Sonbaharın en çok yakıştığı yer: Yedigöller

Yedigöller nerede?

Yedigöller, Bolu'nun 42 km kuzeyinde yer alıyor. Dağlar arsından, bol virajlı yollardan ulaşılan Yedigöller'e yolculuk biraz zorlu. Ancak, doğa harikası yere ulaşıldığında karşılaşılan manzara, zorlu yolculuğa değiyor. Türlü orman bitkilerinin topluca aynı yörede bulunması sebebiyle 1965 yılında Milli Park ilan edilmiş olan Yedigöller Milli Parkı'nda 1,5 km'lik bir hat boyunca yan yana dizili 7 tane küçük göl yer alıyor.

Her mevsim ayrı güzel

Yazları, Yedigöller'i sarmalayan ormanlarda yeşilin bin bir tonu görülebilir. Göle nazır bir kamp ile çocuklarla doğa keşiflerine çıkmak için de en uygun mevsim yazdır. Kışın, beyaz örtünün güzelliği altındaki manzaraları görmek; ilkbahar da, doğanın uyanışına şahit olmak için harikadır. Ancak tüm bunların yanında, bana göre Yedigöller'in en güzel zamanı kızıl giysisini kuşandığı sonbahardır. Ağaçlarda ve yerde altın sarısı ve kızıl yapraklar, etrafta sizi dinginleştiren (biraz serince) tertemiz bir hava, göllerde rengârenk yansımalar ile harika bir sonbahar tablosunun içinde olduğunu hissettirir insana...

Birbirinden güzel yedi göl

Yedigöller Milli Parkı'nda, bazıları dip kaçakları ile birbirine bağlı yedi tane heyelan gölü var. Göllerin isimleri de pek bir güzel: kuzeyden güneye doğru, Seringöl, Büyükgöl, Deringöl, Nazlıgöl, Kurugöl, İncegöl ve Sazlıgöl şeklinde. Göle nazır bir hafta sonu kampı veya pikniği için, ya da bizim yaptığımız gibi günübirlik güzel bir doğa yürüyüşü ve keşfi için Yedigöller bir harika.

Büyükgöl

Yedigöller gezimize, göller dizisinin ortasında yer alan, tüm göller arasında en büyük göl olan Büyükgöl ile başladık. Ana yoldan sapıp kampçılar ve piknikçiler arasından göle doğru yürüdük. Kamp yerlerinin yanındaki ateş yakma bölmelerinde ateşler çoktan yakılmış, sucuk ekmeklerin kokusu ortalığı sarmıştı. Etraftaki upuzun ağaçlardan dökülmüş yaprakların oluşturduğu altın sarısı halının üzerine basa basa Büyükgöl'e ulaştık. Büyükgöl üstündeki seyir terasındaki manzara ile ise adeta büyülendik...

Deringöl ve seringöl

Deringöl'ü Büyükgöl'ün hemen arkasında bulduk. Ağaçların arasından süzülen ışıklar ve sararmış yaprakların oluşturduğu muhteşem manzaraları bizler amatörce resmedip zihinlerimizde ölümsüzleştirdik. Ancak etrafta pek çok profesyonel veya fotoğrafçılığa meraklı fotoğrafsever çoktan tripodlarını kurmuş Büyükgöl'den Seringöl'e doğru akan derenin eşsizliğini fotoğraflarına ekleme gayretindeydi. Kısa bir yürüyüş sonrasında, tüm göllerin en ucundaki minik Seringöl'e ulaştık. Göle nazır bir masaya oturup çocuklarla mini bir piknik yaptık, dinlendik...

Nazlıgöl ve kurugöl

Yedigöller içinden giden yoldan bu sefer yokuş yukarı yürümeye koyulduk. Kıvrıla kıvrıla çıkılan yol kenarlarında kimi sonbahar ile birlikte yükselmiş olan ilginç mantarlar gördük, çocuklarla birlikte inceledik. Biraz yorucu bir yürüyüş sonrasında ulaştığımız üst bölgedeki göller arasında ilk karşımıza çıkan göl Kurugöl'dü. Ancak adı üstünde kuru-göl, karşımızda duran, içinde hiç su olmayan bir çukurdu. İnce bir dere ile Nazlıgöl'e bağlantılı olan Kurugöl'e su, ancak Nazlıgöl'ün suları yükseldiğinde dolabiliyormuş. Hemen yanda, büyükçe bir göl olan Nazlıgöl ise yine harika sonbahar manzaraları sunuyordu. Göl kıyısında piknik veya kamp yapmak isteyenler için de birçok masa ve yer mevcut.

İncegöl ve sazlıgöl

Yedigöller'de göl keşiflerimizde son iki göle gelmişti sıra. Bolu yönünden gelindiğinde karşılaşılan ilk iki göl olan İncegöl ve Sazlıgöl, kendine özgü şahane güzellikleri olan iki minik göl. Yoldan biraz içerideki Sazlıgöl, su yüzeyini kaplamış bir tür bitki ile çok ilginç görüntüde ve yemyeşil. Ana yolun hemen yanındaki İncegöl ise ince, zarif görüntüsü ve göl üstünü kaplamış kızıl yaprakların oluşturduğu manzarası ile sonbaharın rengârenk Yedigöller'inin bir özeti gibi.