Soğuk taşların sıcak gönülleri sakladığı şehir: Mostar

Mostar köprüsü.
Mostar köprüsü.

İstanbul’dan yaklaşık 2 saatlik bir uçak yolculuğuyla Saraybosna’ya indikten sonra araba kiralarsanız, 125 kilometre güneybatı yönünde ilerlediğinizde 2 saat sonra Mostar’a ulaşabilirsiniz. Ama benim tavsiyem Saraybosna’dan her gün kalkan trenle Mostar’a gitmenizdir. Avrupa’nın en güzel tren rotalarından biri olan bu demiryolu boyunca eşsiz manzaralı vadiler, ırmaklar, küçük yerleşim birimleri sizleri büyüleyecektir.

Mostar Köprüsü, hilal görünümündeki yekpare çekiciliği sebebiyle bilenlerin gönlünde taht kurmuştur. Ancak bu şehir sadece bir taş köprüden ibaret değildir. Tarihi binaların vazgeçilmez unsuru olan kaygan taş çatı malzemesi; kış aylarında evleri fırtınaların zararından korurken, çok sıcak yaz aylarında, şehrin misafirperver halkını da adeta bir klima etkisiyle bunaltıcı sıcaktan korur. Buraya Mostići, Mostari (köprücüler) ve nihayet Köprülü Hisar da denilmiştir. Günümüz nüfusu yarısı şehir merkezinde olmak üzere 100 bini aşmıştır.

Birçok Balkan şehrinde olduğu gibi, Mostar’ın ortasından da zümrüt yeşili bir ırmak akar: Adı Neretva’dır.

Şehrin adı ilk defa 1452 tarihli bir Dubrovnik belgesinde geçer. Mostar 1466’da Osmanlılar tarafından fethedilmiştir. 16. yüzyılın ikinci yarısı ve 17. yüzyılın başlarında zanaat ve ticaret sahalarında gelişme kaydedildi. 1631’de şehirde 22 Müslüman, 2 Hristiyan mahallesi ve birinde Katolik kilisesi mevcuttu. 17. yüzyıl ortalarında Ortodoks Sırplar da şehre dahil oldu. Böylece şehrin nüfusu 12.000’i aştı. Mostar’ı 1664 yazında ziyaret eden ve burayı çok sıcak bulan Evliya Çelebi şehirde 53 mahalle, 350 dükkân, 45 cami ve mescid, 3.040 kadar kâgir evden söz eder. Evlerin çoğu Neretva nehrinin sol kıyısında yer almaktadır. Bu kısımda Mostar Çarşısı ve pazarı vardır. Batı kısmında ise tabakhâne, 19 su değirmeni, 2 hamam ve medreseler bulunmaktadır.Mostar halkı Türkçe, Boşnakça ve Latince konuşmaktaydı.

Buraya Mostići, Mostari (köprücüler) ve nihayet Köprülü Hisar da denilmiştir.
Buraya Mostići, Mostari (köprücüler) ve nihayet Köprülü Hisar da denilmiştir.

Venediklilerin saldırılarından sonra 1693’de şehir surlarla çevrildi ve iki küçük kalesi tahkim edildi. 1856’da Rus konsolosu Aleksandar Giljferding şehirde 1.500 Müslüman, 500 Sırp ve 300 Hırvat evi olduğunu belirtmektedir. 1874 (1291) tarihli Bosna Salnâmesi’nde Mostar’da 45 cami, 5 medrese, 1 rüşdiye, 16 mektep ve 26 hanın bulunduğu kaydedilir.

1878 Berlin Antlaşması gereği Bosna-Hersek, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu işgaline bırakıldı. 1908’deki ilhak üzerine resmen bu devletin bir parçası haline geldi. 1918’de Avusturya-Macaristan’ın dağılmasına kadar şehirde; Osmanlı mimari üslûbunu değiştirmek gayesiyle Endülüs veya yeni Memlük stiliyle çok sayıda eser okul, hastahane, otel vb. bina inşa edildi. Bir tarihçi ve gezgin olarak 1560-1908 yılları arasındaki gelişmeleri içinde barındıran, Osmanlı Belgelerinde Mostar Sergisi’ni 2022 Temmuz’unda köprünün yanında ziyarete açmak benim unutamayacağım bir hatıra oldu.

Mostar 1918’de, Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı (1929’da Yugoslavya Krallığı adını almıştır) toprakları içinde yer aldı.

II. Dünya Savaşını müteakiben Tito önderliğinde kurulan Yugoslavya’nın (1945-1990) altı cumhuriyetinden biri de Bosna-Hersek idi.

Mostar çarşısı.
Mostar çarşısı.

1992-95 tarihlerinde Bosna-Hersek’te soykırım olarak gördüğüm iç savaş Mostar’ı harabeye çevirdi. Osmanlı döneminden kalma eserlerin çoğu tahrip edildi. 1993’de özellikle hedef seçilen Mostar Köprüsü, Çarsısı ve Ortodoks Sırp katedrali Hırvat topçu ateşiyle yıkıldı. Ağır tahribat gören Yavuz Sultan Selim Mescidi, Nasuh Ağa, Karagöz Bey, Koski Mehmed Paşa, vb. camileriyle diğer bazı yapılar çeşitli örgütlerce restore edildi. Mostar Köprüsü, Türkiye’nin de içinde bulunduğu milletlerarası konsorsiyumun katkılarıyla onarılarak 23 Temmuz 2004’te resmî bir törenle açıldı.

Şehre geldiğinizde ailelerin işlettiği küçük pansiyonlar geleneksel Boşnak misafirperverliğiyle beraber, size buranın kültürünü de tanıtacaktır.

Mostar’ın taş sokaklarında kaybolun, Neretva kıyısında mutlaka serinleyin, köprü manzaralı kafe ve restoranlarında Begova Çorba, sahan dolma, çevapi (köfte) yiyerek dinlenin. İncir pekmezi, buğday, mısır unu, şeker ve yağ ile yapılan geleneksel tatlı Smokvara’yı mutlaka Boşnak kahvesi ile birlikte deneyin. Mostar’ın en ünlü tarihî eserleri olan Mostar Köprüsü (1557-1566), Nasuh Ağa Camii (16. yüzyıl), Karagöz Bey Camii ve Medresesi (1558), Keyvan Kâhya Camii ve Medresesi (1553), Koski Mehmed Paşa Camii ve Medresesi’ni (1617) ve otantik bir konak olan Muslibegoviç Evi’ni ziyaret edin. Şehre gelmişken 20 dakika mesafedeki anlatılmaz güzellikteki tarihi mirası ve doğal manzaraları içinde barındıran Blagay ve 30 dakika uzaklıktaki Poçitel şehirlerine de gitmeyi ihmal etmeyiniz.

İnşa edildiği tarihten itibaren Mostar Köprüsü kadar önemli, bölge insanı ve şehriyle özdeşleşerek yüzyıllar içinde bir simge haline gelen ikinci bir eser bulmak çok güçtür. Tam da bu sebepten medeniyet tarihinin bir mirası olan bu köprüyü korumak artık tüm insanlığın vazifesi olmalıdır.