Queenstown'da adrenalin sınırları hiç bu kadar yükselmedi!
Sadece 20 bin nüfuslu, dağlarla çevrili bir göl kıyısında, sokaklarında trafik lambası bulunmayan, 1,5 kilometrekarelik alana yayılmış şirin bir kasaba. Ve bu kasaba her yıl iki milyona yakın ziyaretçi çekiyor! İsmi Queenstown, Yeni Zelanda’ya yolu düşen gezginlerin uğramadan geçmediği bir yer. “Yüzüklerin Efendisi” başta olmak üzere “King Kong“, “Narnia“, “Herkül” gibi epik filmlerin çekildiği ve her türlü macera sporunun yapılabildiği muhteşem bir doğaya sahip bölge, dünyanın adrenalin başkenti unvanını sonuna kadar hak ediyor.
Queenstown’a yolunuz düştüyse ilk olarak Milford Sound’a gitmenizi öneririm. Queenstown’un 4 saat kadar uzağında bulunan bir fiyort burası. Fiyordun içinde bulunduğu ve aslında yağmur ormanlarından oluşan ulusal park bir yıl içinde tam 12 metre yağış alıyormuş, yani Londra’ya bir yılda yağan tüm yağmur buraya sadece 12 saat içinde düşüyor!
Bölge subtropikal bir iklime sahip olmasının avantajıyla dünyanın en nadir hayvanlarına ev sahipliği yapıyor. Milford Sound’a giden yol üzerinde Mirror Lake, Chiasm ve Valley of 1000 Waterfalls (Bin Şelale Vadisi) gibi büyüleyici yerler var. Te Anau Kasabası’na vardığınızda ise Miles Better Pies isimli turtacıda dünyanın en iyi turtalarını tatmayı unutmayın. Bu kasabadan aynı zamanda 4 gün süren 53 kilometrelik dünyaca ünlü Milford Trek yürüyüş rotası başlıyor.
Doğa yürüyüşçüleri için kaçırılmaması gereken bir deneyim. Ancak yola çıkmak için yaklaşık 6-10 ay kadar beklemeniz gerekecek, çünkü doğayı korumak adına her gün sadece 40 kişiye izin veriliyor. Milford Kasabası’ndan kalkan tekne turları düzenleniyor, mutlaka katılın. Yüksekliği 1600 metreye kadar ulaşan dik uçurumlardan büyük bir gürültüyle dökülen onlarca dev şelalenin arasından ilerlerken dünyada olduğunuzu unutacaksınız. Queenstown’un kuzeyinde ise Franz Josef ve Fox buzulları var. Penguenler, deniz aslanları ve balinalar gibi kutup canlılarını izleyebileceğiniz bölgede içi masmavi renkli buz mağaraları bulunuyor. Yaz aylarında da ziyaret edilebilen bu buzulları zamanınız varsa kaçırmayın.
Başka bir heyecan: Skydiving
Yeni Zelanda’da skydiving heyecan arayan gezginlerin olmazsa olmazlarından. Queenstown’da sayısız firma var, hepsi de oldukça profesyonel hizmet veriyor. 9 bin, 12 bin ve 15 bin feet’lik üç ayrı atlama seviyesi var, yükseğe çıkıldıkça serbest düşüş süresi uzuyor. Saatte ortalama 220 km hızla yaptığınız serbest düşüşün ardından paraşüt açılıp boşlukta süzülürken aşağıda Yüzüklerin Efendisi üçlemesine ev sahipliği yapmış dağları ve vadileri izliyorsunuz. Ücreti her ne kadar yüksek olsa da bunu orada yapmış biri olarak kesinlikle değdiğini söyleyebilirim.
Adrenalin severlere: Bungy Jumping
Bungy Jumping’in ilk olarak Queenstown’daki Kawarau Köprüsü’nde yapılmaya başlandığını biliyor muydunuz? İster orjinal bungy jumping deneyimi için Kawarau’dan atlayabilir, ister Yeni Zelanda’nın 134 metrelik en yüksek atlayışı için Nevis Jump’ı deneyebilir, isterseniz de freestyle bungee denilen Ledge Jumping’i yapabilirsiniz. Freestyle atlayışta sizi ayak bilekleriniz yerine belinizden bağlıyorlar ve sayısız atlayış tipinden hangisini yapmak istediğinizi soruyorlar. Düz takla, ters takla, yana salto, süpermen atlayışı, iki kişi atlayış, her şey hayal gücünüze kalmış. Daha önce yapmadıysanız ve bunu hayatınızda tek sefer deneyecekseniz, orası Queenstown olmalı.
Aşırı heyecan içerir: Jet boating
Yeni Zelanda’da doğmuş başka bir çılgın aktivite. Jet boating’de yaklaşık 20 kişiyle beraber özel dizayn edilmiş süper sürat motorlarından birine geçiyorsunuz. Kaptanınız size göl ve bulunduğunuz kanyon hakkında güzel bilgiler verirken bir anda gaza basmaya başlıyor, ilerlediği yer bir koca bir kaya parçası! Yaklaşıyorsunuz, yaklaşıyorsunuz, tam çarpacağınızı düşünürken ani bir manevra ile 180 derece geri döndürüyor motoru. Bunun gibi birçok heyecan yaşatıyor size, 360 derece dönüşler, alabora olma tehlikesi. Kalp problemi olanlara tavsiye edilmez.
Bildiğin raftingten değil: Black water rafting
Raftingi herkes bilir. Queenstown’da yapılanı biraz farklı, nehir yerine karanlık mağaralarda yapılıyor. Sadece kafa lambanızdan çıkan ışığın aydınlattığı sularda ilerlediğiniz bu macerada ani düşüşler ve zifiri karanlık odalar göz korkutucu olabilir ancak tecrübeli rehberinizin yönlendirmelerine uyduğunuz sürece kötü bir sürprizle karşılaşma ihtimaliniz çok düşük.
“Luge” ile hızı yeniden keşfedin
Go Kart’ı bilirsiniz. Go Kart’ın yokuş aşağı inmeli türü olan luge için iki pist inşa etmişler. Biri geniş bir yola ve eğimi düşük yollara sahipken, ikinci seçenek tam heyecan patlaması yaratıyor. Dimdik ve dar yokuşlardan aşağı inerken etrafınızdaki diğer sürücülerle yarışmaya çalışıyorsunuz.Binicilik, dağ bisikleti, yamaç paraşütü, kaya tırmanışı, canyoning, heli-ski, golf, Yüzüklerin Efendisi safarisi, gibi daha sayısız aktivite barındıran bu küçük ama muhteşem kasaba 8 aylık dünya turumda beni en çok yerlerden biri olmuştu, Yeni Zelanda’ya gidecek olanların ziyaret listesinde mutlaka yer alması gereken bir kasaba Queenstown.