Nepal'de bir açık hava müzesi: Bhaktapur
Gezginlerin çoğu sevdikleri şehirleri tekrar ziyaret etmeduygusuyla o şehirden ayrılır. Ama bu neredeyse imkânsızgibidir. Çünkü hiç görmedikleri ve keşfetmek istediklerişehirler daha çok çeker insanı ve yeni bir ülkeye yenibir şehre yollarını düşürürler. Ben de on yıllardır yaptığımseyahatlerde beğendiğim şehirlerden ayrılırken, hep "Tekrargeleceğim senin için ve daha fazla vakit geçireceğiz." dedim. Bugün size çokça şehre bunu söylediğim halde ikincikez karşı konulmaz bir hevesle tekrar gittiğim tek şehirdenbahsetmek istiyorum: Bhaktapur'dan...
Öncelikle Nepal diyelim kısaca, sonra da Bhaktapur. Nepal dünya üzerindeki gezginlerin listesinde ilk sıralarda yer alan ülkelerinden. Bence bunun en önemli sebeplerinden biri farklı gezgin profilleri için de ilgi çekici olması. Dağcılar, trekking yapanlar, yamaç paraşütçüleri için özel rotalara sahip olduğu gibi, yüzlerce yıllık tapınaklar, festivaller ve geleneksel hayat tarzıyla da sırt çantalı gezginler için paha biçilmez deneyimler yaşama imkânı sunan bir ülke...
Nepal’de nerelere…
Nepal’i ilk ziyaretimde Katmandu Vadisi’nde bolca vakit geçirip o kaotik ortamdan kendimizi Pokhara’nın huzurlu kollarına atmıştık. Ayrıca Nepal Chitwan Milli Parkı’nda da doğayla da baş başa kalmıştık uzunca bir süre. Bu yolculuğun ilk aşaması olan Katmandu Vadisi kısmında da, zaten çoğu gezginin kaldığı gibi Katmandu’da kalmıştık. Nepal halkının %80’i Hindu, %10 kadarı da Budist olduğundan Katmandu Vadisi boyunca her iki dine ait asırlık tapınaklar bulunuyor. Vadinin en büyük şehri ve ülkenin başkenti Katmandu’da bu görülecek tapınakların ve türbelerin çokluğu ve festivalleri sebebiyle en çok ziyaret alan şehir. Genelde günlerce Katmandu’da kalındıktan sonra, Katmandu Vadisi’nin içinde yer alan diğer iki şehir Bhaktapur ve Patan’a çok daha az vakit ayrılıyor. Biz de ilk gezimizde Katmandu’da günlerce kalıp Bhaktapur’a yarım gün ayıran bir program yapmıştık. Ve Bhaktapur’a vardığımda yaşadığım üzüntüyü anlatamam... "Böyle olağanüstü bir yer için sadece yarım gün mü?" dedim. Ve tekrar gelip Bhaktapur’da kalmak için kendime söz verdim.
Gelelim benim güzel şehrim Bhaktapur’a
Bhaktapur, Katmandu’ya sadece 8 km. mesafede. Başkentten otobüs ve taksi ile gitmek mümkün. En azından bir tam günü şehir için ayırmak gerekiyor ama vaktiniz varsa mutlaka konaklayın diyebileceğim bir şehir. Kendisi Unesco Dünya Kültür Listesi’nde özel bir yere sahip ayrıca. Dünyada en çok eser barındıran şehir unvanı Bhaktapur’a ait. Zaten bunu bilmeseniz de fark etmiyor, şehre girdiğiniz an büyüleniyorsunuz. Tam anlamıyla bir açık hava müzesi burası. Benzersiz bir mimariye sahip olan şehirde tapınaklar, stupalar, türbeler, müzeler ve başta Durbar Meydanı olmak üzere meydanlar tarihi kültürel zenginlikle birbirleri içinde erimiş ve kaynaşmışlar. Yürüdüğünüz sokak da insanların yaşadıkları evler de, hatta alışveriş yaptığınız dükkânlar da hep bu kültürel doku içinde erimiş ve şehir koskoca bir açık hava müzesine dönüşmüş.
Durbar Meydanı’ndan…
Durbar Meydanı, sehri tanımak için iyi bir başlangıç noktası aslında. Zaten Durbar ifadesi de "şehir merkezi" anlamında kullanılıyor. Meydana girdiğinizde asırlarca bozulmayan bir şehirle karşılaşıyorsunuz. Gezmeye başlamadan önce meydanda bir kafede hızlıca geçip gidenleri, tapınaklarda vakit geçirenleri seyretmek güzel bir hazırlık oluyor aslında. Hatta konaklayacaksanız Durban Meydanı’na bakan bir butik otelde kalırsanız, üstelik üst katlardan birindeyse odanız meydanı oradan seyretmenin keyfine doyulmuyor.
Ben öyle yaptım, üstelik gayet yüksekten, çok farklı açılardan fotoğraflarım da oldu.
Durban Meydanı'nın daracık sokakları sizi sarsıcı güzellikteki tapınaklara çıkarıyor. Benim ilk dikkatimi çeken 1701 yılında inşa edilen insan, fil, aslan, ejderha figürlerinin yer aldığı Nyatapola Tapınağı olmuştu. Bir diğer tapınak olan Bhairab Tapınağı da Nyatapola gibi pagoda tarzı yapıda. Bu tapınaklarda merdivenlerden yukarı çıkıp şehri oradan da seyredebilirsiniz. Golden Gate’de hemen dikkatinizi çekecektir. Golden Gate’den içeri girer girmez Taleju Tapınağı’nı göreceksiniz. Ancak Hindu değilseniz tapınağa girme izniniz yok. Tabii ki bahçesinde dolaşabilirsiniz. Rameshwar Tapınağı, Khrishna Tapınağı ve Kedarnath Shiva Tapınağı yine görülmesi gerekenler içerisinde yer alıyor.
Müze gezmeyi çok sevmeseniz bile, Bhaktapur Ulusal Sanat Müzesi mutlaka uğranması gereken yerlerden. Katmandu dahil Nepal’in genelinde gezilecek en güzel müze. Nepal kültürüne dair her şeyi topluca burada görebilirsiniz. Yine 55 Pencereli Saray’da simetrisi ve ahşap oymacılığının olağanüstü bir örneği olarak karşınıza çıkıyor. Sayabilirsiniz, gerçekten 55 penceresi var...
Çömleklerin de meydanı var
Bhaktapur çömlek işçiliğiyle de tanınan bir yer ayrıca. Çömleklerin bulunduğu bir de meydanı var: Çömlekçiler Meydanı. Çömlek ustalarının atölyelerinde bulunduğu bu meydanı ziyaret ederken, birkaç çömlek atölyesine de uğrayabilirsiniz. Çömlekçilik kadar tahta oymacılığı da şehri tanımlayan zanaatlerden biri. Hediyelik eşya dükkanlarından da birçok el sanatı çömlek ve ahşap hediyelikler alabilirsiniz. Eğer şanslıysanız, kutlamalar ve festivaller şehri olarak da bilinen Bhaktapur’da planlamasanız bile bir festivalle karşılaşabilirsiniz.
Kendi halkının "dindarlar şehri" ismini verdiği bu güzel şehir, her ne kadar yaşanan 2015 depreminden nasibini almışsa da, yaraları sarılmış bir şekilde yeni misafirlerini bekliyor. Kim bilir, belki siz de benim gibi tekrar tekrar gitmek istersiniz...