Osman Gazi'nin şehri: Bilecik
Osmanlı Devleti'nin doğduğu topraklar burası. Geçmişi MÖ 3000'li yıllara dayanan, Antik Çağ'dan günümüze pek çok uygarlığın kalıntılarını bulabileceğiniz bir tarih kitabı adeta. Coğrafi konumunun yanı sıra, doğal güzellikleriyle de özel bir yere sahip Bilecik.
Şehir ismini nereden alıyor?
Kentin Antik Çağdaki hayatı, tarih kaynaklarında Bilecik'i de içine alan Bitinya (Bithynia) bölgesinin genel tarihi içinde gösterilir. Bitinya bölgesinin bilinen tarihi M.Ö. 1950'lerde burada yaşayan Trakya kavimlerinden Thynler'le başlar. Bölge daha sonra Mısır, Hitit, Frig, Kimmer, Lidya, Pers, Makedonya, Bitinya Krallığı, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğunun yönetimine geçmiştir. Bilecik'in bilinen ilk adı ise Belekoma' dır. Ancak Bilecik adının nereden geldiğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
Tarihçe
Kayıların Söğüt ve çevresine yerleşmeleri 1230’lu yıllar olarak bilinmektedir. 1231 yılında İznik İmparatoru Selçuklu sınırına saldırmaya teşebbüs edince Anadolu Selçuklular Sultanı I. Aleaddin Keykubat Bizans İmparatorluğuna karşı bir sefer düzenlemiş, Ertuğrul Bey ve beraberindekiler de bu sefere bir akıncı olarak katılmıştır. Selçuklu ve Bizans arasında Sultanönü mevkiinde meydana gelen savaşın sonucunda Bizans ordusu yenilmiş, Karacadağ ve Söğüt alanları Büyük Selçuklu Devleti’nin eline geçmişti. I. Aleaddin Keykubat Belekoma Tekfurunu vergiye bağladı. Savaşta önemli katkıları olan Ertuğrul Bey’e Söğüt’ toprak olarak, Domaniç de yaylak arazi olarak verildi. Bilecik; Trakya ve Marmara bölgelerini İç, Güney ve Güneydoğu Anadolu bölgeleriyle Asya’ya bağlayan İstanbul-Bağdat Demiryolu yakınında kurulmuştur. Türklerin elinde değeri artmış ve Osman Gazi’nin fethettiği ilk önemli kale ve Şeyh Edebali Türbesi’nin buradadır.
Bilecik’e nerededir?
Bilecik Marmara Bölgesinin Güney Marmara Bölümünde yer alır. Karadeniz, İç Anadolu Bölgesi ve Ege ile Marmara Bölgelerinin tam kesim noktaları üzerindedir.
Bilecik’e ne zaman gidilmelidir?
İl sınırları içinde 3 farklı iklim tipi gözlemlenen Bilecik, özellikle Sakarya Nehri etrafında oluşan mikro iklim bölgeleri nedeniyle oldukça çeşitli bir bitki örtüsüne sahiptir. Ve şehrin yüzölçümünün büyük bir bölümünü oluşturan ormanları özellikle bahar yaz ve sonbahar aylarında ziyaretçilerine çok güzel gezi, kamp ve piknik imkânları sunuyor.
Bilecik'i gezerken çalma listesi
- Aşağıdan Gelen Hanım Oynasın-Saadet Yılmaz Bircan
- Elmayı Nazik Soyarlar-Ülkü Beşgül
- Gider İken Çevirdiler Yolumdan-Makbule Kaya
Bilecik 6'lısı
Söğüt Müzesi: Müzede etnografik ve arkeolojik eserler sergilenmektedir. Müze kurulmadan önce, çevre köylerde araştırma yapılmış ve müzede sergilenmek üzere yöre halkından tarihi ve kültürel kıymeti olan eşyalar alınmıştır. 1981 yılından bu yana hizmet vermeye devam eden Söğüt Müzesi'nde tek bir salon bulunmaktadır. Mimarisi ise çadır şeklini andırır. Müzede sergilenen eserler arasında tartı aletleri, arkeolojik eserler ve Osmanlı çini örnekleri bulunur.
Ertuğrul Gazi Türbesi: Bilecik'in Söğüt ilçesinde yer alan Ertuğrul Gazi Türbesi, oğlu Osman Bey'e fetih tutkusunu miras bırakarak 6 yüzyıl boyunca ayakta duracak büyük bir devletin temellerini atan ve yiğit bir Oğuz beyi olan Ertuğrul Gazi'ye ait bir türbe. Vefatından sonra oğlu Osman Bey tarafından Bilecik'in Söğüt ilçesinde açık bir mezar olarak yaptırılan Ertuğrul Gazi Türbesi, daha sonra da I. Mehmet Çelebi tarafından türbe hâline getirilmiş. Yolunuz bir gün Bilecik'e düşerse eğer, Söğüt ilçesinde yer alan Ertuğrul Gazi Türbesi'ni de mutlaka ziyaret edin. Ertuğrul Gazi Türbesi'ne ulaşmak için Söğüt Merkez'den yaklaşık 500 metre kadar sola gitmeniz yeterli olacaktır.
Şeyh Edebali Türbesi: Bilecik'in Söğüt ilçesinde yer alan Şeyh Edebali Türbesi, 1206 yılında doğmuş bir mutasavvıf, ahi şeyhi, Osman Gazi'nin kayınpederi ve hocası olan Şeyh Edebali'ye ait olan bir türbe. Şeyh Edebali, Osmanlı Devleti'nin kuruluş aşamalarında etkin rol oynamasından dolayı, hem Osmanlı Devleti'nin manevi kurucusu hem de fikir babası olarak kabul ediliyor. Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli gibi büyük sufilerle dönemdaş olan Şeyh Edebali, tefsir, hadis ve İslam hukuku konusunda bir bilgi otoritesi haline gelmiş ve hayatı boyunca öğrenci yetiştirmek ve halkı aydınlatmak için Bilecik'te bir dergah yaptırmıştır. Hem Şeyh Edebali Türbesi hem de dergâh, ilk olarak Sultan II. Abdülhamid döneminde, son olarak da 2012 yılında onarım görmüş.
Türbin Mesire Yeri: Bilecik'in piknik ve dinlenme alanlarından biridir Türbin Mesire Yeri. Ulaşım açısından da rahat bir noktadadır. Bozüyük ilçesine 7 km'lik bir mesafede yer alır. Alabildiğine yeşil bir doğaya ve bol oksijenli bir havaya sahip olan Türbin Mesire Yeri'nde piknik ve gezintiler yapıp doğanın tadını çıkarabilir ve böylelikle şehrin tarihi mekânlarını ziyaret ederken, doğal güzelliklerini de keşfedebilirsiniz.
Harmankaya Kanyonu Tabiat Parkı: Harmankaya Kanyonu Tabiat Parkı, Marmara Bölgesi'nde yer alan Bilecik ilinin Yenipazar ve İnhisar ilçeleri arasında bulunmaktadır. Bu doğa harikası yer 260 hektarlık alanı ile 2013 yılında tabiat parkı ilan edilmiştir. Doğanın bize sunduğu bu harika oluşum burada binlerce yıldır hiç zarar görmeden saklı kalmıştır. Harmankaya Kanyonu'na; Yenipazar ilçe merkezinden batı yönündeki Karahasanlar Köyü istikametine doğru 7 km gidilerek ulaşabilirsiniz.
Kaymakam Çeşmesi: Oldukça estetik bir görünüme sahip olan Kaymakam Çeşmesi, Bilecik Söğüt'te bulunmaktadır. 1914 yılında inşa edilmiştir ve banisi Sait Bey'dir. Sait Bey o dönemlerde Söğüt'te Kaymakamlık yapmıştır. Kaymakam Çeşmesi, Neo-Klasik tarza yapılmıştır. Dış yüzü dilimli vazo olan çeşmenin çevresindeki yalaklar ve yalakların yanındaki kabartma yıldız motifleri yapının dikkat çekici detaylar arasındadır. Çeşmenin her yüzünde ise ayrı kitabeler bulunur.
Bilecik'te ne yenir?
- Dağ Eriği Ekşili Kesme Çorbası
- Bıldırcın Kebabı
- Nohutlu Mantı
- Büzme Tatlısı
Bilecik'in meşhuru
Osman Bey, 1258 tarihinde Söğüt’te veya Osmancık’ta dünyaya geldi. Babası Ertuğrul Gâzî ve annesi Halîme Hâtun’dur. 24 yaşındayken babasının yerine geçen Osman Gâzî, önce Kastamonu’daki Çobanoğullarına, sonra da Kütahya’daki Germiyanoğullarına bağlı idi. Daha sonra ise katıldığı ve kazandığı savaşlar ve topraklarla gücüne güç katıp Osmanlı Beyliği’ni kurmuş ve beyliğin ilk beyi olmuştur. Bugün Bilecik denince Osmanlı’nın temellerini atan ve Türkiye topraklarını bize miras bırakan bu şanlı Oğuz Bey’ini hatırlıyor ve ona minnet duyuyoruz.