Seyahat iletişimimizi geliştirecek 8 ipucu
Seyahat etmek insanlarda içgüdüsel olarak var olan bir eylem. Herkes aynı il içerisinde başka ilçe olsun, şehirlerarası ya da dünyanın bambaşka bir yeri olsun bir şekilde seyahat ediyor. Bunu yaparken de yepyeni insanlarla tanışma fırsatı yakalıyor. Eğer kendi ülkenizde seyahat ediyorsanız iletişim kurmanızda bir problem yok. Ancak yurt dışına gittiyseniz dil bilmeniz şart. Peki, sadece dil bilmek yetiyor mu dersiniz? Tabi ki hayır. Dil bilmenin çok daha ötesinde bir iletişim aracı var: Beden dili… Çok iyi İngilizce, İtalyanca ya da Fransızca bilmeseniz bile el, kol, baş hareketlerinizle hatta yüz mimiklerinizle kendinizi anlatabiliyorsunuz. Bunun için beden dilinizi doğru kullanmanız oldukça önemli. Biz de bu yazımızda beden dilinizi doğru kullanmanızı sağlayan, seyahat iletişiminizi geliştirecek 8 ipucunu derledik.
Baş hareketinizle iletişime açık olun
Birisiye konuşurken dikkatinizi vereceğiniz ilk yer başı ve yüzüdür. O nedenle başınızın konumu beden dilinde oldukça önemli. Eğer birine onu dinlediğinizi fark ettirmek istiyorsanız, başınızı dik konumdan biraz daha eğik konuma getirin. Bu evrensel bir açıklık işareti. Zira içgüdüsel olarak daha iyi duymak istediğinizde kulağınızı ortaya çıkarma ihtiyacı duyarsınız. Bu da başınızı eğmenizle mümkün. Aynı zamanda bu hareket, karşınızdaki kişiye daha samimi bir yaklaşımda olduğunuzu ve dikkatinizi ona verdiğinizi belirtiyor.
Gülümsemenizle parlayın
Gülümseme, dostluğu ve mutluluğu simgeleyen evrensel bir yüz ifadesi. Selamlama, mutlu olduğunu belirtme, karşınızdakine cesaret verme, davet etme, söz hakkı tanıma gibi birbirinden farklı birçok anlama gelen gülümseme, karşınızdakiyle iletişim kurmak için kullanabileceğiniz en güçlü mimiklerden biri. Ancak sahte gülümsemeler hariç... Eğer kendinizi arkadaşça göstermek istiyorsanız içten gelen gülücüklerinizi karşınızdakinden esirgememeniz gerekiyor. Ancak yaşadığınız durumdan hoşnut değilseniz ve yine de kibar olmak istiyorsanız sahte gülücükler de bazen işe yarar!
Vücudunuza açı vererek istediğinizi belirtin
Vücudunuzun konumu iletişimde oldukça önemli. Bunların başında da öne çıkma eğilimi, yani dikkat ettiğiniz şeyi belirtmek için vücudunuza verdiğiniz açı geliyor. Aslında bu insan vücudunun doğasında olan bir olgu. Şöyle ki, üç T olarak adlandırılan aya parmaklarınız, gövdeniz ve bedeniniz üst kısmını dikkat verdiğiniz şeye doğru yönlendiriyorsunuz. Örneğin, acıktığınızda vücudunuz yemeğe ulaşacağınız yöne doğru açı alır ya da bir mekandan ayrılmayı düşünüyorsanız ayaklarınız siz fark etmeden çıkışa doğru döner. Bu sayede karşınızdaki kişiye neye dikkat ettiğinizi belirmek için vücudunuzun açısını kullanabilirsiniz.
Mesafe beden dilinin yapı taşı
Mesafe, insan hayatında olduğu kadar beden dilinde de önemli bir eylem. Öyle ki bir şeyi sevdiğinizde de sevmediğinizde de mesafemiz ile bunu karşınızdakine anlatabilirsiniz. Mesela, bir şeyden hoşlanmadığınızda, kendinizi ondan fiziksel olarak uzaklaştırma dürtüsüne sahipsiniz. Bu şekilde istemediğiniz bir durumda aniden uzaklaşarak karşınızdakine bunu kesin bir şekilde belli edebilirsiniz. Öte yandan beğenilerinizde de mesafeyi kullanmanız sizi daha samimi yapacaktır. Dinlerken ki mesafenizi yakınlaştırmak ya da gösterilen bir şeye yakın durmak bunlara kısa birer örnek.
Kaşlarınız her şeyi anlatıyor
Beden dilini en iyi yansıtacağınız yer tabi ki yüzünüz. Mimiklerinizi kullanarak söylemek istediklerinizi pekiştirebilirsiniz. O mimiklerden biri ise kaş kaldırmak… Kaş kaldırma olumlu bir sosyal işaret ve evrensel olarak bir onay anlamına geliyor. Öyle ki ilgi, merak ve dikkati iletmenin en hızlı yolu kaş kaldırma. Şöyle bir düşününce aktif olarak dinlediğinizde, bir noktayı vurgulamak istediğinizde ya da onay almak istediğinizde hep kaşlarınızı kaldırdığınızı fark edeceksiniz. Burada önemli olan birçok anlama gelebilen bu mimiği doğru yerde kullanabilmek…
Açık avuç içi güven belirtisi
Beden dilinin olmazsa olmazlarından biri de el hareketleri. Bir şeyleri işaret etmek, uzanmak, tutmak bebeklikten gelen dürtüler. Bunların yanı sıra karşınızdaki kişiye güven vermek istiyorsanız da ellerinizi kullanabilirsiniz. Bunun için tek yapmanız gereken avuçlarınızın açık konumda olması. Çünkü ilkel beyin kapalı elleri bir silah olarak algılıyor. Bir konuşma sırasında avuç içinizi gösterecek hareketler yapabilir, göstermek istediğiniz yönü parmağınızla değil açık elinizle işaret edebilir, başka birine fikrini sorarken açık avucunuzla ondan bunu talep edebilirsiniz. Bu sizi daha arkadaş canlısı ve zararsız gösterecek.
Bedeninizle yatıştırıcı ipuçları verin
Beden dili yalnızca kendinizi karşınızdaki dost canlısı ve iyi göstermek için kullanılmaz. Bazen bir kaçış yöntemi olarak da sizi kurtarabilir. Endişeli ve bir konuda emin olmadığınızı belirtmek için bazı ipuçları verebilirsiniz. Örneğin, boynunuzu ovmanız, üst bacaklarınıza masaj yapmanız, ön kolu ya da üst kolunuzu sıkmanız, ellerinizi birbirine sürtmeniz, ellerinizi saçlarınızın arasından geçirmeniz… Bu hareketlerin hepsi fiziksel olarak kendinizi yatıştırmak için masaj yapma, mini bir kendinize sarılma hareketleri. Bunları yaparak karşınızdakine hoşnutsuzluğunuzu belirtebilirsiniz. Tabi bu hareketleri karşınızdaki kişide de görebilirsiniz. İşte o zaman güven tazeleyin!
Vücut dili gözlemi yapın
Tüm bunlarla birlikte iyi bir iletişim kurmak istiyorsanız, karşınızdaki kişinin vücut diline dikkat edin. Bu kesinlikle hayatınızı kurtaracak. Yansıtma olarak adlandırılan bu durumda karşınızdaki kişinin vücut dilini çözerek ona uyum sağlıyorsunuz. Bu sayede vücut dilleriniz eşleşmiş oluyor ve kuracağınız iletişim bağı en iyi seviyeye yükseliyor. Bu işin en önemli püf noktası ise aşırıya kaçmamak. Zira bu durum sizi sohbetten koparabilir ve yapmacık görünmenize neden olabilir. Bunun için, karşınızdaki kişi başını salladığında ona eşlik edebilir, onun avuç içi hareketlerine uyum sağlayabilir ya da yüz mimiklerini doğru zamanda taklit edebilirsiniz. Tabi, harika bir iletişim kurmak istiyorsanız her şeyden önemlisi kendiniz olun ve neşenizi karşınızdakine hissettirin!