Modern kadın, modern ressam: Mary Cassatt
Mary Stevenson Cassatt, 22 Mayıs 1844tarihinde ABD’nin Pensilvanya eyaletindeAllegheny City'de üst orta sınıf bir ailenin yediçocuğundan biri olarak dünyaya gelir. BabasıRobert Simpson Cassatt başarılı bir borsacı,annesi ise bankacı bir ailenin iyi eğitimli kızıKatrine Kelso Stevenson’dur. Mary, altı yaşındaPhiledalphia’da okula başlamasına rağmen,seyahat etmeyi eğitimin ayrılmaz bir parçası olarak gören birailede büyür.
Çocukluğunu Londra, Paris ve Berlin gibi birçok Avrupa başkentinde geçirmesi Almanca, Fransızca gibi birçok dili öğrenmesinin yanında çizim ve müzik dersleri de almasını sağlar. On beş yaşında Pensilvanya Güzel Sanatlar Akademisi’ne resim eğitimi almayan başlayan Cassatt, okuldaki az sayıda kız öğrenciden biri olur. Akademide öğrenimine devam ederken, erkek öğrencilerin kadınlara karşı tutumu nedeniyle sıkıntılar yaşamış olması rağmen çalışmalarına devam eder.
- Anne Cassatt dönemin birçok kadınına göre daha iyi eğitim almış, zeki ve güçlü bir kadındı. Le Figaro gazetesinin ilk sayfasını okuyan Madam Cassatt, sanat tarihinde bu şekilde betimlenen ilk kadınlardan biridir.
Pensilvanya’dan Paris’e
ABD, 1861-1865 yılları arasında gerçekleşen iç savaş nedeniyle zor bir sürece girer. Avrupa’da ise devrimler sonrası sanattın gelişmesi ve ilerlemesi büyük hız kazanır. Cassatt, Amerika’da yaşanan bu zorlu süreçte, Pensilvanya Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki eğitimini bırakarak, eski ustaların sanatını incelemek ve öğrenmek üzere kardeşiyle birlikte Paris’e yerleşmeye karar verir. Paris’te bulunan École des Beaux-Arts (Güzel Sanatlar Fakültesi) henüz kadın öğrencileri kabul etmediği için okuldaki Jean Leon Gerome, Charles Chaplin, Edouard Frére, Paul Soyer, Thomas Couture gibi hocalardan özel ders almaya başlar. Sanat eğitimi için harcadığı büyük çaba sayesinde kısa sürede plastik dilini ve tekniğini geliştirerek kariyeri için önemli adımlar atar.
1868’de Paris Salon sergisinde yer alan ilk Amerikalı kadın ressamlar biri olur.
Yeniden doğuş
Cassatt’ın 1870’de başlayan Fransa-Prusya savaşı nedeniyle Amerika’ya geri dönmek zorunda kalması zor bir dönemin başlangıcı olur. Ressam olmasına karşı olan babası temel ihtiyaçları hariç tüm maddi desteğini çeker. Bir kadın olarak her şeye rağmen ayakta durmaya çabalayan Cassatt, New York ve Chicago’daki galerilerde eserlerini sergiler. Resimleri ilgi görmesine rağmen hiç satılmaz.
1871’de çıkan bir yangında resimlerinin tahrip olmasıyla yeni bir başlangıç hayali kuran Cassatt, tekrar Paris’e dönmek için planlar yapmaya başlar.
Seyahat masraflarını karşılamak için Pittsburgh başpiskoposu için Correggio’nun iki eserini kopyalar. Bu çalışmadan kazandığı parayla 1871 yılının sonbaharında bir arkadaşıyla beraber Paris’e geri döner.
İzlenimcilik
19. Yüzyılın ortasında Avrupa’da akademinin onayladığı Klasik resmin etkisi hala devam ederken, fotoğraf makinesinin bulunmasıyla, resim sanatının birinci işlevi olarak görülen gerçeği kopyalama görevi önemsizleşmeye başlar. Farklı bir dil, teknik ve ifade arayışına giren sanatçıların bir kısmının geleneksel resmin karşısında ortak bir geliştirmesiyle İzlenimcilik ortaya çıkar. İzlenimci ressamlardan biri olan Edgar Degas, Cassatt’ın erken dönem İspanyol konulu resimlerini Salon sergisinde fark edince onu 1879’daki İzlenimci sergiye davet eder. Cassatt’ın, İzlenimciler ve Degas ile başlayan birlikteliği, sanat anlayışına ve üretimlerine büyük katkı sağlar.
- Cassatt’ın arkadaşları Geneviève Mallarmé ve Mary Ellison, ressamın büyükannesi Mary Stevenson'a ait olan gümüş setle beş çaylarını yudumluyorlar.
Anne ve çocuk
Cassatt’ın İzlenimci ressamlarla birlikte çalışması sanatının kimliğini bulmasında çok önemli rol oynar. Grubun aktif bir üyesi olarak 1886’ya kadar İzlenimci sergilere katılır. Bu tarihten sonra ise Cassatt kendi sanat dilini oluşturma girişimi içerisine girer. Japon Sanatı Ukiyo-e ile İzlenimciliğin teknik özelliklerini birleştiren Cassatt, özgün bir ifade biçimi yakalamayı başarır. Kadın bakış açısıyla 19. Yüzyılın kadınlarını tasvir eden Cassatt, özellikle gündelik ev ortamlarında çalışan, ev gezmeleri, tiyatro, opera gibi sosyal ritüellerde bulunan kadın figürlerinin bulunduğu kompozisyonlar oluşturur.
1900’lerden sonra ise anne ve çocuk portrelerine yoğunlaşır.
- Cassatt hiç evlenmemiş ve çocuk sahibi olmamasına rağmen annelik konusunda duyarlı bir gözlemciydi. Kariyerinin ikinci yarısının büyük bir bölümünü, Annelik temasına adamıştır.
Son yılları
Fransa’da sanata katkılarından dolayı Légion d’Honeur unvanına layık görülen Cassatt’ın kendi ülkesinde tanınması ise daha geç bir dönemde gerçekleşir. Erken yaşlardan itibaren 19. yüzyıl ataerkil sanat ortamının kadınlar üzerindeki ezici tavrıyla mücadelesi onu cinsiyet eşitliğinin savunucusu haline getirir. Amerika’da kadınların seçme ve seçilme haklarını desteklemek için önce 1915 tarihinde koleksiyoncu Louisine Havemeyer’in düzenlediği sergide yer alır; sonra da bu haklar için çaba harcayan gruplara aktif bir şekilde destek verir.
Hayatının son dönemlerinde art arda kaybettiği aile bireyleri nedeniyle yaşadığı sarsıntılardan dolayı, resim yapmaktan zaman zaman uzaklaşmasına rağmen boyalarından ve fırçalarından hiç kopmaz. Şeker hastalığının ilerlemesiyle görme yetisini büyük ölçüde kaybederek resim yapamaz hale geldiğinde yetmiş yaşındadır.
14 Haziran 1926’da doğduğu topraklardan çok uzaklarda, Fransa’da Paris yakınlarında Mesnil-Beaufresne’de hayatını kaybeder. Fransa'nın kuzeyinde Mesnil-Théribus'taki aile mezarlığına gömülür.