Berlin'in en önemli yapılarından biri olan Berliner Dom, göz alıcı mimarisi, zengin süslemeleri ve etkileyici tarihiyle şehrin simge yapılarından biri. Prusya kraliyet ailesinin gücünü ve ihtişamını yansıtmak için 1700'lerde barok tarzında inşa edilen kilise, ardından Karl Friedrich Schinkel'in neo-klasik dokunuşlarıyla yeniden şekilleniyor. Ama asıl dönüşümü, 1894'te II. Wilhelm'in emriyle başlıyor. Mimar Julius Raschdorff, katedrali Neo-barok bir şahesere dönüştürüyor ve 1905'te bugünkü görkemine kavuşuyor.

Mimar Julius, katedrali tasarlarken Roma'daki Aziz Petrus Bazilikası'ndan ve Londra'daki Aziz Paul Katedrali'nden etkilenmiş. Ana kubbesi ve dört kulesiyle dikkat çeken yapının restorasyonları II. Dünya Savaşı'nın ağır tahribatından sonra 1993'te tamamlanmış.

Yolunuz Berlin'e düşerse; devasa kubbesi, altın süslemeleri ve mozaikleriyle dikkat çeken bu Protestan kiliseyi ve manzarasını mutlaka görün!