Şam Emeviyye Camii ve II. Abdülhamid'in izleri

Şam Emeviyye Camii’nin genel görünümü (gzt.com)
Şam Emeviyye Camii’nin genel görünümü (gzt.com)

Suriye’de yaşanan son gelişmeler bölgedeki barış ve huzur ortamını geri getirdi. Geçmişte vahim olayların yaşanmaya başlandığı ilk günlerden itibaren savaşın ve kargaşanın gölgesinde kalan Şam Emeviyye Camii eski huzurlu günlerine kavuştu. Yakın zamanda restorasyon çalışmalarıyla güçlendirilecek yapının son kapsamlı onarımı Sultan II. Abdülhamid döneminde gerçekleşmişti. Bu yazımızda Şam Emeviyye Camii’nin genel tarihi ile Sultan II. Abdülhamid dönemine ait onarımı eski fotoğraflarıyla birlikte sunulacaktır.

Erken dönem İslâm mimarisinin önemli yapılarından biri olan Şam Emeviyye Camii Abdülmelik b. Mervan’dan sonra hilafet makamına geçen oğlu Velid b. Abdülmelik döneminde, 705-715 yılları arasında inşa edilmiştir. Caminin bulunduğu alan farklı inançların yapılarını barındırmış, pagan döneminde Jüpiter’e adanmış bir tapınak, Hıristiyan döneminde ise Vaftizci Yahya Kilisesi’ne ev sahipliği yapmıştır.

Yangın sonrası Emeviyye Camii’nin durumu (Yıldız Albümleri).
Yangın sonrası Emeviyye Camii’nin durumu (Yıldız Albümleri).

Caminin plan tipi kendisinden sonra inşa edilen pek çok camiye ilham kaynağı olmuştur. Erken Hristiyan dini mimarisine uygun plan özelliği taşıyan yapılardan biri olan Şam Emeviyye Camii’nin harim bölümü enine dikdörtgen planlı mihraba paralel üç sahın ve bu sahınları mihrap aksında dikey hatla kesen daha yüksek bir sahından meydana gelmektedir. Araları çift katlı sütunlar ve kemerlerle bölünmüş bu sahınlar kırma çatılarla örtülmüş olup mekânın yüksek ve ferah olmasını sağlamıştır. Mihrap aksında orta sahın dikdörtgen kesitli dört kalın paye ile taşınan yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür.

Camide dört mezhebe ait biri asıl mihrap olmak üzere toplam dört adet mihrap vardır. Harimin kuzeyinde üç yönden revaklarla kuşatılmış geniş bir avlu bulunmaktadır. Avlunun ortasında bir şadırvan yer almaktadır. Kuzeybatı köşede ise sekiz tarafından taşınan çokgen gövdeli beytülmâl (devlet hazinesi) yapısı bulunmaktadır.

Caminin cephesinde, avluya açılan kapı üzerinde ve iç mekânında ihtişamlı üçgen alınlık, Erken Bizans Devri yapılarından esinlenildiğini göstermesi açısından değerlidir. Cami duvarları, yapının çok katmanlı hikâyesini duvarlarında bulunan devşirme taşlar vasıtasıyla sergilemektedir. Eski dönemlere ait bu taşların ait olduğu yapı kalıntıları bugün hâlâ caminin çevresinde mevcudiyetini muhafaza etmektedir.

Caminin farklı dönemlere ait üç minaresi bulunmaktadır. Asıl minare revaklı avlunun kuzeyinde bulunan minare olup çan kulesinden çevrilmiştir. Arus minaresi olarak adlandırılan bu minare kare gövdelidir. Diğer iki minare kıble duvarının her iki köşesine yerleştirilmiştir. Batıdaki minare Sultan Kayıtbay döneminde yaptırılmıştır. Doğudaki minare ise "Beyaz Minare" olarak bilinmektedir. Beyaz Minare, halk inancına göre Hz. İsa’nın ineceği yer olarak bilinmekle birlikte bu minareye Hz. İsa Minaresi de denilmektedir.

Yavuz Sultan Selim devrinde Şam ele geçirilmiş ve Emeviyye Camii’nin Osmanlı devri başlamıştır. Osmanlı devrinde Şam’da bulunan dini yapılara özel bir önem verilmiştir. Sultan II. Mustafa, Sultan III. Mustafa, Sultan III. Selim, Sultan II. Mahmud ve Sultan Abdülmecid döneminde Emeviyye Camii’nde birtakım onarım ve bakım çalışmaları yapılmıştır.

Emeviyye Camii, Sultan II. Abdülhamid devrinde, 14 Ekim 1893 yılında çıkan bir yangında harap duruma gelmiştir. Çıkan yangına itfaiye ve askeriye hızlı bir şekilde müdahale etse de içerden ve dışarıdan çatıya çıkılamamış, ahşap olan çatı rüzgârın da etkisiyle alev alarak yanmıştır. Hz. Yahya Türbesi de dâhil olmak üzere cami neredeyse tamamen yanmıştır. Yangından sadece cami değil, camiye komşu olan evler ve dükkânlar da harap olmuştur.

Kağnı arabasında sütun gövdesi (Yıldız Albümleri).
Kağnı arabasında sütun gövdesi (Yıldız Albümleri).

Camide çıkan yangın haberi hızlı bir şekilde telgrafla başkent İstanbul’a haber verilmiştir. Sultan II. Abdülhamid yangının çıkış sebebini ayrıntılı bir şekilde araştırılmasını ve caminin tamir ve yenilenmesi için işlemlerin geciktirilmeden döneminin Vakıflar Müdürlüğü olan Evkaf Nezareti tarafından başlatılmasını istemiştir. Yıldız Albümleri’nde yer alan görsellerde camide yangın kaynaklı tahribatın seviyesi anlaşılmaktadır. Harimin üst örtü sistemi tamamen yok olmuş, taşıyıcılar kısmen tahrip olmuş ve yangından dolayı duvarlarda ve taşıyıcılarda kararmalar meydana gelmiştir. Sultan II. Abdülhamid onarım çalışmalarını, çektirdiği fotoğraflarla yakından takip etmiş olmalıdır.

1896 yılının 22 Ekim Cuma günü, Cuma namazından sonra kurbanlar kesilmiş, Hz. Yahya’nın ve Hz. Peygamber’in hırka-i şerifleri karşısında dualar edilmiş ve caminin onarımına başlanmıştır. 1897 yılının sonbaharında caminin ihyası için toplanan paralar tamir ihtiyaçlarını karşılamamış bu durumdan dolayı Evkaf Nazırı Seyyid Galibullah Efendi cami vakfının yıllık fazlası olan 40 bin kuruşun onarımda kullanılması için İstanbul’dan izin istemiştir. Bu talebi Şura-yı Devlet onaylamıştır.

Onarım sonrası caminin kıble cephesi (Yıldız Albümleri).
Onarım sonrası caminin kıble cephesi (Yıldız Albümleri).

Onarım sırasında yapıda kullanılacak yekpare sütun gövdelerinin büyükbaş hayvanlar tarafından kağnı arabasıyla çekildiği görüntüler dikkat çekicidir. Günümüzdeki teknolojik imkânların olmadığı dönemlerde yapıların inşası ve onarımı için nasıl mücadele verildiği ve taşıyıcıların, başlıkların, kaidelerin nasıl taşındığına dair görsel kanıt olması açısından bu fotoğraflar önem arz etmektedir.

1904 yılında caminin onarımı tamamlanmış ve ibadete açılmış olmalıdır. Zira 1 Eylül 1904 yılında Emeviyye Camii’nin onarımında görevli Mimar Abdulganî Hamavî Efendi ve Suriye Valisi Hüseyin Paşa ile emeği geçenlere ödül olarak nişanlar verilmiştir.

Sultan II. Abdülhamid’in emriyle titiz bir çalışma sonucu ayağa kaldırılan Emeviyye Camii, yaşanan vahim olaylardan sonra tekrar onarıma tabii tutularak varlığını daha güçlü bir şekilde korumayı sürdürecek olması tüm İslam âlemini ilgilendiren bir olaydır. Bölgenin yeniden barış ve huzura kavuşmasıyla birlikte başta Emeviyye Camii olmak üzere komşumuz Suriye’deki kültürel mirasın aslına uygun bir şekilde onarılması ve yeniden turizme kazandırılması en büyük temennimizdir.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım