Tarih en yeni şarkıdır: Budva
Karadağ’a bağlı küçük bir şehir Budva,Adriyatik Denizi’nin kıyısında hem tatilhem de kültürel geziler yapmak isteyenlerinplanlarının parçası olmayı hakediyor. Budva, ülkenin en eski yerleşimyerlerinden biri ve tarihî dokusunubüyük ölçüde korumuş durumda. OldTown veya Stari Grad olarak da bilinenşehir, zamanla büyüyerek meraklı tatilcilerinuğramadan geçmediği yerlerdenbiri hâline gelmiş.
Milattan önce 5. yüzyıl…
Etrafı surlarla kaplı olan ve Old Town olarak da bilinen Eski Budva’nın tarihi M.Ö. 5. yüzyıla dayanıyor ve misafirlerini benzersiz bir nostaljiyle karşılıyor. Yürürken huzurlu düşüncelerde kaybolmayı sevenlerdenseniz Eski Budva sokakları sakinliğiyle sizleri bekliyor. Sabahın erken saatlerinde dükkân sahiplerini saran tatlı hazırlık telaşesi, akşamları da rengârenk sokakları ve kahkahalarıyla âdeta bir festival havası oluşturuyor.
Restorasyonlar sayesinde oteller ve kiralık apartlar gibi konaklama imkânları da bu surlar içerisinde mevcut. Bu sayede ulaşımla zaman kaybetme endişeniz olmadan tarihî sokaklarda dilediğinizce eğlenebilirsiniz.
Rengârenk bir ada
Budva’nın hayat dolu yerlerinden bir diğeri de Sveti Stefan Adası. Ada, yeşilin ve mavinin hayatın her anıyla iç içe geçtiği muhteşem bir renk cümbüşüne sahip. Rivayete göre burası bir zamanlar Budva’da silah deposu olarak kullanılıyormuş. Civarda turizmin gelişmesiyle birlikte bir otel zinciri tarafından satın alınmış ve restorasyon sonucunda da güzel bir tatil mekânı hâline getirilmiş. Akıllara Karadağ’ın Hawaii’si olarak kazınmış olan bu eşsiz adada çok sayıda farklı bitki ve hayvan türünü bir arada görebiliyorsunuz.
Tarihi sahil
Budva’nın yüzlerce yıllık tarihinin, mükemmel Adriyatik sahili ile birleştiği manzarayı görmek isteyenlerin ilk durağı olan ve tarihi M.S. 6. yüzyıla dayanan Hisar (Citadel), özellikle Budva’yı dışardan gelen tehlikelere karşı koruma amacıyla yapılmış.
Aziz Ivan Kilisesi
Budva’nın merkezinde görkemli mimarisiyle ziyaretçileri etkileyen birçok kilise bulunuyor. Bunların arasında görülmesi gereken ilk kilise, konumu ve mimarisi dolayısıyla Aziz Ivan Kilisesi. Duru güzelliğiyle görenleri etkileyen kiliseyi izlerken içinizin huzurla dolduğunu hissedeceksiniz. 13. yüzyılda inşa edilmiş olan kilisedeki eşsiz tablolar ise başlı başına bir sanat galerisi... Kiliseye daha sonra eklenen saat kulesi de eşsiz bir bütünlük yaratmış durumda.
Sevgilisini bekleyen balerin
Budva Old Town’dan çıkmaya karar verdiğinizde görmeniz gereken ilk yapı denizin ortasında zarafetle sizi bekleyen balerin heykeli. Alışıldık ama bir o kadar da etkileyici bir hikâyesi var balerin heykelinin.
Sevgilisinin seferden dönmesini dört gözle bekleyen bir kadın, kendini sevgilisine yakın hissetmek için sık sık sahile geliyor ve sahilde dans ediyor. Yerli halk artık bu kadını tanıyor ve ona duydukları şefkat ve yakınlıktan dolayı ölümünden sonra anısına heykelini yaptırıp denize yerleştiriyorlar. Başka bir rivayete göre de bu kadın sahilde yaptığı yoğun antrenmanlar sonucu orada ölen bir balerin. Hikâyesinin hangisi olduğu kesin olmasa da bu balerin heykelinin kesinlikle görülmesi gerekiyor.
Budva; tatilcilerin hem sanat hem tarih hem de deniz tatilini aynı anda yapabileceği, gezilmesi ve görülmesi gereken keyifli ve hayat dolu bir şehir. Giderken mutlu olacağınız, dönerken ise muhtemelen üzüleceğiniz bir gezi sizleri bekliyor.