Herkes ile kendisi için yaşayan: Das man
Modern insan hep başkalarıyla yaşar ama asla başkası için yaşamaz. Herkes ile kendisi için yaşar. O ne insana ne sanata ne de varolana bir ihtiyaç duymaz. Çünkü herkes içinde kendinden uzak bu körlük hâli onun için olabilecek en iyi konumdur.
"Das Man her yerde, ama varoluşun bir karar almaya zorladığı yerde de hep kaçtığı görülüyor." diyor Heidegger. Das Man kim? Baştan aşağı laubali ihtiyaçsızlık tavrını takınmış, her gününü herkes içinde eriterek yaşayan tip. Dönemi için bu kavramı kullanmıştı Heidegger fakat günümüz yeni liberal modern kişisi için de bu kavramı biçilmiş kaftan olarak görüyorum. Her yerde olan ama asla bir varoluş kararını, kararlılığını bünyesinde barındırmayan tip. Heidegger için kararlılık (Entschlossenheit) Dasein'ın açımlanmışlığına (Erschlossenheit) verilen yanıttır. Yani düşüncenin çağrısının, Heidegger'e göre dönüşümü zaruri olan düşüncenin sonucudur bu kararlılık. Ancak düşünme biçimlerimizin kökten sorgulanışı ile -herkesin birer birer altından kalkması gereken bir iştir bu- herkesin içinde kaybolmaktan kurtuluruz. Heidegger için bu mecburi tek yoldur. Herkes içinde her günkü gidişat düşük ve bayağı bir konumdur. Dasein bu konumda olmaya mecburdur ama bu hâlin, gidişatın altından kalkmaya da mecburdur.
Burada endişe ve kaygı (sorge) hâlini faydalı bulur Heidegger. Dasein her günkü gerçekliğinden kopmadan endişe ve kaygı hâli ile kendi farkındalığına ve bütünlüklü yapısına ulaşıp onu gözden geçirebilir. Dasein için istenilen onun kendisini anlaması ve varoluş olanaklarını keşfedebileceği bir yola yönelmesi. Bu endişe ve kaygı hali Dasein'ın dışından ya da başka bir yerden gelmez bizzat Dasein'ın kendi bütünlüğünde duyduğu hâldir. Heidegger şöyle der: "Vicdan kendisini, kaygının çağrısı olarak açığa çıkartır: Çağrıyı yapan bizzat, fırlatılmışlığı içinde kendi varlık-olanaklarına ilişkin endişe duyan Dasein'dır. Çağrılan ve böylece en özgü varlık-olanağına gelmesi istenen de yine aynı Dasein'dır. Dasein "herkes"in içine düşer ve çağrı tarafından düşmüşlükten çıkarılır." Günümüz yeni liberal modern kişisi bu çağrıya sağırdır. Kaygı da bir şeye ihtiyaç duyabilmenin sonucunda açığa çıkabilir.
Fakat günümüzün yeni liberal kişisi sağlığından başka bir şey için kaygı duymuyor. Sadece yaşamak için yaşamaktan başka gayesi yok modern insanın. Sağlıklı olmak onun putu ve bu hâli sürdürebildiği müddetçe sürdürmek yaşamının amacı. Modern insan hep başkalarıyla yaşar ama asla başkası için yaşamaz. Herkes ile kendisi için yaşar. O ne insana ne sanata ne de varolana bir ihtiyaç duymaz. Çünkü herkes içinde kendinden uzak bu körlük hâli onun için olabilecek en iyi konumdur. Günümüz yeni liberal modern kişisi herkes içinde gizlenerek yapabildiği her şeye özgürlük adını verir. Fakat Heidegger'de özgürlük kavramı insanın yapabilme, eyleyebilme özelliği değildir. Hatta özgürlük sadece insana ait bir özellik bile değildir. Biz özgürlüğe değil, özgürlük bize sahip olur. Varolanlara dâhil olabilmek özgürlük için bir adım olabilir.
Yani varolanlar ile girdiğimiz ihtiyaç ilişkisinin sonucunda biz bir şey yapmış oluruz. Bu da kendi sonluluğumuzu yani ölümü kavrayarak ulaşabileceğimiz özgürlüktür. Burada "ölüme doğru bir özgürlükten" bahseder Heidegger. Bu yol bizi faniliğimizden kurtarmaz fakat herkes içinde kaybolarak sanrılarla yaşamaktan kurtarır. Günümüz yeni liberal modern zihniyeti için ne kadar uzak bir yol. O herkesin yalanıyla yaşamaktan hiç rahatsız değil. Hiçbir şey onun rahatını bozmuyor. Onun için dünya var olduğu bu günkü hâliyle en iyi biçimine ulaşmıştır. Endişe, kaygı, ölüm ve özgürlük ihtiyacından âzâde olmuş, kendi yalanıyla mutmain sağlıklı bir yaşam onun sahip olabileceği her şeyi, bütün hayatını kapsıyor. Başka hiçbir şeye ihtiyacı yok. Kupkuru cansız yaşamında kendi kendinin putu olarak sağlıklı yaşamını sürdürüyor sadece.