Zamanın durduğu şehir: Havana
Fotoğrafla meşgul olup gezen üç tanıdığımdan birinin "Ben gördüm" dediği; gideceğimi ya da gittiğimi söylediğimde yine her üç kişiden birinin de "Görmeyi çok isterdim" dediği ülke: Küba. Ben, Fidel Castro ölmeden ve birçok gezgin "Fidel ölmeden git, bak değişim kapıda!" benzeri cümleler kurarken gittim Küba’ya. Birkaç ay önce giden arkadaşlarımdan duyduğum ise değişimin başladığı... O yüzden Küba gidilecek ülkeler listenizdeyse, hızlıca gitmek için üst sıralara taşımakta fayda var.
Artık direk uçuş var
"Küba’ya Türkiye’den direkt uçuş yok" cümlesi tarihe karıştı. Ben aktarmalı gitmiş neredeyse bir tam günümü yollarda geçirmiştim ama artık Thyile Havana’ya direk uçmak mümkün. Konaklamayı ise neredeyse tüm yolculuğum boyunca pansiyonlarda yaptım. Küba’da pansiyonlar Casa Particular denen, devletten sertifikasını almış, vergisini ödeyen pek ferah olmasa da işletenleriyle rahat ilişki kurup ülkeye dair detaylı bilgi alabileceğiniz sohbet ortamının oluşabileceği, gerçek anlamda halkın yaşam tarzını öğrenebileceğiniz yerler. Bir kısmında ev halkı yaşamaya devam ederken, bazı odalarını kiraya veriyor sadece. Böyle bir karardan çok memnun kaldığımı söylemeliyim. Çok şey öğrendik yerel hayata dair...
Para ile ilgili ilk kez karşılaştığım bir uygulama var ülkede… 2 ayrı para birimi söz konusu. Biri turistlerin kullandığı CUC (Convertible Peso) diğere ülke vatandaşlarının kullandığı CUP (Cuban Peso). Farklarına gelince biri diğerinin 24 katı, turistler alışverişlerde yerel halka göre bir hayli fazla para ödüyor diyebiliriz… Bir de para bozdururken sokaktan değil, resmi kurumlardan bozdurmaya çalışın, indiğinizde havaalanından bozdurabilirsiniz.
Prado Caddesi'nde aşık olacaksınız
Havana, yaşlanmış ama hala güzel gibi bir kadın gibi… Binalar olağanüstü... Evet bir kısmı yaşanmayacak durumda-ki öyle olduğu halde her odasında ayrı bir aile yaşıyor. Fakat mimari o kadar etkileyici ki! Yüksek sütunlar, yüksek tavanlar, dışarıdan gözüken detaylı işlemeler ve sıcacık renkler… Özellikle Prado caddesinin sağı solu gözünüzü alamayacağınız bu tarz binalarla dolu.
Ben Havana’yı dolaşmaya Prado caddesinden başladım. Defalarca da gittim, geldim o yoldan… Caddeyi ortadan ikiye bölen, sağından solunda ağaçların olduğu uzunca bir yürüyüş yolu… Çocukların oyun oynadığı, ressamların tablolarını, fotoğrafçıların fotoğraflarını sergilediği, hatta berberlerin saç yaptığı, kiminin gazete okuduğu, kiminin sevgilisiyle, kiminin çoluk çocuğuyla soluklandığı güzel bir yürüyüş yolu…
Dediğim gibi ben buradan başladım gezmeye ama siz Malecon sahilinden başlayabilirsiniz. Buradan Plaza De Cathedral, Plaza Armas, Plaza San Francisco’ya ulaşabilirsiniz. Tabelalar sizi yönlendirecektir. Hafif bir tempoda yürüyerek bu meydanların hepsine gidebilirsiniz. Çünkü her ne kadar meydanlar büyük olsa da birbirlerine çok yakınlar. Üstelik birbirlerinden çok farklılar.
Katedral meydanı'nı birkaç kare yakalamadan geçmeyin
Katedral meydanı yerel kıyafetli, para ile fotoğraf çekilmesine izin veren sanatçılar -ya da devlet memurları- ile zenginleşmiş bir mekân. Farklı zamanlarda farklı kareler yakalamanız mümkün, fotoğraf için hazırlanan kurgular da değişiyor. Gün içerisinde birkaç kez gitmekte fayda var diyebilirim. Zevkle fotoğraflar çektim orada. Bu arada sanatçılar para vermeden çektiğiniz fotoğrafları fark ettiklerinde makineyi alıp sildiriyorlar, haberiniz olsun…
Meydanları mutlaka görün, ara sokaklarda kaybolun, kaleye mutlaka gidin, Camera Oscura binasına mutlaka çıkın ve yanınızda bolca bozuk para bulundurun çünkü sürekli olarak çocuğuna süt parası isteyen annelerle karşılaşacaksınız. Bazen fotoğraf çektiğinizde de para isteyecekler, çünkü onların bir kısmı bunu iş olarak devlete vergi ödüyor, şaşırmayın.
Para isteyenlerin bir kısmı da nasıl olsa bunlar turist parası vardır deyip, şansını deniyor. Israr edenlere rastlansa da, hayır deyince itiraz etmiyorlar. Her yerde puro isteyip istemediğinizi soran insanlarla karşılaşacaksınız onlar da çok ısrarcı değiller.
Küba ve müzik
Küba’dan bahseden herkesin sokaklarda çalınan müzik ve her köşe başında edilen ve sizin de dâhil olabileceğiniz dans konusunda söylediklerinden olsa gerek neredeyse karnaval havasında bir yer bekliyordum açıkçası. Orada kaldığım günler boyunca bu konuda edindiğim ilk izlenim hiç değişmedi. Evet, insanlar gayet neşeli, sıcak ve cana yakınlar ama müzik ve dans eğlenmekten ziyade zor geçindikleri ailelerine biraz daha iyi bakabilmenin bir yolu sadece; turistik bir gelir kaynağı.
Müzik ve dans başladıktan birkaç dakika sonra hemen bahşiş için masalar dolaşılıyor ve bu sıklıkla tekrarlanıyor. Bahşiş vermeden kalkabildiğim bir yer hatırlamıyorum; ısrarcılar ve siz de kırmak istemiyorsunuz. Ayrıca o an müzik yapan grubun ya da sanatçının üzerinde e-mail adresleri olan CDlerde hemen sunuluyor size. Bizim arkadaşlardan alanlar oldu, ülkeyi gezerken yol boyunca dinledik. Müzik güzel, danslar hoş ama anlatıldığı gibi bir şenlik havasında değil…
Küba'da yaşam
Bildiğiniz gibi Küba’da tek parti egemenliğine dayalı sosyalist bir devlet yapısı var. Karneyle, çeklerle alışveriş birçok dükkânda şahit olduğumuz tanıdık manzaralardı ülke genelinde. Bir işçi ile avukatın maaşı 5 dolar fark ediyor sadece, tanıştığımız bir avukata yıllık 30 dolar aldığını söylemişti. O yüzden turistlere bir şeyler satabilmek demek, ciddi bir ek gelir demek Küba’da...
Ön yargısız ve sıcak insanlar
Havana’da hatta Küba’nın tamamında beni en çok etkileyen şey, insanların ön yargısız, neşeli ve sıcak davranışları oldu.
Kültür ve insanlar demişken…
Nüfusun bir kısmını İspanya’dan, bir kısmını da Afrika’dan gelenler oluşturuyor. Tabii yüzlerce yıl önce gelenler… Bu arada ebeveynlerden biri İspanyol biri Afrikalı olanlarsa (Afro Cuban) güzelliklerinden hemen anlaşılıyor.
Yazıyı bitirirken Küba’nın sembolü olan arabalardan bahsetmediğimi fark ettim. Fotoğraflarda bolca var ve gerçekten çok güzeller… Sizi birkaç dakikalığına öncesine götürebiliyorlar...