Rokoko ve Barok'a bir tepki: Neoklasisizm

DİLARA ÇİMEN
Abone Ol

Neo-Klasizm, Rokoko ve Geç Barok sanatının aşırılığına veyapaylığına tepki olarak 18. yüzyılda ortaya çıkarak yeni bir dönemi aralar.

Akım, Aydınlanma Çağı ve Fransız Devrimi ile yakın bir ilişki içerisindeydi. Antik Yunan ve Roma arkeolojik kazıları, bu dönemlere olan hayranlığı arttırdı ve daha yakından incelenmesini sağladı. Arkeolojik kazılar sonucunda 1738’de Herculaneum ve 1748’de Pompei şehirlerinin bulunmasıyla daha önce hiç olmadığı kadar bilgi gün yüzüne çıktı. Antik dönem gravürlerinin yer aldığı kitapların ortaya çıkışı, akıma hakim olan üslubun yayılmasını hızlandırdı. Özellikle Fransa ve Amerika’da yaygın olan Neo-Klasizm, Amerika’da Federal Uslüp olarak anılıyor.

Fransız Devrimcileri bu dönemde kendilerini yeniden doğmuş Yunanlılar ve Romalılar olarak düşünmüş ve sanatı güçlü bir propaganda aracı olarak kullanmışlardır.1Neo-Klasizm, Napolyon’un iktidarı ele geçirmesiyle imparatorluk üslubu haline gelmiştir.

Üçgen alınlıklı ve sütunlu girişiyle öne çıkan Glyptothek Müzesi, Münih (1816-30).

Dönemin günümüze ulaşmış eserlerine bakıldığında akımın etkileri resim ve heykelden çok mimaride görüldüğünü söyleyebiliriz.Mitoloji, dönem sanatçılarının başlıca esin kaynaklarından birisi. Örneğin; Napolyon heykellerinde Sezar etkisini görmeniz mümkün.

Houdon, Napolyon, (1806).

Dönemin en büyük mimarlarından Andrea Palladio ve Giacomo da Vignola, mimarinin klasik tekniklerini ve Antik Yunan ve Roma’nın orantılı mimari örneklerini yazılı eserleri ile açıklıyor. 18.yüzyılda bu eserler yaygın olarak tercüme ediliyor ve basılıyor. Neo-Klasik akım içerisinde anıtsal eserler veren sanatçılardan; Andrea Palladio’nun eserleri Palladian, Thomas Jefferson’nunkiler Jeffersonian, Robert Adams’ın eserleri ise Adamesque gibi isimlerle nitelendiriliyor.

Bertel Thorvaldsen, Napolyon, (1830).

Mimaride, Roma ve Yunan yapılarında görülen düzenli sistemler benimseniyor. Portikli tapınak biçimi, kamu yapılarında ve konutlarda görülüyor. Simetri, cephede üçgen alınlıklar ve sütunlar, bu dönem yapılarında tekrardan önem kazanıyor.

Neo Klasik mimarinin tüm özelliklerini barındıran Andrea Palladio’nun eseri Villa La Rotonda.

Yeni Klasikler için sanat, ahlaki değer ve davranışları şekillendirmede önemli bir yer tutuyor. Onlar için sanat, sadece eski üslupları yeniden canlandırmakla kalmıyor aynı zamanda değerlerine sahip çıkan bir toplum yetiştiriyor. Cesaret, onur, sadakat gibi erdemlere dikkat çekiliyor.

Jacques-Louis David, Oath of the Horatii, (1785).

19.yy sonlarına doğru etkisini kaybeden Neo-Klasizm,farklı uslüpları etkilemeye devam ediyor.