yakınlaşmalarını ustaca verir yönetmen. Canetti’nin “ Kitle ve İktidar” kitabı ne kadar önemliyse Viva Zapata’nın da ondan aşağı kalır yanı yoktur. Üstelik Cins’in resmi aktörü Anthony Quinn’de fena döktürmüş ve ilk Oscar’ını bu filmle almıştır.