Uluslararası Malatya film festivali direktörü Suat Köçer
Suat Köçer, Film Arası dergisi genel yayın yönetmenliği, sinemayla ilgili Yeni Şafak gibi gazetelerde yazdığı eleştiri yazılarından, birçok film yarışmasının jüri üyeliği ve sinema derslerinden tanıdığımız bir isim. Bu yıl da, 9-16 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek, Türk sinemasının önemli bir markası olan Malatya Uluslararası Film Festivali’nin direktörlüğünü üstlendi. Köçer’le hem festivali, hem Malatya’yı sizler için konuştuk.
Sizi Türk sinemasında kadın, darbe ve Kürt filmlerini mercek altına alan özel dosyalarıyla öne çıkmış Film Arası dergisinin genel yayın yönetmenliği ve gazetelere yazdığınız sinema yazılarından tanıyor ve takdir ediyorduk. Üstüne Malatya Uluslararası Film Festivali Direktörlüğü eklendi. Nasıl geldi bu teklif?
Teşekkür ediyorum öncelikle. Bildiğiniz gibi Malatya Uluslararası Film Festivali Türkiye’nin önde gelen sinema organizasyonlarından biri haline geldi. Bunda festival ekibinin ve Malatyalıların büyük emeği var. Festival, 2016’da ülkemizde yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi sebebiyle geçen yıl ertelenmiş ardından da Malatya Valiliği festivalince bundan böyle Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilmesi yönünde bir karar alınmıştı. Festivali üstlenen belediye yönetimi var olan yapıyı yeni bir kadro ve anlayışla devam ettirmeyi tercih etti. Bu yeni kadro ve anlayışı üstlenme noktasında kendilerinden teklif aldım.
Bir sinema yazarı olarak daha önce festivalleri yakından takip ediyor, gerekli gördüğünüzde eleştiriyordunuz da. Peki, bu kimliğinizin yanı sıra böylesine önemli bir festivalin sorumluluğunu almak zor oldu mu? Gelebilecek eleştirilerden korkuyor musunuz?
Yaklaşık 15 yılını sinema yazarlığına vermiş biri olarak film festivallerinin ne denli zor organizasyonlar olduğunu biliyordum. Bununla birlikte festivallerin bazı kronik sorunlarını da mesele edinip çözüm arayışlarına yönelik Film Arası dergisi ve Yeni Şafak gazetesinde yazı ve dosyalar hazırladım. Festival yapmak zor, bir sinema yazarı olarak festival yönetmek daha da zor. Çünkü bir yandan organizasyonu en iyi şekilde yapmaya çabalarken, diğer yandan içerikle alakalı dert edindiğiniz meseleleri hayata geçirmeye çalışıyorsunuz.
Şu var ki, sinema sevgim zorlukları aşmamda önemli bir motivasyon kaynağı. İşinizi sevince tüm zorluklar üstesinden gelinir birhal alıyor. Eleştirilerden elbette ki korkmuyorum. Eleştirinin başarı yolunda fırsata dönüştürülebileceğini eleştirmenlik yapan biri olarak çok iyi biliyorum çünkü.
Daha önce 6 kez düzenlenmiş bir festivali devralmak nasıl bir duygu? Suat Köçer’in direktörlüğündeki festivalde nasıl bir farklılık göreceğiz? Yenilikler olacak mı?
Malatya Uluslararası Film Festivali bu yıldan itibaren yerliliğe yaslanan anlayışıyla ulusal sinemayı önemseyen ve önceleyen bir yol takip edecek. Ulusal sinemanın tanıtımı kadar üretimini de mesele edinecek. Bu amaç doğrultusunda Malatya Film Platformu’nu hayata geçirdik. İki ayrı dalda birer projeye destek vereceğiz.
Ertem Eğilmez Aile Filmleri Ödülü olarak, aile kavramını pozitif boyutlarıyla beyazperdeye taşıyan yapımlara 100 bin lira destek sağlayacağız. Yine festival çatısı altında, TRT Yapım Desteği kapsamında jürinin seçtiği bir proje TRT Ön Alım Desteği’ni almaya hak kazanacak. Bu yıl yine Belki Köye Bir Film Gelir projesiyle, festival programından4 filmi,Malatya Büyükşehir Belediyesi’ne ait tırlarla, Malatya’nın bazı köylerine götürerek buradaki sinemaseverlerle buluşturacağız.
Yine bu yıldan başlayarak Türkiye’nin çeşitli sosyokültürel sorunlarına dair belgesellerin yapımını sağlayacağız. İlk belgeselimiz Azerbaycan’ın önemli yönetmenlerinden Elçin Musaoğlu imzasını taşıyan “Türkiye Benim de Vatanım” oldu. Belgesel, 15 Temmuz darbe girişimin, Türkiye ve Azerbaycan’da yaşayan Azerbaycanlıların gözünden aktarıyor.
Bu yıldan başlayarak sinema sektörünün önemli meselelerini tartışmak amacıyla kapsamlı sempozyumlar da düzenleyeceğiz. 22-23 Eylül’de Malatya’da gerçekleştirdiğimiz “Türk Sineması’nda Yerel Kodlar” başlıklı ilk sempozyumda sinemamızın 100 yıllık tarihinde yerellik ve yerlilik bağlamında bakış attık. Uluslararası Kısa Film Yarışması, kısa filmlerin büyük salonlarda gösterimi, ödüllerdeki bazı artırımlar ve başka yeniliklerimizle, Malatya Uluslararası Film Festivali’ni daha ileri noktalara götürmenin çabası içinde olacağız.
Hülya Koçyiğit, Nacer Khemir Malatya'da
Peki, festivalde hangi ünlü simaları göreceğiz? Kimler size destek oluyor, olacak?
Festivalimizin bu yılki Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın jüri başkanlığını sinemamızın değerli usta oyuncusu Hülya Koçyiğit üstleniyor. Yılın iddialı yerli yapımlarına imza atan ve bu yapımlarda rol alan konukların yanı sıra yurt dışından da önemli konuklarımız olacak Bu yıl Türkiye-Güney Kore ilişkilerinin başlamasının 60. yıldönümü. Bu kapsamda Güney Kore sinemasının önemli yönetmenleri ve yükselen yıldızları Malatya’da konuğumuz olacak.
Rus Sineması’nın çağdaş temsilcilerinden Andrey Zvyagintsev’in retrospektifini yapıyoruz. Usta yönetmenin filmlerinde rol alan bazı oyuncuları festivalimizde ağırlayacağız. Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’na başvuran yılın iddialı filmlerinin yönetmen ve oyuncuları da yine festival kapsamında Malatya’da olacak. Türk sinemaseverlerin Bab Aziz filmiyle tanıdığı Tunussinemasının önemli yönetmenlerinden Nacer Khemir de festivalde ağırlayacağımız ustalar arasında.
Çok güzel. Başarılar diliyoruz. Peki son soru, festival sırasında Malatya’ya Türkiye’den hatta yurt dışından birçok insan akın edecek. Siz de bir süredir şehre sıklıkla gidip geliyorsunuz. Size göre festival etkinliklerinden arta kalan zamanlarda Malatya’da hangi güzellikleri görmeliler, okuyucularımıza biraz ipucu verir misiniz?
Tarihi Hitiler'e dayanan ve köklü bir kültüre sahip olan, sular şehri şelale ve kanyon zengini Malatya’nın tarihi ve doğal güzelliklerini bir çırpıda anlatmak zor. Nemrut’ta güneşin doğuş ve batışına şahit olmak, Osmanlı kervansarayı özelliği taşıyan Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı’nı görmek, konuklar için büyük keyif olur diye düşünüyorum. Ayrıca zaman ve mekânın farklı bir Türkiye’nin en büyük höyüklerinden açık hava müzesi Arslantepe Höyüğü, Şehrin Selçuklu mimarisini yansıtan tek dini yapısı Battalgazi Ulu Camii, bana göre mutlaka gezilmesi, görülmesi gereken önemli tarihi ve kültürel yerler.