Küçük ülkede büyük mutluluklar: Kıbrıs

Kıbrıs
Kıbrıs

Kıbrıs, yazıyla da kışıyla da kendisine hayran bırakan ve çok sayıda kişi tarafından tatil için tercih edilen bir ülke. Sakinliği ve doğallığı ile içten içe kendine bağlayan ve ancak oradan ayrıldıktan sonra bunu fark ettiren huzurlu bir yer.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti veya Kuzey Kıbrıs, Akdeniz'de bulunan en büyük üçüncü ada ve Anadolu yarımadasının 65 km güneyindeki Kıbrıs adasının kuzey kısmında yer alan devlettir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti veya Kuzey Kıbrıs, Akdeniz'de bulunan en büyük üçüncü ada ve Anadolu yarımadasının 65 km güneyindeki Kıbrıs adasının kuzey kısmında yer alan devlettir.

Her zaman diliminde yerli ve yabancı turistlerin tatil yapmayı tercih ettikleri en önemli destinasyonlardan biri "Kıbrıs" ve buraya seyahat etmek hiç de zor değil. Kıbrıs’a İstanbul ve Ankara başta olmak üzere İzmir, Antalya, Adana, Gaziantep gibi birçok şehirden direkt olarak uçuş seferleri bulunuyor. Giderken pasaport götürmenize hiç gerek yok. T.C kimliği ile Kıbrıs’a giriş yapmanız oldukça kolay.

Kıbrıs, sizi kültürel, tarihi ve turistik anlamda tatmin edecek bir yer. Tarihi yapıların ön plana çıktığı Kıbrıs’ta ihtişamıyla gözlerinizi kamaştıracak, hikâyeleriyle de etkileyecek kaleler ve müzeler yer alıyor.

Kuzey Kıbrıs’ın göz bebeği "Girne"

Akdeniz kıyılarında Orta Çağ’dan bugüne kalan en etkileyici yerlerden biri "Girne Kalesi". Dikdörtgen planda inşa edilen kale, kaynaklarda İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard’ın Haçlı Seferi’ne katılırken, Kıbrıs Kralı Isak Kommen’ı yenmesi ve Kıbrıs’ı ele geçirmesiyle biliniyor. Var olan nadir ve önemli kalıntılar arasında yer alan çeşitli değişikliklere uğruyor.

Girne kazası, Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki altı kazadan biridir.
Girne kazası, Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki altı kazadan biridir.

Venedikliler zamanında ise son şeklini alıyor. 1570 yılında Osmanlılar tarafından kuşatılan kalenin sakinleri, savaş esnasında kaleye zarar vermediklerinden ötürü, burası günümüzde de aynı şekilde özgünlüğünü koruyor. İngilizler tarafından ayaklanan Rumları hapsetmek amacıyla kullanılan bu kale 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile Türklere veriliyor. İçerisinde birçok tarihi olay barındıran bu kaleyi mutlaka görmenizi ve eski yaşanmışlıkları içerisinde barındıran havasını solumanızı tavsiye ediyoruz.

Rüzgârdan korkmayan "Bufavento Kalesi"

Bufavento Kalesi, Kıbrıs'taki Beşparmak Dağları'nda bir kaledir.
Bufavento Kalesi, Kıbrıs'taki Beşparmak Dağları'nda bir kaledir.

Kıbrıs’taki Beşparmak Dağları’nda yer alan bu kale adını, çok rüzgârlı bir tepeye kurulduğu için "rüzgardan korkmayan" anlamına gelen "Bufavento" isminden alıyor. Kalenin 101 odası olduğu ve kayıp olan bir odayı bulan kişinin defineye sahip olacağına dair inanç da bu kaleye ait efsanevi söylemler arasında yer alıyor.

Bufavento’ya ait ilginç bir hikâye de Kıbrıs’ta hüküm sürmüş olan bir Kraliçe ile ilgili. Hikâyede; Kıbrıs, Tapınak Şövalyeleri’nin egemenliğine girdiği dönemlerde cüzzamlı bir Bizans Prensesi ve aynı hastalığa yakalanan köpeği anlatılıyor. Köpeği ile birlikte kaleye kapatılan Prenses, zamanla köpeğinin iyileştiğini fark ediyor ve onu gözlemlemeye başlıyor. Köpeğinin her sabah kalenin aşağısındaki kaynak suyunda yıkandığını gördükten sonra kendi de bu suda yıkanmaya başlıyor ve tamamen iyileşiyor. Ardından da kaynağın bulunduğu yere Ayios Ionnis Chrysostomos Manastırı olarak bilinen tapınağını yaptırıyor.

Stratejik konumuyla ünlü "St. Hilarion Kalesi"

Yine tarihi açıdan büyük önem taşıyan kalelerden bir diğeri "Hilarion Kalesi". Bu kale ismini, Kıbrıs’a göç ederek ömrünün son yıllarını burada ibadetle geçiren bir azizden alıyor. Deniz seviyesinden 700 metre yükseklikte yer alan kale, ikiz bir burun üzerinde bulunuyor. Kaynaklarda, kalenin Bizans yapısı olduğu ve İngiliz Kralı Aslan Yürekli Richard’ın 1191 yılında adayı işgal ettiği sıralarda inşa edildiği düşünülüyor.

Başka kaynaklar ise kaleden ilk olarak 1128 yılında İmparator II. Friedrich’in Kıbrıs’a hükmetmek istediği sıralarda var olduğundan bahsediyor. 500 metre uzunluğunda duvarlara ve 9 burca sahip olan kale, sarnıcı ve erzak dolapları ile üç ana bölüme ayrılıyor. Bunlardan birincisi atlar ve askerler için yapılan "Aşağı Kale". İkincisi manastır alanı ve Aziz’in yeri olan "Orta Kale". Üçüncüsü ise saray odalarının ve mutfağın bulunduğu "Yukarı Kale".

Saint Hilarion Kalesi, Beşparmak dağları üzerinde kurulan üç kaleden en batıda yer alanıdır. Ada halkını olası Arap akınlarına karşı korumak ve muhtemel sardırılara karşı uyarmak amacıyla inşa edilmiştir.
Saint Hilarion Kalesi, Beşparmak dağları üzerinde kurulan üç kaleden en batıda yer alanıdır. Ada halkını olası Arap akınlarına karşı korumak ve muhtemel sardırılara karşı uyarmak amacıyla inşa edilmiştir.

Venediklilerin elindeyken de, Osmanlı Devleti’nin de elindeyken de stratejik açıdan oldukça önemli olan bu kale, aynı değerini korumaya devam ediyor. Heybetli görünümüyle sizi etkileyecek olan bu kale de gittiğinizde görmeniz gerekenler arasında yer alıyor.

Kaçakçının köşkü "Mavi Köşk"

İtalyan asıllı Rum Paulo Paolides tarafından yaptırılan bu köşkün adı "Kaçakçının Köşkü" olarak da biliniyor. Bunun sebebi ise köşkün sahibi Paolides’in avukatlık adı altında silah kaçakçılığı yaparak büyük bir servet elde etmesi ve bu servetle beraber Mavi Köşk’ü inşa ettirmesi.

Dönemin en büyük silah tüccarı olan Paolides’in köşkü; iki kat üzerine on altı bölüm olarak inşa ediliyor. 20. yüzyıl modern mimari teknikleri ile yapılan bu tasarım, Türk ve Rum mimari özelliklerinin yanı sıra Akdeniz Bölgesi’nin mimari özelliklerini de taşıyor.

Batık Gemi Müzesi

Batık Gemi Müzesi, en eski gemi batıklarının sergilendiği bir müzedir..
Batık Gemi Müzesi, en eski gemi batıklarının sergilendiği bir müzedir..

En eski gemi batıklarının sergilendiği Batık Gemi Müzesi’nde, Akdeniz’de İskender’in ölümünden sonra kurulan Helenistik krallıklara ait donanma gemilerinin dolaştığı dönemlere ait. Girne Kalesi’nin doğusunda yer alan bu müze, Lüzinyan Devri’nde muhafız odalarının düzenlenmesi sonucunda ziyarete açılıyor.

Birbirinden ilginç hikâyelere sahip batık gemileri görmek isteyeceğinizden eminiz. Venediklilerin elindeyken de, Osmanlı Devleti’nin de elindeyken de strateji kaçıdan oldukça önemli olan bu kale, aynı değerini korumaya devam ediyor. Heybetli görünümüyle sizi etkileyecek olan bu kale de gittiğinizde görmeniz gerekenler arasında yer alıyor.

Üzüntünün resmi "Barbarlık Müzesi"nde

Lefkoşa’da bulunan müze, çok acıklı bir hikâyeyi içerisinde barındırıyor. Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nda görevli Binbaşı Nihat İlhan yanına ailesini aldırdığı sıralarda EOKA’ya bağlı Rum çeteleri Binbaşı’nın evini basıyor ve ailesini kurşuna dizerek öldürüyor. Herkesi derinden yaralayan bu olaya tanıklık eden yer ise şimdi müze görevi görüyor.

Müzenin panolarında sergilenen fotoğraflar; bu ailenin hikâyesi başta olmak üzere, Rum katliamı sonucunda şehit edilen kadın, erkek, genç, yaşlı birçok masum kişinin evlerinin ve köylerinin yakılıp yıkılmasıyla zorla göç ettirilmesine tanıklık ediyor.

Turisttik yerleri ile Kıbrıs

Tarihi boyunca birçok ulusun egemenliği altına giren Kıbrıs, MÖ 1500 yılı civarında Antik Mısırın, MÖ 1320 yılı civarında Hititin ve MÖ 1200'li yıllarında tekrar Mısırın, MÖ 1000 yılı civarından Fenikelilerin ve MÖ 709'da Asurluların egemenliği altına girdi.
Tarihi boyunca birçok ulusun egemenliği altına giren Kıbrıs, MÖ 1500 yılı civarında Antik Mısırın, MÖ 1320 yılı civarında Hititin ve MÖ 1200'li yıllarında tekrar Mısırın, MÖ 1000 yılı civarından Fenikelilerin ve MÖ 709'da Asurluların egemenliği altına girdi.

Tatilin yanı sıra tarihi açıdan önemli bu yerleri görmek isteyeceğinizi düşünerek sizler için bir derleme yaptık. Biraz da bu kültürel gezinin ardından kafa dinleyeceğiniz ve tatilin tadını çıkarabileceğiniz yerlerden bahsedelim...

Dört mevsim güneş alan Kıbrıs’ın yaz sezonu oldukça uzun sürüyor. Birbirinden güzel plajları ve tertemiz deniziyle size tatilden daha fazlasını sunuyor. En iyi plajları arasında ise sırayla; Escape, Palm Beach, Glapsides, Mağusa Boğazı, Altın Kumsal, Acapulco, Camelot bulunuyor.

Kıbrıs'ta ne yenir?

Kıbrıs’ta günlük tüketilen besinlerin en başında et, deniz ürünleri, çeşitli sebze ve meyveler yer alıyor. Yemek öncesi 20’ye yakın meze sunulan Kıbrıs restoranlarında en ünlü meze çeşitlerinin başında; cacık, humus, fava, turşu, salata, zeytin çeşitleri ve hellim peyniri geliyor.

Kıbrıs’a ait bir başka lezzet ise nane kokusunu ve bamya tadını andıran “Molehiya” otu. Kuzu ya da tavuk etiyle harmanlanarak servis edilen bu ot, eşsiz lezzetler arasında yer alıyor. Bol limon ve kereviz sapı ile pişirilen “Kolokas” ise denemeniz gereken bir başka lezzet. Ana yemek olarak ise; Küp Kebabı, Kletfigo, Lalangi’yi yemenizi öneriyoruz. Tatlı olarak Kıbrıs’a özgü Macun Tatlısı da tadılması gerekenler arasında. Kıbrıs’a özgü içeceklerden bademden yapılan gül suyu Sumada’yı ve üzüm suyundan yapılan Zivaniya’yı tatmayı unutmayın.