"İzlesene"de: Buğday, Yol Ayrımı ve Ayla

Buğday

Buğday distopik dünyası ve değindiği yan meseleler -ki sinemamızda her gün böyle filmlere rastlamıyoruz- dışında teknik açıdan da Türk sinemasına bir seviye atlatacağa benziyor. Semih Kaplanoğlu, Buğday filminde görsel çıtayı öyle bir noktaya yerleştiriyor ki umuyoruz birileri o çıtayı aşma gayretinde bulunur. Film yakın gelecekte geçiyor.

Tohum genetiği uzmanı bir profesörün, yine genetik üzerine çalışmalar yürüten bir akademisyene ulaşmak için çıktığı yolculuğu anlatıyor. Başta bahsini açtığımız yan meseleler ve distopik dünya ve filmin siyah beyaz çekilmiş oluşu ise atmosferin kuşkusuz kaynağını oluşturuyor. Filmin, senarist koltuğunda ise yönetmeni Semih Kaplanoğlu ile birlikte romancı Leyla İpekçi oturuyor.

Yol Ayrımı

Yönetmen Yavuz Turgul’un son filmi. Filmin başrolünde Şener Şen, duygusuz, zalim bir iş adamı olan Mazhar Kozanlı’yı oynuyor. Şen’in oynadığı karakter oldukça sert mizacıyla dikkat çekiyor. Bir süre sonra geleceğiyle ilgili birtakım kararlar verme eşiğine gelen Mazhar Kozanlı, hayatında olan herkesi karşısında bulacak. Yol ayrımı vakti geldiğinde, elindeki “imparatorluk” mu yoksa kendisi mi yok olacak. Buradan ötesi spoiler. İyisi mi gidip izlemekte fayda var.

Ayla

Bazı destansı hikâyeler vardır; yazsan roman, çeksen film olur. Bildiniz mi, şimdi o bildiğinizi onla çarpın. Tebrikler, çünkü Ayla’ya ulaştınız. Yönetmenliğini Can Ulkay’ın, senaristliğini Yiğit Güralp’in yaptığı Ayla filmi, Kore Savaşı esnasında ve sonrasında geçen imkânsız bir hikâyeyi beyaz perdeye taşıyor. Büsbütün gerçekliğin, yaşanmışlığın çarpıcılığı karşısında etkilenmemek olanaksız. Bu vesileyle Kore Gazisi Astsubay Süleyman Dilbirliği’ne ve onun koca yüreğine selam olsun!