Mart ayında ziyaret edebileceğiniz 6 yer

Abant Gölü'nde doğa yürüyüşü

Yılın her dönemi ziyaretçilerine görsel bir şölen ve huzur dolu bir atmosfer sunan Bolu Abant gölü İstanbul’a yakın konumuyla her mevsim vazgeçilmezlerimiz arasına giriyor. Şehrin kaotik yapısından sıkılanlar için bir kaçış noktası olan Abant Gölü yerli yabancı turist için birçok imkân sunuyor. Göl çevresinde bulunan zengin canlı çeşitliliği ve rekreasyondan potansiyelinden dolayı 1988 yılında Tabiat Parkı ilan edilmiş alan içerisinde piknik, dinlence ve birçok aktivite alanları bulunduruyor.

Güne, göl kenarında ya da dağ sırtlarından geçen patika yollarda yürüyüşle başlayıp, Keremali ve Abant sıradağlarının temiz havasını içinize çekerken, park içerisinde bulunan milyonlarca canlı bitkiyi keşfedebilirsiniz. Birçok aktivite imkânı da sunan alanda piknik alanları, bisiklet turları ve Çepni Yaylası’nda yamaç paraşütü ile adrenalin doku dakikalar geçirebiliriz.

Doğal varlıklarını ziyaretçileri ile paylaşan Abant Gölü’nden ayrılmadan merkezin hemen karşısındaki köy Pazar yerine uğramanızı tavsiye ederiz. Tesis içerisindeki restoranlar ya da yol üzerindeki herhangi ala balık tesisinde güveçte ala balık muhakkak deneyimlemelisiniz. Vaktiniz varsa Yedi Göllere uğramayı unutmayın.

Dünyanın 5. harikası Kapadokya

Kapadokya seyahatiniz mart başı gibi planlarsanız belki şehir size bir sürpriz yapar ve sizi beyazlar içinde karşılar. Kapadokya, adını bir zamanlar bu bölgede var olmuş Kapatuka Krallığından alıyor. Kapatuka pers dilinde Güzel Atlar Ülkesi demek. Güzel Atlar Ülkesi Kapadokya’da Erciyes Dağı eteklerinde hala vahşi atlar yaşıyor.

Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerini ev ve kilise olarak kullanmış olup milyonlarca yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. Nevşehir’in Ürgüp şehrinde bulunan iki yanardağ arasında düzlükte kalmış akıl almaz güzellikteki taşların görsel şölenini ve milyonlarca yıldan kalan medeniyet izlerini muhakkak görmenizi tavsiye ederiz.

Eğer yükseklik korkunuz yoksa bulutların arasından geçerek aşağıda peribacalarının arasından süzülen vadileri görmek, rüzgârın keyfine göre dalgalanıp, rüzgârın canı nereye isterse oraya inmek kendinizi en özgür hissettiğiniz anlardan biri olan balon turunu muhakkak deneyimlemelisiniz. Nevşehir’in her köşesi o kadar farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış ki… Bu medeniyetlerin birçoğu tarihi Kalkolitik döneme, Hititlere uzanacak kadar eski; bazıları ise Selçuklu, Osmanlı gibi Türk medeniyetlerinin temelini oluşturan yakın tarih izleri. Ayrıca, şehirde yapabileceğiniz bir sürü aktivite bulunuyor. Avanos’ta çömlek yapımı, Kapadokya’da balon turları, şehrin merkezinde bulunan yer altı şehirleri, 4x4 jiplerle safari turları, ATV turları ve binicilik turları gibi.

Erzurum Palandöken'de kış tatili

Sadece Türkiye’nin değil, aynı zamanda dünyanın da sayılı kış turizmi merkezlerinden biri olan Erzurum’da bahar ayına kar tatili ile başlayıp, mis gibi dağ havasını solumak isterseniz rotanızı Palandöken Kayak Merkezi’ne kırmanızı tavsiye ederiz. Konaklama için misafirlerine birçok seçenek sunana Kayak Merkezi’nde ister dağ evinde ister beş yıldızlı bir otelde isterseniz de şirin mi şirin bungalov evlerinde konaklayabilirsiniz.

Türkiye’nin en büyük yüz ölçümüne sahip Erzurum her ne kadar kış turizmiyle ünlü olsa da içerisinde birçok doğal güzellik ve kültürel birikim bulunduruyor. Üç kümbetler bunlardan bir tanesi. Erzurum’un gizli tarihi hazinelerinden biri olan Üç kümbetlerin en büyüğünün Emir Saltuk’a ait olduğu ve 12'inci yüzyılın sonlarında yapıldığı sanılmaktadır. Anadolu’nun en eski anıt mezarları olan diğer iki kümbetin kime ait olduğu bilinmezken on dördüncü yüzyılda inşa edildiği tahmin ediliyor. Zengin tarihi miraslar, doğal güzellikler, dağ ve kış sporları, kaplıcalar, birbirinden nefis yöresel yemekler ve çok daha fazlası Erzurum’da misafirlerini ağırlıyor.

Tarihin sıfır noktası; Göbekli Tepe

Türkiye’nin açık hava müzesi olarak adlandırabileceğimiz Şanlıurfa seyahat rotalarımız arasında yer alıyor. Gerek içerisinde barındığı zengin kültürü gerek inanç turizmi, gastronomisi, efsaneleri ve mucizeleriyle Mezopotamya’nın göz bebeği

Şehir merkezinde bulunan ve şehirle özdeşmiş Balıklıgöl; İslam dinine göre İbrahim peygamberin ateşe atıldığı sırada ateşe atıldığı yerin göle, ateşte yanan odunların ise balıklara dönüştüğüne inanılan tarihi bir yerdir. Doğal bir akvaryum olan bu gölün içerisinde Aynzeliha gölü ve Hz. İbrahim’in doğup büyüdüğü ve ateşe atıldığı mağara bulunmaktadır.

Şehir merkezin 18 km uzağında olan ve tarihin sıfır noktası olarak adlandırılan Göpeklitepe, bir çiftçi tarafından tarlasını sürerken keşfediliyor. Daha sonrasında yapılan kapsamlı araştırmalarla bölgenin milattan önce 9600 yıllarında avcı toplayıcı insanların ortaya çıkardığı bir kült (tapınma) merkezi olduğu tespit ediliyor.

Cennetten bir yer: Uzungöl

Tarihi ve doğa üstü güzelliğiyle bizi kendine çeken şehir Trabzon, başta Uzungöl olmak üzere yerli yabancı birçok turistin uğrak noktası. Şehir Roma ve Bizans İmparatorluğu dönemini yaşamış ikiyüz seneye aşkın Trabzon Rum İmparatorluğu’na başkentlik yapmıştır. Fatih Sultan Mehmet’in fethiyle Osmanlı topraklarına dahil olan şehirde Kanuni Sultan Süleyman dünyaya gözünü açmıştır.

Yaz aylarında yaşanan ziyaretçi akınlarından dolayı mart ayında rotamızı Uzungöl’e çeviriyoruz. Hem dinlenmek hem fotoğraf çekip kaliteli zaman geçirmek istiyorsanız Uzungöl tam size göre bir seçim.

Görenleri adeta cennetteymiş hissi veren Uzungöl’de birçok aktivite de mevcut. İsterseniz 5 kişilik gruplar halinde helikopterle pistten yükselip uzun göl manzarasının keyfini çıkardıktan sonra civardaki yaylaları gezebilirsiniz. Adrenalin dolu bir aktivite arayanalar yamaç paraşütüyle ormanlık manzarası ve masmavi gökyüzü ile ayaklarınızın yerden kesilişini hayranlıkla seyredeceksiniz. Trabzon’a kadar gelmişken inanç turizm de önemli bir yeri olan Sümela Manastır’ını da ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. Yaklaşık beş yıldır restorasyonda olan, birçok kez açılıp kapatılan Manastır, 31 Ocak 2022 tarihinde tekrar ziyarete açılacağı duyuruldu. Manastır’dan çıktıktan sonra kırk km uzaklıktaki Hamsiköy’e uğrayıp sütlaç yemeyi unutmayın.

Dağın arkasında görsel şölen: Ciro Şelalesi

Bir şelale gezisi planlamadan bu yazısı bitiremeyiz. Bu yüzden sizi, yeşilin bin bir tonunu kucaklayan dağları, krater gölleri, şelaleleri, birbirinden güzel yaylaları, binlerce yıllık tarihi ve köklü kültürü ile kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir coğrafya Artvin’e davet ediyoruz.

Doğal güzellikleriyle adından söz ettiren Artvin’in aynı zamanda şelaleleriyle de ünlü. Türkiye’nin en uzun şelalelerinden biri olan Ciro şelalesi maceraperestlerin uğrak noktası. Kaçkar Dağlarının devamı olan Masis ve Karataş Dağının arasından akan şelaleye gittiğinizde akan su sesi ile huzur bulacaksınız. Piknik ve mangal yapabilirsiniz. Şelalenin armonik sesiyle sabahları uyanıp, organik kahvaltının ardından güneşin doğuşunu izleyebilirsiniz.

Artvin’in bir diğer doğa harikası şelalesi de Delikkaya Şelalesi. Tortul kayaç üzerindeki kireç ve kil taşının suyu aşındırmasıyla, dört metre yarıçaplı delikten akan suyun yedi metre yükseklikten dökülmesiyle oluşan şelale Artvin çevresinde gezilecek yerler arasında en ihtişamlı doğal güzellikler arasında bulunuyor.