Şam'da bir sağlık güneşi: Nureddin Şifahanesi

Yapının planı (TDV İslam Ansiklopedisi)
Yapının planı (TDV İslam Ansiklopedisi)

Müslümanlığın doğup büyüdüğü topraklarda kısa zamanda büyük bir gelişme göstererek Arap Yarımadası’ndan dışarılara doğru yayılmaya başlaması, Arabistan ve çevresi, Kuzey Afrika ve İspanya’nın yavaş yavaş İslâm kültürü ile yoğrulması ile tarihsel süreçte kurulan pek çok farklı İslam Devleti tarafından büyük imar faaliyetleri de gerçekleşmiştir. Camiler, türbeler, çeşmeler, hamamlar, kütüphaneler, köprüler, kaleler, hanlar ve pek çok dini, sivil ve askeri mimari eser arasında şifahaneler de hemen hemen tüm İslam Devletleri ve yöneticileri tarafından oldukça önemsenen yapılar arasında olmuştur. Bu devletlerden Büyük Selçuklular da ilim ve fenne verdikleri ehemmiyet sayesinde devirlerinin en önemli medeniyetlerinden olmuşlardır. Bu çalışmaların bir kolu da tıp alanı olmuştur. Tıp Medreseleri ve Şifahaneler sağlık alanında görkemli yapılar olarak bulundukları coğrafyanın insanlarına oldukça ileri şartlarda sağlık hizmeti vermiş önemli yapılar arasına girmiştir.

Bu yapıların abidevi örneklerinden biri, Büyük Selçuklu Atabeylerinden Nureddin Zengi’nin, yapıdaki mermer kitâbesine göre 549’da (1154) yaptırdığı ve kendi adıyla anılan Nureddin Şifahanesi”dir. Nureddin Mahmud Zengi 1118’de Halep’te dünyaya gelmiştir. Dini eğitimin yanında belli bir yaştan sonra askerlik mesleğinin gerektirdiği bilgi ve becerileri kazanmış ve iyi bir asker olarak yetiştirilmiştir. 1154 senesinde Nureddin Haçlılar ile zaman zaman işbirliği yapan Dımaşk’ı ele geçirmiş ve ardından Suriye’yi kendi hâkimiyeti altında birleştirdikten sonra hâkimiyetini Mısır’a kadar genişletmiştir. Zengiler hanedanı ve onların önemli temsilcisi Nureddin Zengi, yönetimi altındaki bölgeyi imar ederek mamur hale getirmişlerdir. Bu imar faaliyetlerinin sonucunda başta Şam, Halep, Musul olmak üzere birçok şehirde yapılan sosyal ve dinî kurumların yanı sıra inşa edilen pek çok şifahane, han, köprü, çarşı gibi yapılar, bölgenin ticari ve ekonomik hayatının kalkınmasında çok önemli olmuştur.

İşte Nureddin Zengi Şifahanesi de bu yapıların öne çıkan bir temsilcisidir. Şifahanedeki ikinci bir kitâbeden, yapının daha sonra 682’de (1283) Memlük Sultanı Kalavun tarafından önemli ölçüde tamir ettirildiği, vakfiyesinin de yeniden düzenlendiği anlaşılmaktadır. Binanın süslemelerinin önemli bölümü de bu tamirattan kalmıştır. Tarihi kayıtlara göre Nureddin Hastanesine hasta olarak kabul edilebilmenin en önemli şartı hastanın fakir olmasıdır. Ancak zorunlu durumlarda zenginlerin de hastanede tedavi olmalarında bir sakınca olmamıştır. Döneminde sadece Şam’ın değil bütün doğunun en büyük sağlık merkezlerinden biri olan yapının banisi olarak Nureddin Mahmud Zengi hastaneye çok önemli kitaplar bağışlamıştır. Nureddin Hastanesinin en önemli özelliklerinden birisi de özellikle akıl hastalıklarında, hastalar üzerinde musiki ile tedavi yönteminin kullanılmasıdır. Şifahaneye 1648 yılında gelen Evliya Çelebi de bu hastanede akıl hastalıklarına müzikle tedavi uygulandığını anlatmıştır. Ayrıca hastaneden taburcu olan hastalara hastalıklarının nekahat devri sona erinceye kadar çalışmak zorunda kalmamaları için elbise, altın ve bir miktar para verildiği de göz önünde bulundurulduğunda, bu sağlık kurumunun Ortaçağ koşullarında oldukça ileri düzeyde bir yaklaşıma sahip olduğu görülmektedir. Plan şeması olarak; merkezî bir avlu etrafında dört eyvanlı plan şemasına sahiptir. Köşelerde dört büyük oda ve yanlarda ikişer küçük mekân bulunur. Örtü sisteminde kubbe ve çapraz tonozlar kullanılmıştır. Geçmeli geometrik süslemeleriyle giriş bölümü taç kapı şeklinde düzenlenmiştir.

Devşirme malzemelerin de kullanıldığı Nureddin Şifahanesi, Nureddin Zengi döneminde gerek o dönemin önemli tıp âlimlerini bünyesinde toplaması, gerekse ileri eğitim metodlarıyla tıb biliminin gelişmesine önemli katkılar sağlamış, gelecek çağlara örnek olmuştur.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım