Yorgunluklar, yoksulluklar ve Güney Afrika

Birden fazla iklim tipinin göründüğü Güney Afrika kıtanın kuzey ve orta kesimlerine göre daha soğuk ve ülkenin en çok ziyaretçi alan başkenti ise güneyde yer alan Cape Town. Öyleyse Güney Afrika’yı Cape Town ile tanımaya başlayalım.

Cape Town: Güney Afrika’nın Renkli Başkenti

Afrika’nın en güzel liman şehirlerinden biri olan Cape Town, gerek yaban hayatı, gerek doğası gerekse sıcakkanlı insanlarıyla mükemmel bir yer. Hatta kendinizi modern Avrupa şehirlerinden birinde sanabilirsiniz. Cape Town’ı hakkıyla gezmek için en az bir hafta ayırmak gerekiyor ancak süresi kısıtlı olup, gelmişken Güney Afrika’nın diğer önemli şehirlerini de ziyaret etmek isteyenler birazdan bahsedeceğimiz yerleri mutlaka rotalarına dâhil etmeliler.

Cape Town’da ilk durağımız Masa Dağı. Dümdüz tepesinden adını alan Masa Dağı, sınırları içerisinde Ümit Burnu, Masa Dağı Ulusal Parkı ve Boulders Plajı da bulunuyor. Teleferikle de ulaşabileceğiniz Masa Dağı, panoramik şehir ve okyanus manzarası ziyaretçilerine büyülü anlar yaşatma konusunda çok başarılı. Tabii Afrika’nın en güneyinde muhteşem bir gün batımı manzarası izlemek istiyorsanız Masa Dağı’nın yanı sıra başka alternatifler de var. İyi bir günbatımı için Cape Town'a sadece 20 dakika mesafedeki Camps Bay'e mutlaka uğramalısınız. Camps Bay, özellikle de sörfçülerin tercih ettikleri bir plaj ve şanlıysanız sörfçülere köpek balıklarının eşlik ettiğini görebilirsiniz. Ayrıca genelde şehirdeki Müslümanların yaşadığı BoKaap bölgesindeki renkli evlerle dolu sokakları turlayıp rengârenk evlerin önünde fotoğraf çekinmeyi unutmayın.

Güney Afrika'nın en ilgi çekici yerlerinden biri de Afrika penguenlerini görebileceğiniz Boulders Plajı. Plaj Cape Town'a yaklaşık 1 saat kadar uzaklıkta yer alıyor. Seyahatiniz penguenlerin üreme dönemine denk gelirse plajda çok sevimli penguen yavrularını bile görebilirsiniz. Cape Yarımadası’nın vazgeçilmezi Cape Point ve Ümit Burnu’nu kapsayan milli park rotası ise her adımda karşınıza çıkan farklı güzelliklerle seyahatinize heyecan katıyor. Seyahatine tarih ve kültür de eklemek isteyenler için Güney Afrika’nın efsane lideri Nelson Madela’nın ülkesinin bağımsızlığı için 18 yıl hapis yattığı Robben Adası da mutlaka gidilmesi gereken yerlerden biri.

Nelson Mandela’nın Şehri: Johannesburg

Başkent üçlüsüne dâhil olmasa da Johannesburg, Güney Afrika’nın en büyük şehri aslında. Johannesburg’u çekici kılan iki şey var. Birincisi safari turları yapılabilen milli parkların şehre yakın olması, ikincisi ise Nelson Mandela’nın bir zamanlar bu şehirde ikâmet etmesi. Bir de tabii midesine düşkün olanlar için Neighbourgoods Market var. Neighbourgoods Market, cumartesi günleri kurulan ve içerisinde tüm dünya mutfaklarına ait yemekleri bulabileceğiniz, lezzetli olduğu kadar da keyifli bir pazar yeri. Johannesburg’un ilginç yerlerinden biri de Constitution Hill, yani Anayasa Tepesi. Eskiden hapishane olan ve Gandhi, Mandela gibi isimlerin hapis yattığı bu yer günümüzde Anayasa Mahkemesi olarak kullanılıyor. Johannesburg’da sıradaki durağımız ise Nelson Mandela’nın evinin bulunduğu Vilakazi Caddesi. 1946-1996 yılları arasında yaşadığı ev günümüzde müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Ayrıca 2001’de ziyarete açılan Apartheid Museum (Irkçılık Müzesi), Güney Afrika’nın ırkçılıkla mücadelesini simgeliyor. Müzede, ırkçılığın dünya dışı bir öğreti olduğu eserlerle anlatılıyor.

Güney Afrika, suç oranlarının yüksekliği ile turistleri biraz korkutsa da oraya gittiğinizde aslında anlatıldığı kadar tehlikeli bir yer olmadığını sıcak ve samimi insanları sayesinde görebilirsiniz. Dolayısıyla Güney Afrika konusundaki söylentilere kulak asmaya ve korkmaya gerek yok. Gidin ve Afrika’nın en güneyinde yer alan bu doğa harikası ülkenin tadını çıkarın!