Ruhun sürmanşeti: Rollo May

Rollo May
Rollo May

Rollo May Amerikalı ünlü psikiyatrist. İlk gençliğinde sanatçı eğilimleri de taşımış daha sonra teoloji ve psikoloji eğitimi alınca akademik çalışmalara yönelmişti. Çocukluk döneminde ebeveynleri boşanmış ve ablasına şizofreni teşhisi konulmuştu. Kitaplarında konuları teorik yönleriyle açıklayıp somut yaşam örnekleriyle desteklemeyi bir biçim hâline getirmesi belki de ailesinin ya da yakın çevresinin onun zihnindeki konumuyla ilgiliydi.

Rollo May Amerikalı ünlü psikiyatrist.
Rollo May Amerikalı ünlü psikiyatrist.

Geçmişin hatırlanması geleceğe ilişkin kararlarımıza ipliklerle bağlanmıştır. Rollo May nostalji duygusunun bir tasarımı da içerdiğini düşünür. Karar mekanizmasının kronolojik işlemediğini, bilincin tarihinin spiral bir döngüye sahip olduğunu da öne sürer. Bu yönüyle ilerlemeci zamansallık insan psikolojisinin dışındadır. Batılı düşünce anlamın teknikten sonra geldiğini düşünür, buna göre doğru teknik bulunursa hastanın gizi çözülür. Rollo May bu mekanik izaha karşıdır. Anlam olmadan teknik amputedir. May, bireyin diğeriyle buluşmasını ilişki sözcüğüyle vermeyi doğru bulmaz. Ona göre ilişki sözcüğü bu buluşmayı gereğinden fazla psikolojize ediyordur. Onun ilişki yerine önerdiği sözcük; “karşılaşma”. Bu sözcükteki karşı karşıya olma insanın varoluşunda bulunan kaygı ve suçluluk ile yüzleşmeyi de içerdiği için insanı hem özne olarak algılamaya hem de kararlarında bir başkasına yer açmaya uygun zemini yaratır.

Tükenmenin başlangıçta tedavisi kolay, anlaşılması zordur ancak zamanında keşfedilmediğinde ya da doğru bir tedavi uygulanmadığında anlaşılması kolaylaşır ve fakat tedavisi zorlaşır, der Machiavelli. Tekno-dilsel bir evrende yaşadığımız düşünüldüğünde tükenmenin bir modern insan fenomeni olduğunun altının çizilmesi gerek. Elinde akıllı telefon olan kişi ister istemez şarjı tükenen cihazlar gibi tükenmeye koşullanır hâle gelir. Makine, tarih boyunca her zaman ahlakını yaratmıştır. May bu tükenme toplumunda kişilere bir kurtuluş ümidi olarak sanatı gösterir. Sanatsal faaliyet arzularımıza genişlik kazandırır. Arzunun amacı onu tatmin etmek değil onun süresini uzatmaktır, der Rollo May.

İlk gençliğinde sanatçı eğilimleri de taşımış daha sonra teoloji ve psikoloji eğitimi alınca akademik çalışmalara yönelmişti.
İlk gençliğinde sanatçı eğilimleri de taşımış daha sonra teoloji ve psikoloji eğitimi alınca akademik çalışmalara yönelmişti.

Bir çağ ölürken bir yenisinin doğmadığı bir zamanda yaşıyoruz. Rollo May’in o meşhur Yaratma Cesareti kitabı bu cümleyle başlar. Sanatçı kendi soyunun henüz yaratılmamış vicdanını yaratan kişidir. Bu söz de James Joyce’un. Yaratmanın ve cesaretin omuz omuzalığı hem sanatçılar hem de Rollo May gibi düşünürler tarafından ortak bir paydayı vurguluyor. Rollo May’e göre cesaret tüm umutsuzluğa rağmen ilerleyebilme yetisidir. Cesaret tüm diğer erdemlerin altında yatan, onlara gerçeklik kazandıran temeldir. Cesaretsiz sevgi bağımlılıktır. Cesaretin yokluğunda erdemler, erdem müsveddeleridir. Cesurlar dahil olurlar. Oysa korkakların mottosu “karışmak istemedim”dir.

Rollo May; kendini adama, şüphe içermediği zaman değil, şüpheye rağmen olduğunda en sağlıklıdır derken insana dair temel bir özelliği vurguluyordu. Tamamıyla inanmak ve şüpheleri olmak hiç de çelişkili değildir. Çünkü şüphe kendi imzamızı dışımızdaki olguların üzerine atmak demektir. Varlık belirtisidir. Hayatsızlık sisini dağıtıcı bir şeydir. Bu yüzden yaratıcı faaliyetlerde bulunan kimseler mesela sanatçılar açıklanamaz biçimde suçluluk duygusu taşırlar. Picasso her yaratma edimi öncelikle bir yıkma edimidir derken bu gerçeğe işaret ediyordu belki de.

Rollo May’i düşünce tarihinde belirli bir yer sahibi yapan onun insanı varsayımsız tanımlamaya çalışmadaki hassasiyetidir.
Rollo May’i düşünce tarihinde belirli bir yer sahibi yapan onun insanı varsayımsız tanımlamaya çalışmadaki hassasiyetidir.

Rollo May’i düşünce tarihinde belirli bir yer sahibi yapan onun insanı varsayımsız tanımlamaya çalışmadaki hassasiyetidir. Kendinden önceki düşünce yapılanmalarını miras almadan araştırma ve gözlemleri üzerinden olabildiğince iddiasız yorumlar yapar. Bu iddiasızlık yorumlarının geçerliliğinin sigortasıdır. O hem bilinçle hem de ilişki topoğrafyasıyla ilgilenir. Mesela bilinç, olanaklar ve sınırlılıklar arasındaki gerilimden doğan diyalektik bir farkındalıktır ona göre. Nefret edilmek hoşlanılmak kadar etkileyicidir. Çünkü adsızlık ve yalnızlığı sonlandırır. Daha iyi başarı göstermek için kendini daha az hisseder hale getirmek modern bireyin en büyük çıkmazlarından biridir.

Hislerimiz sadece diğerlerini dikkate almaz aynı zamanda diğerlerinin hisleriyle şekillenir. Bir başkası bizi daima icat eder. Öyle ki günümüzde en iyi roman, oyun ve resimler anlamsızlık gerçeğinin korkunç anlamını sunanlardır. Narsisist bir toplumsallıkta duygular tekildir. Birinci tekil şahıs tek başına anlam yaratmada oldukça yeteneksizdir. Uzun vadede en trajik şey “fark etmez” tavrıdır. Yaşamak kalp ve ruhtaki trollerle savaşmaktır. Yazmak kendini yargılamaktır. Her amaç bir dikkattir ve her dikkat “yapabilirim” demektir. Hiç kimse önemli olduğunu hissetmeden uzun süre varlığını sürdüremez. Simgeler birer anlam kavşağı olduğundan muazzam bir enerji açığa çıkarırlar. Bir şey tecrübe ederek tecrübe ettiğimiz şeyin anlamının bütün seviyelerde bize nüfuz etmesine izin veririz. Karar kişinin bütün benliğini ortaya koymasıdır. Tecrübe tutkusu, benliğin daha fazlasını resme dahil etme çabasıdır. Sanatı, aşkı, güç ve masumiyeti ve elbette anlam arayışını sofistike bir üslupla anlatarak bütün bu yargıların altını çizen Rollo May, ilgi alanıyla sınırlanamayan bir yorum kudretini mizacı haline getirmiş ve psikoloji tarihine ve entelektüel dünyaya adını kalıcı biçimde yazdırmış bir zirveydi.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım