Korsanlar şehrinden bir Osmanlı kasabasına tarihi bir yolculuk: Ülgün

Ülgün.
Ülgün.

Ülgün, Karadağ'ın Adriyatik Denizi kıyısındaki tarihi turistik bir şehridir. İstanbul'dan Karadağ'ın başkenti Podgoritsa'ya yapacağınız 1 saat 45 dakikalık bir uçak yolculuğundan sonra kiralayacağınız bir arabayla Ülgün'e 80 km'lik yolu 1,5 saatte alabilirsiniz. Uçak ile gelmek isteyenler için daha zor bir diğer parkur ise İstanbul'dan Arnavutluk'un başkenti Tiran Havalimanı'na gelip 136 km'lik karayolunu sınır kapılarında çok oyalamazlar ise 3,5 saatte aşmak mümkün olacaktır. İkinci seçenek zor olsa da iki ülke görmek isteyenler için bir fırsat olabilir.

Adriyatik kıyısındaki en eski yerleşim yerlerinden biri olan Ülgün MÖ. 5. yüzyılda kuruldu. Romalılar şehri MÖ. 163 yılında İliryalılardan aldı.
Adriyatik kıyısındaki en eski yerleşim yerlerinden biri olan Ülgün MÖ. 5. yüzyılda kuruldu. Romalılar şehri MÖ. 163 yılında İliryalılardan aldı.

Şehir Arnavutluk sınırına neredeyse bitişik ve İşkodra şehrine 41 km. uzaklıktadır. İşkodra'nın tarih boyu denize açılan limanı Ülgün olmuştur. Türkçe adı Ülgün olan şehrin Arnavutçadaki ismi Ulçin (Ulqin), Karadağca'da ise Ulcinj olarak yazılıp Ulçin diye okunur. İtalyanlar ise şehre Dulcigno derler. Şehrin bu kadar çok ismi olması tarih boyu birçok devletin orada hâkim olmasından kaynaklanan ve Balkanlarda birçok yerde örneğini görebileceğimiz bir durumdur. Ülgün, Adriyatik Denizi boyunca uzanan Karadağ deniz sınırlarının en güneyinde yer alan bir limandır. 2023 nüfus sayımına göre Ülgün'de 21.395 kişi yaşamaktadır. Yarısı kasaba merkezinde diğer kısmı ise belediye sınırları dahilindeki köylerde oturmaktadır. Kasaba merkezi nüfusunun %61'i Arnavut, %17'si Karadağlı, %8'i Sırp, %7'si Boşnak etnik kökene mensuptur. Dini dağılıma baktığımızda şehrin %68'i Müslüman, %22'si Ortodoks ve %6'sı Katolik Hristiyan'dır. Bu sebeple günde beş vakit ezan sesleri, bu coğrafyada sizi yabancı hissettirmez. Ülgün Belediyesi Arnavutluk'un Berat, Kosova'nın Deçan ve Saraybosna'nın Starigrad şehirleriyle kardeş belediye protokolleri imzalamıştır. Ayrıca 2014 yılında Antalya'nın Serik ilçesi ile de kardeş belediye olmuştur.

Tarihte önemli bir figür olan Sabatay Sevi bir müddet Ülgün'de kaldı.
Tarihte önemli bir figür olan Sabatay Sevi bir müddet Ülgün'de kaldı.

Adriyatik kıyısındaki en eski yerleşim yerlerinden biri olan Ülgün MÖ. 5. yüzyılda kuruldu. Romalılar şehri MÖ. 163 yılında İliryalılardan aldı. Roma İmparatorluğu'nun bölünmesinden sonra Bizans İmparatorluğu'nun ve Sırp Krallığı'nın bir parçasıydı. 1405'te Venedik Cumhuriyeti şehri ele geçirdi. Uzun süre bir korsanlık üssü olarak ün saldı. Arnavutluk'un birçok şehri Fatih Sultan Mehmed döneminde fethedildiyse de Ülgün 1571 İnebahtı Muharebesi'nden sonra ancak alınabildi. Osmanlı Veziri Semiz Ali Paşa 29 Nisan 1571 tarihinde karadan Dalmaçya sahillerine yönelik seferin idaresini üstlendi. Donanmanın kıyılardaki harekâtına paralel şekilde Venediklilerin kontrolündeki Budva, Bar ve Ülgün kalelerinin fethine katıldı. Kasaba yavaş yavaş Müslümanların çoğunlukta olduğu bir yerleşim yeri hâline geldi. Osmanlılar döneminde hamam, saat kulesi ve çok sayıda cami inşa edildi.

Şehirde kontrolü ele geçiren Osmanlı, Ülgün'ü Karadağ güçlerine teslim etti. Böylece 300 yıldan fazla bir süre devam eden Osmanlı hâkimiyeti sona erdi.
Şehirde kontrolü ele geçiren Osmanlı, Ülgün'ü Karadağ güçlerine teslim etti. Böylece 300 yıldan fazla bir süre devam eden Osmanlı hâkimiyeti sona erdi.

Tarihte önemli bir figür olan Sabatay Sevi bir müddet Ülgün'de kaldı. Bir Yahudi hahamı iken kendini mesih ilan ettiğinden dolayı Yahudiler tarafından "dinimizi bozuyor" ifadesiyle Padişaha şikâyet edildi. Ancak mahkemede Müslüman olduğunu iddia ederek ölümden kurtuldu. Aziz Mehmed Efendi ismini aldı. Literatürde Sabatay Sevi taraftarlarına "Sabatayist ya da Dönme" adı verilmektedir. Aziz Mehmed Efendi 1673 yılında bir âyin sırasında bir elinde Kur’an, bir elinde Tevrat ile görülmesi kendisinin ve taraftarlarının tam Müslüman olmadıkları kanaati uyandırdığından bir defa daha yargılanarak Ülgün’e sürgün edildi. Kaledeki Balsiç Kulesi'nde tutuklu kalan Sabatay Sevi 1676 yılında öldü. Mezarı büyük ihtimalle Ülgün’de 1900’lü yıllara kadar Aziz Mehmed Efendi’ye nispet edilen bir türbededir. Diğer bir görüşe göre mezarı doğum yeri olan İzmir’e nakledilmiştir.

1878'de Berlin Kongresi sonucunda, Avrupalı güçler Ülgün'ün Karadağ Prensliği'ne devredilmesi için büyük baskılar yaptı. Şehirde yaşayan ve çoğunluğu oluşturan Arnavut nüfus silahlarıyla buna dirense de, Avrupalı güçlerin baskı ve tehditlerine karşı koyamayan Osmanlı Devleti, şehri teslim edebilmek için askeri birliklerini isyancıların üzerine göndermek zorunda kaldı. Osmanlı birliklerinin şehre girişiyle yerel Arnavut nüfus direnişi bırakmak zorunda kaldı. Şehirde kontrolü ele geçiren Osmanlı, Ülgün'ü Karadağ güçlerine teslim etti. Böylece 300 yıldan fazla bir süre devam eden Osmanlı hâkimiyeti sona erdi.

Kalede Ulcinj Korsanları Müzesi, çok önemli tarihi objeler içermese de turistik küçük bir müzedir.
Kalede Ulcinj Korsanları Müzesi, çok önemli tarihi objeler içermese de turistik küçük bir müzedir.

Ülgün, Adriyatik Denizi kenarında sıcak Akdeniz iklimini bütün özellikleriyle yaşayabileceğiniz, iyi bir yaz tatili geçirebileceğiniz bir noktadır. Sörf yapabileceğiniz Ada Boyana Plajı, Valdanos Plajı, Kadınlar Plajı (Ženska Plaža), 12 km. uzunluğundaki Velika Plaža vb. birçok el değmemiş sahil sizleri bekliyor. Şehirde gezmeniz gereken ilk mekân, zamanında bir korsan yatağı olan Ülgün Kalesi'dir. Kaleye girdikten sonra, yüzyıllarca Afrika'dan gelen siyahi kölelerin satıldığı Köle Meydanı sizi tarihteki acılara geri götürecek. Ünlü yazar Cervantes'in esir düşüp burada 5 yıl kaldığı bir rivayet ediliyor. Keza göreceğiniz Cervantes heykeli de bir turistik obje gibi duruyor.

Kalede Ulcinj Korsanları Müzesi, çok önemli tarihi objeler içermese de turistik küçük bir müzedir. Ancak kilise olup Osmanlı'nın fethinden sonra camiye çevrilen ve günümüzdeki Arkeoloji Müzesi'ni mutlaka gezmelisiniz. Zamanında çok sayıda tacirin uğraması dolayısıyla deniz kenarında inşa edilen ve günümüzde maalesef plaj, restoran ve pubların arasında kalan Denizciler Camii'de inananların ibadet edebileceği bir vaha gibi sizleri bekliyor. Şehir içinde Osmanlı eserlerinden Hacı Ali (Lami Camii, 1689), Kılıç Ali Paşa adına 1719'da yaptırılan camii ve yakınındaki hamam (1743) ile Namazgah Camii (1728) ve Saat Kulesi (1754) de mutlaka görmeniz gereken Osmanlı eserleridir.

Şehirde çok sayıda balık ve deniz mahsulleri sunan restaurant mevcut. İtalya'nın tam karşısında bulunan bu Karadağ şehrinde makarna ve pizza çeşitleri sunan İtalyan mutfağı örneklerine de rastlayabilirsiniz. Denizden ve turistik mekânlardan biraz uzaklaşırsanız, şehir içinde yer alan Arnavut ve Boşnak ustaların börekleri de (Burek Pelivan, Pekara Sofra vb) hem ucuz hem de lezzetli bir alternatif olacaktır.

Şehir içinde Osmanlı eserlerinden Hacı Ali (Lami Camii, 1689), Kılıç Ali Paşa adına 1719'da yaptırılan camii ve yakınındaki hamam (1743) ile Namazgah Camii (1728) ve Saat Kulesi (1754) de mutlaka görmeniz gereken Osmanlı eserleridir.
Şehir içinde Osmanlı eserlerinden Hacı Ali (Lami Camii, 1689), Kılıç Ali Paşa adına 1719'da yaptırılan camii ve yakınındaki hamam (1743) ile Namazgah Camii (1728) ve Saat Kulesi (1754) de mutlaka görmeniz gereken Osmanlı eserleridir.

Ülgün, Karadağ sahil şehirlerindeki en ucuz şehirlerdendir. Buraya gitmişken birkaç saatlik bir araba yolculuğuyla ulaşabileceğiniz Kotor, Budva Bar şehirlerini de mutlaka görmelisiniz. Arnavutluk'ta İşkodra şehrinin de çok yakın ve mutlaka görülmesi gereken bir yer olduğunu da belirtelim.