Sağır ve dilsiz kız ile âmâ bir adamın gördüğü: Las Lajas Katedrali
Kolombiya ve Ekvador sınırındaki ormanlık bölgede yeralan ve Kolombiya’nın Narino bölgesel sınırlarındaki Ipialesşehrinden birkaç kilometre uzaklıktaki Las Lajas Katedrali,dünyanın en güzel kiliselerinden biri olarak gösteriliyor.
Taş katedral, onu destekleyen sağlam köprü ve geçit, adeta Kolombiya’nın en dikkat çekici manzaralarından biri. Yalnızca sağlam bir yapı görünümü vermiyor Las Lajas; kuşaklardır insanların inançlarına sıkı sıkıya bağlılığını da simgeliyor.
Duvara Yansıyan Las Lajas Ana
Bahsettiğim bu inanç bağlılığının ardında gizemli bir efsane var. Kulaktan kulağa yayılan, neredeyse bir mit haline gelmek üzere olan bir hikâye bu.
18. yüzyılın ortalarında civar köylerden biri olan Potosi’den Ipiales’e giden dar bir geçit varmış. Yerli bir anne ve sağır dilsiz olan küçük kızı bu dar geçitten geçerken fırtınaya yakalanmışlar. Yağmur ve gök gürültüsü şiddetini artırdıkça anne ve kızı kayaların ardına sığınmaktan başka çare bulamamışlar. Küçük kız korkuyla titremekteymiş ve tam bu sırada duvardaki Las Lajas Ana’nın yansımasını fark etmiş. Mucizevi bir şekilde annesini bu görüntüden haberdar etmek için konuşmuş küçük kız.
Gözlerini Las Lajas’ta Açan İnançlı Adam
Ardından bu efsane yayılmış ve çok geçmeden yansımanın görüldüğü kayanın etrafına kerpiçten bir kilise inşa edilmiş. Ancak bu kilisenin inşa edilmesinin de ayrı bir efsanesi var. Gözleri görmeyen bir adam, küçük kızın gördüğü yansıma üzerinden oluşan efsaneyi duymuş. Tam 10 yıl boyunca köy köy dolaşarak, küçük kızın yansımayı gördüğü yere bir kilisenin inşa edilmesi için para toplamaya çalışmış ve bunu da başarmış. Bu adam gerekli parayı toplayıp Las Lajas’a geri döndüğünde adamın gözleri artık görüyormuş.
Yıllar Geçtikçe…
Yıllar geçtikçe hem efsaneler daha da yayılmış hem de kilise büyümeye devam etmiş. Artan ziyaretçiler sebep olmuşlar bir bakıma bu büyümeye.
19. yüzyıl boyunca bir dizi yenileme ve genişleme harekâtı başlamış, 1940’larda neogotik yapıdaki bu katedralin son hali ortaya çıkmış.
Hacca Gitmek Gibi…
Katedrali ziyarete gelenler, yapının üst tarafından geçen otoyoldan aşağı inerek hediyelik eşya dükkânlarının ve küçük lokantaların alanda hem yöresel lezzetleri tadabilir hem de 15 dakikalık bir yürüyüş sonrasında katedrale girerken yanlarında taşıyacağı mumları ve Las Lajas Ana’nın yansımasını simgeleyen küçük bibloları satın alabilirler. Buraya gelmek dini bir yolculuğa çıkmak gibi görüldüğünden Las Lajas ziyareti tüm ritüelleriyle birlikte adeta bir hacca dönüşüyor. Birçok ziyaretçi kanyonun kayalarına plaketler, haçlar, tespihler asıyorlar.
Sessizlikle Yoğrulmuş ve Yorulmuş
Katedralin güzelliği bir kenara, katedralin inşa edildiği yerin mistik havası ve doğal güzelliği çok etkileyici. Köprünün üzerinden geçerken nehrin vadide ilerleyişini görebilirsiniz, suyu takip etmenin o büyük anlamını idrak etmek için iyi bir fırsat bu.
Katedralin karşı tarafındaki yollar da yukarı ya da aşağı yönlendiriyor ziyaretçileri. Kalabalıktan kaçıp nehrin üzerinde yükselen bu kutsal mekânı hissetmek isteyenlerin sessiz bir köşe bulmaları mümkün.
Sanki vadinin etrafında yıllarca bir efsane dolaşmış ve bu efsane vadinin en güzel yerini seçmiş ve oraya yerleşmek istemiş. Las Lajas Katedrali böyle bir yer. Hikâyesiyle, efsanesiyle, mekânın verdiği duyguyla… Vadinin üzerine kurulmuş, taşlaşarak kendini sağlama almış bir efsane. Sağır ve dilsiz kız ile gözleri görmeyen bir adamdan alıyor anlamını, güzelliğini, ihtişamını…