Makedonya'yı görmek için makbul gerekçeler
Balkan yarımadasında eski bir Yugoslavya. 600 yıllık kadim hatıramız. Yahya Kemal’in şiirden kurduğu bağlarla birleştirdiği, istesek de kopamadığımız o coğrafya. Makedonya, herkesin bildiğini sandığı bir sır gibi aslında. Sürekli dillerde olsa da tam anlamıyla keşfedilmemiş bir güzelliği temsil ediyor. İki milyonluk nüfusuyla bu küçük Balkan-Avrupa ülkesi nihayetinde en çok başkentiyle meşhur. Güzel Üsküp, ışıklı bir taç misali Makedonya’nın alnında parlıyor ama Üsküp’ten ibaret değil burası. Mimarisi, doğası, havası, lezzetli mutfağı ve yakın kültürel ortaklığımızın simgeleriyle ziyaret etmeye fazlasıyla değecek bir ülkedeyiz. Yeni adıyla Kuzey Makedonya.
Vardar Nehri’nin ikiye ayırdığı, adım başı heykelleriyle nam salmış güzel Üsküp’ü, Türk çarşısında kulağınıza dolan Türkçe sesler ve şarkılarla dolaşmaya başladığınızda yapılacaklar listesi zaten bellidir. Makedonya Meydanı’ndaki Büyük İskender’i temsil eden o devasa Atlı Savaşçı Heykeli’nden yola çıkıp, St. Clement of Ohrid Kilisesi, Zafer Takı, Rahibe Teresa Evi, Taş Köprü, Sanat Köprüsü, Murat Paşa Camii, Holokost Hafıza Müzesi ve Üsküp Kalesi’ni hakkıyla gezdikten sonra, iki-dört kişilik manzara camlı teleferiklerle ulaşılan Vodno Tepesi’ne tırmanıp, şehri seyir sefası yapmak şart. Akşamına Destan’da köfte, üstüne has “tiriliçe” ve Hürrem’de çayla günü sonlandırabiliriz.
Güzel Makedonya
Makedonya, denizi olmayan şanssız ülkelerden. Denizi olmasa da gölleri, cömert doğası ve görkemli manzaralarıyla bu şanssızlığını unutturuyor hemen. Akarsular, dağlar ve ormanlar boyunca keşfedilmeyi bekleyen bir rotanın ortasındayız. Başkentten sonra ilk durağımız Matka Kanyon’u. Güzel bir tekne turu, yürüyüş yolunu keşif ve nehir kıyısındaki restoranda mola. Şurası doğru; yalnızca Matka için bile Makedonya’ya gelinir. Küçük bir Makedon şehri olan Kalkandelen’e (Tetovo) doğru yola çıktığımızda, aklımızda iki kız kardeşin çeyiz paralarıyla yaptırdığı zarafet sembolü Alaca Cami var sadece. Caminin varlığı şehri ayakta tutuyor.
Kalkandelen’den sonra nefes kesici manzaralardan geçerek ilerlediğimiz yol, bu seyahatin incisine ulaştırıyor bizi nihayet. Makedonya’nın değil, Balkanların en güzel şehirlerinden birinde, Ohrid’deyiz. Arnavut kaldırımlı sokakları, tarihi yapıları, kafeleri, müzeleri ve sardunyalarıyla, göl kıyısına dizilmiş bir Ohrid. Bu şehirde yürümenin tadı bir başka. Buraya elveda demenin bütün zorluğuyla, Sveti Naum yolcusuyuz. Sveti Naum Manastırı’nı görüp, dere üzerinde sandal turu yapıyoruz. Ve sırada son durağımız Makedonya’nın ikinci büyük şehri Bitola (Manastır). Burası İttihat ve Terakki’nin en önemli merkezlerinden biri, ayrıca Gazi Mustafa Kemal’in lise eğitimini (Manastır Askeri İdadisi) tamamladığı şehir. Makedon kültürünün en saf şekilde hissedildiği yer. Elveda Rumeli dizisinden de hatırlayacaksınızdır Bitola’yı. Türk çarşısını gezip, İshakiye Camii, Saat Kulesi, Yeni Camii ve Manastır Askeri İdadisi görülecek yerler arasında. Şimdilik hoşça kal güzel Makedonya.
- Makedonya 5'lisi!
- 1. Yahya Kemal’i hatırla
- 2. Türk Çarşısı’ndan hediyelik eşya al
- 3. Galiçnik Köyü'nü ziyaret et
- 4. Ajvar sosunu tat
- 5. Şu 3 Milli Park’ı gör; Pelister-Mavrovo-Galicica