Külli Cihan: Tebriz

Tebriz
Tebriz

İran’ın en güzel şehirlerinden biri olan Tebriz’i -ki İsfahanlıların kendi şehirlerini nısf-ı cihan, yani dünyanın yarısı şeklinde övmelerine karşılık, Tebrizliler kendi şehirleri için külli cihan derler, yani: dünyanın tamamı- Türkiye’nin manevi bir parçası gibi düşünebiliriz. Nüfusunun büyük çoğunluğu Türklerden oluşan Tebriz’de genellikle Türk televizyon kanalları izlenir, en az Türkiye’deki kadar heyecanla Türk dizileri takip edilir, çarşıda pazarda hele de Tebriz Kapalı Çarşısı’nda Türk lirası İran tümenine yeğlenir, Türkiye’den gelen turistlere üst düzey bir samimiyet gösterilir ve mutlaka evde misafirlik davetinde bulunulur.

Tebriz Gök Mescit.
Tebriz Gök Mescit.

Herkesten çok içten bir şekilde misafirlik daveti alabilirsiniz: Diyelim ki Tebriz’in en hoş caddelerinden Şehnaz’da yol tarifi istediğiniz bir aileden, diyelim ki Eynalı Dağı’nın zirvesinde biraz ısınmak üzere girdiğiniz bir çay ocağında birden sohbete başlayıverdiğiniz bir arkadaş grubundan, diyelim ki market alışverişi yaparken Türkiye’den geldiğinizi anlayıveren herhangi bir Tebrizliden… İran’ın elbette başka şehirlerinde de Türk nüfus var, hatta ülkenin başkenti Tahran’da karşılaştığınız bir Türk size gururla “Tahran’ın yarısı Türk kardeşim.” diyebilir; ama Tebriz’de Türklük şehrin her hattına yayılmış durumdadır ve şehir, Türk milliyetçiliğinin dünya üzerinde belki de en ateşli şekilde hissedildiği yerler arasındadır.

Peki, Tebriz’de nereleri gezip görmekte yarar var? Tebriz Kapalı Çarşısı başlangıç için iyi bir nokta olabilir. Elbette İran’ın başka şehirlerinde de önemli kapalı çarşılar var: Mesela, Tahran merkezindeki kapalı çarşı çok dinamik bir yerdir, yine Tahran’da Tecriş Meydanı’ndaki meyve pazarı öyle kolay kolay bulunamaz tropikal meyveleri bir araya getirmesiyle nevi şahsına münhasır bir pazardır, Şiraz’daki Vekil Pazarı labirent gibi sokaklarıyla belki coğrafyamızdaki en egzotik pazarlardan biridir, Keşm Adası’nın kapalı çarşısı değil, ama tamamen yan sanayi ürün satan dükkânlardan oluşan alışveriş merkezleri bir hayli enteresandır. Bunlara karşılık Tebriz Kapalı Çarşısı’nın hem apayrı bir huzurla dolu olduğunu hem de devasa hacmiyle çok daha fazla dükkâna ve hâliyle sürprize ev sahipliği yaptığını söylemek gerekiyor. Tebriz Kapalı Çarşısı’nın kuruyemişçilerinde dolanıp safranlı kuruyemişlerin tadına bakmakta, halıcılar bölümündeki nadide halıları keşfetmekte, çarşı içindeki pek hoş dekore edilmiş kafelerde vakit geçirmekte ve çarşı kenarındaki tarihi İlhanlılara kadar uzanan Cuma Mescidi’ni ziyaret etmekte yarar var. Belki de hayat var demeliyim.

Tebriz Gök Mescit.
Tebriz Gök Mescit.
Kendovan Köyü.
Kendovan Köyü.

Tebriz’e dair üzerinde durulması gereken mekân çok ama Gök Mescit, Şairler Mezarlığı, İl Gölü ve Kendovan Köyü’nü hususen anmak istiyorum. Tebriz’in dini mimari anlamında en önemli yapısı olarak, hatta şehrin belki de sembolü olarak Gök Mescit’i anmamız mümkündür; klasik dönem öncesi Osmanlı mimarisiyle akrabalığı hemen fark edilebilecek bu yapı, maalesef tarih boyunca Tebriz’i çok fazla etkilemiş depremlerde ciddi hasar görmüştür. Ama yine de önemli restorasyonlardan geçmiştir ve günümüzde de ziyarete açık durumdadır. Şairler Mezarlığı, Tebriz’in en ikonik kentsel alanlarından biridir ve başta Tebrizli büyük şair Şehriyar olmak üzere çok sayıda şairin mezarını içerisinde taşımaktadır. Şairler için böylesine anıtsal bir mezarlık inşa etmeleri, İranlıların ve bilhassa da İran Türklerinin şiir sanatına ne derece büyük bir önem verdiklerini açık biçimde göstermektedir. Gerçekten de İran’da eğitimli eğitimsiz hemen herkesle şiir konuşabilirsiniz ve hiç ummayacağınız insanların cebinden bir defter çıkarıp Hafız’dan birkaç gazel okumaya ve ardından bu gazelleri şerh etmeye başladığına şahitlik edebilirsiniz. İl Gölü özellikle akşamları çok renklidir, bu gölün çevresindeki birçok tezgâhta “yer alması” isminde Tebriz’e özgü bir dürüm hazırlanır, içine patates ve yumurta haşlaması ile salata konulan bu sokak lezzetini de önermiş olalım. Kendovan köyünü ise Kapadokya’nın bir nevi küçültülmüş hâli gibi düşünebiliriz, bu köydeki birçok evde bal ve kuruyemiş satışı da yapılıyor, Tebriz’in biraz uzağında ama her hâliyle görülmeyi hak eden bir köy.

Şairler Mezarlığı.
Şairler Mezarlığı.

Turizm acentelerinin gerçekleştirdiği büyük İran turları müşterilerine en kısa sürede en fazla şehri göstermeyi hedefliyor. Bunu eleştirmiyorum, panoramik turların genel özelliği budur. Ama İran’ı tanımak isteyenlerin bu ilk panoramik turdan sonra ülkeye şehir şehir yoğunlaşmalarında, her şehre en az dört-beş gün, fırsat bulabiliyorlarsa birer hafta ayırmalarında yarar var. Tebriz’e en azından bir hafta ayrılması gerektiğini düşünüyorum, böylece buraya yakın olan Erdebil ve Culfa gibi başka önemli yerlerin de gezilip görülebilmesi mümkün hâle gelir.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım