This west will fall

SERNUR YASSIKAYA
Abone Ol

Batı artık kartlarını son derece açık oynuyor. 15 Temmuz’da da kazandıklarını sandıkları için kartlarını son derece açık oynadılar. Ne var ki Türkiye’nin de kartını açık oynayacağını, 79 milyonun üzerlerinde yürütülen psikolojik savaşa rağmen, ülkeye sahip çıkacağını düşünemediler.

3. Dünya Savaşına hiç olmadığı kadar yakınız, belki de etrafında dolanıyoruz. Bir başka Gavrilo Princip’in ortaya atılıp o ilk kurşunu patlatmasını bekleyen bir hali var dünyanın.

Ortadakikuyu
Cins

Kimsenin sorumluluk almak istemediği bir savaş bu. Çünkü, herkesin kaybedecek çok şeyi var. Özellikle de 300 yıllık hakimiyetinin son demlerini yaşadığı görülen Batı’nın. Adeta bir Rus ruleti oynuyor o nedenle de. Mevcut egemenlik alanlarında gücünü son kırıntılarını da kullanarak, ömrünü birkaç yıl daha uzatmak istiyor.

Bu toprakların birçok kırılma noktasında, zümrüdü anka misali yeniden doğduğunu öğrenememişlerdi. O nedenle 15 Temmuz 2016, Batı’nın dünya güç sahnesinden çekilişinin önemli milatlarından biri olarak tarihte yerini şimdiden almıştır.

Ortadoğu’da, Afrika’da, Latin Amerika’da, Balkanlar’da buna dair güçlü emareleri görmek işten bile değil. 2011’den bugüne sadece Ortadoğu’da yaşanan çalkantı ve ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin verdiği tepkileri bu gözle okumak lazım. Bu coğrafya ve diğerlerinde değişim onlar için artık bir opsiyon değil. Buralarda kurdukları düzenlerle karşılıklı Stokholm sendromuna sahipler, bir bağımlılık ilişkisi bu. O nedenleki Arap sokakları, hak ve adalet için dolarken, onları yarı yolda bırakıp eski aşklarına koşarcasına geri döndüler. Çünkü bu değişim dalgasını yönetemeyeceklerini, güçlerinin bu dalgayı yönlendirmeye yetmeyeceğini anladılar. Özellikle Avrupa, bunun hemen farkına vardı. Yüzyıldır siyasi, ekonomik ve kültürel olarak domine ettiği coğrafyanın elinden kaydığını hissettiği an frene bastı ve geri vites yaptı. Mısır’daki kanlı darbenin 2. haftasında dışişleri temsilcilerini Kahire’ye gönderdiler. Bunun zincirleme reaksiyonu ABD idi. ABD de, Avrupasız mevcut dünya hakimiyetini sürdüremeyeceğinin farkında. Avrupa olmazsa, ABD olmazdı. Kurucu babası, ona yaşam veren bu yaşlı kıta idi ve hayatta kalması gerekiyordu. Nihayetinde, “Değişim” sloganıyla gelen, Nobel Barış Ödüllü Obama da, kan ve gözyaşı üstünden kendine Ortadoğu’da bir ikbal inşa etti. Altıncı yılına giren Suriye’deki savaşa kayıtsızlık da bu ikbalin sonucu. Suriye, kendine kaderine sahip çıkmak isteyen coğrafyamızın insanlarının önüne sürülen menü. Biz sahip olamazsak size de yar etmeyiz demenin kanlı yolu.

Evet, Batı artık kartlarını son derece açık oynuyor. 15 Temmuz’da da kazandıklarını sandıkları için kartlarını son derece açık oynadılar. Ne var ki Türkiye’nin de kartını açık oynayacağını, 79 milyonun üzerlerinde yürütülen psikolojik savaşa rağmen, ülkeye sahip çıkacağını düşünemediler.

  • Türk milletinin ferasetini, varlığını koruma güdüsünü hesaba katmadılar. Bu toprakların birçok kırılma noktasında, zümrüdü anka misali yeniden doğduğunu öğrenememişlerdi.

O nedenle 15 Temmuz 2016, Batı’nın dünya güç sahnesinden çekilişinin önemli milatlarından biri olarak tarihte yerini şimdiden almıştır. Batı elbette bir anda yok olmayacak. Hala daha bu coğrafyada kullanabilecekleri kuklaları, aparatları mevcut. Her türlü kötülüğü yapabilme tıynetine de sahipler. Hiçbir ahlaki sınırları yok.

Türk milletinin ferasetini, varlığını koruma güdüsünü hesaba katmadılar.

Bunu Nagazaki’ye ve Hiroşima’ya atılan atom bombalarından, Srebrenitsa’da Boşnaklara yönelik soykırımı izlemelerinden, IŞİD’i görüp, Halep’e kör olmalarından biliyoruz. Ama kaderden kaçış yoktur. Ne kadar çok kan akıtırlarsa akıtsınlar, olan olmuştur, olacak olan da olmuştur.

Devletin dışındayız, İslam ümmetinin içindeyiz Elhamdülillah
Cins

20. yüzyılın başındaki konforları artık ellerinde yok. Yeni bir dünya doğuyor ve bu dünyada yatay güç ilişkileri giderek daha da ağırlık kazanıyor. Dünyanın kadim güç merkezleri yeniden yükseliyor. Hani, Filistin’e örülen utanç duvarının üzerinde bir yazı var ya; “This Wall Will Fall”*. Görünen köy de kılavuz istemez, This West Will Fall.**