Uzun yol şarkınız hangisi?
Otobüsle tatile giderken, sırt çantanız sırtınızda uzun bir seyahate çıktığınızda, karşı yakaya işe giderken yada okulun o çekilmez uzun yolunu arşınlarken siz hangi şarkıları dinliyorsunuz? Biz sizin için farklı kesimlerden farklı insanlara sorduk....
Güneşin en muhteşem haliyle parladığı Temmuz ayında "tatil" yolları gayet açık görünüyor! Sıcak yollarda içinizi serinletecek şarkıların önemli adreslerinden biri elbette MFÖ! Peki başka hangi albümlerin hangi şarkıları yollarda baş ucumuzda?
(M)a zhar, (F)uat ve (Ö)zkan; Türk rock tarihine baş harflerini melodileriyle, duruşlarıyla, yıllarıyla kazımış grup… Şimdiden birkaç nesli kendilerine hayran bırakan MFÖ daha çok nesli de müziğiyle büyütecek...
Dinlendiren melodiler
Benim seyahatlerim genellikle işim dolayısıyla oluyor. Şu ana dek 70 ili dolaştım. Yoldayken kafamı dağıtan , dinlendirici ama beni uyutmayacak şarkılar dinlemeyi tercih ediyorum. Favori şarkılarım dönem dönem değişiyor. Ama bu aralar sık sık İsveçli First Aid Kit’in albümünü dinliyorum . Birkaç aydır en iyi yol arkadaşım oldu bu albüm. Onun haricinde vazgeçilmezim country tarzında albümler oluyor. Ama öne çıkan bir albüm adı vermem zor.
Yolculuğu unutturan şarkılar
Yola çıktığımda özellikle yolu göreceli olarak algımda kısaltacak, beni içine alıp başka yerlere götürecek ve yolda geçecek süreyi unutturacak şarkılar dinliyorum. Yolculuk içi yolculuk bu biraz da. Bu hissi yaratan şarkıları ve müzisyenleri yolda yanıma almaya çalışıyorum. Eagles, Jim C roce, Mazhar Fuat Özkan, Kargo, Toto, Vivaldi ve Beethoven bana yolda en çok eşlik edenler...
Ruhunuzu ritimlere teslim edin
Seyahat esnasında tek önceliğim, seyahatin benim için sıkıcı bir hale gelmesini önlemek. Zira aksi durumlarda sınırlı bir alanda hareket edebileceğimi bilmek, yolculuğu çekilmez kılıyor. İlk baş vurduğum önlem ise müzik dinlemek oluyor. Bu aralar Robin Schulz’un "Sugar" şarkısı, favorilerimden ve özellikle yolculuk sırasında defalarca dinleyebiliyorum. Size tavsiyem;Sugar’ı dinlerken gözlerinizi kapatın ve klibi gözünüzde canlandırmaya çalışın. Haydi ruhunuzu ritimlerin sihirli ellerine teslim edin. Zira tahmin ettiğinizden daha çok eğleneceksiniz! Herkese iyi yolculuklar...
Şarkılar beni geçmişe götürür
Yolculuk yaparken genellikle ya sakin ya da eşlik edebileceğim şarkıları dinlemeyi tercih ediyorum. Mesela Teoman ve Yalın’ın şarkılarını seyahat ederken dinlemeyi çok severim. Özellikle Teoman’ın şarkılarını dinlemekten büyük keyif alırım. Çünkü o şarkılarla geçmişime geri döner, hayal kurarım. Seneler önceki ben tekrar aklıma gelir. Lise ve üniversite yıllarım hafızamda tekrar canlanır.
İz bırakan şarkılar, taklit edilemez şarkılar rafı
Çıkılan ya da hayal edilen yolun biçimi kişinin o dönemiyle değişip dönüştüğünden, benim de yol şarkılarım zaman içinde farklılık gösteriyor. Fakat bir süredir tek bir yol şarkım var diyebilirim; Tim Hardin’in "Black Sheep Boy"u. Tim Hardin’in 1967’de yayınladığı "Tim Hardin 2" albümündeki şarkıyı Patti Smith’in "Çoluk Çocuk" kitabında keşfettim ilk. Bir süre sonra hayatıma yeni bir sayfa açan Berlin maceram başladı. Berlin’e doğru her yola çıkışımda ya da İstanbul’a dönerken bu şarkı oluyor kulağımda, defalarca. Sözleri de müziği de, hani derler ya, "beni anlatıyor".
Bir diğer yol biçimim ise İstanbul’un toplu taşıması. Metro ve metrobüslerde bazen bütün yol boyunca , ki bu saatler sürebiliyor, dinlediğim bir şarkı oluyor bazen; Tim Buckley’den "Phantasmagoria In Two". Olağanüstü bir adamın bu olağanüstü eserine dair uzun cümleler kurabilmek çok zor. Sadece kusursuz. Herhalde yüz binlerce şarkı dinlemişimdir şimdiye dek fakat Tim Buckley’in bu eseri, zihnimde çok az eserin girebildiği bir rafta çınlayıp duruyor; taklit edilemez şarkılar rafı...
Şarkılar söz konusuysa makul noktada buluşuruz
Yolculukta dinlediğim şarkılar nereye, hangi vasıtayla, günün hangi yarısında ve kimlerle seyahat ettiğime göre değişir. Eğer otobüsle gece yolculuğu yapıyorsam dingin, uykuma eşlik edebilecek şarkılar dinlemeyi yeğlerim. Leonard Cohen sağ olsun, huzurla uyuyabilirim. Otobüsle gece yolculuklarında aynı firmayı tercih etmemin en önemli sebebi de "Ekşi Sözlük Special Playlist" dinleyebilme olanağıdır. Kaç yolculukta aynı listeyi tekrar tekrar dinlediğimi hatırlamıyorum.
Ailemle arabayla günübirlik gezilerimizin asla değişmeyeni halk müziği olur. "Gülün Kokusu Vardı" albümü dinlenirken yanımız sıra yeşil ovalar uzanır; herkes portakal ağaçlarının ne güzel olduğunu düşünür. Kardeş Türküler çalmaya başladığında tekrar muhabbet başlayabilir.
Arkadaşlarla Güney’e doğru yapılan araba yolculuklarında genellikle pop ve rock dinlemeyi severim . Ortak geçmişimizde yeri olan şarkıları seçerim. Geçen yıl çıktığımız yolculukta playlisti ben yapmıştım . Listede The Doors da vardı; Tarkan , Nazan Öncel ve Müslüm Gürses şarkıları da.
Teknoloji değişir asıl olan değişmez
Otuzlu yaşlarına gelmiş biri olarak walkman, disckman sonrasında da mp3 playerlarla yoldayken hep müzik dinledim. Malum, günümüzde en çok ihtiyaç duyduğumuz alet akıllı telefonlarımız. Müzik dinleme alışkanlığım şu an telefonla devam ediyor. Kullandığımız aygıtlar teknolojinin varlığıyla gelişse de asıl olan değişmiyor. İş ya da tatil amaçlı yolculuklarımda bana yol arkadaşı olan şarkılar, anılar ve kafamdaki fikirler arasında bağlantı kuran şarkılar oluyorlar. Bunlara iki tane örnek vermem gerekirse Portishead’den "Roads" ve Las Ketchup’dan "Kusha las payas".