Kızılın bin bir tonu: Bologna
Kuzey İtalya'nın üniversiteşehri Bologna, farklıyüzyıllarda kırmızıtuğlalardan inşa edilmişyapılarının kızıllığıyladiğer kentlerden ayrışıyor.Şehir hem tarihi mirasıylahem de eşsiz mutfağıylaİtalya rotasının en önemliduraklarından biri.
Bologna, tarihi mirası kadar üniversitesi ile de bir İtalyan şehri. Ünlü düşünür, yazar, Ortaçağ uzmanı ve romancı Umberto Eco'nun yıllarca ders verdiği üniversite, şehrin şöhretine büyük bir katkı sağlamıştır. Neredeyse bin yıllık bir geçmişe sahip "Università di Bologna"nın şöhretine katkı yapan diğer büyük bir isim de Hollandalı düşünür, bir Avrupa entellektüeli Desiderius Erasmus. "İlahi Komedya"nın ozanı Dante ile Polonyalı bilim insanı Kopernik yolları da bu üniversiteden geçmiş.
Uzaktan baktığınızda gözleriniz kırmızının binbir tonuyla okşanır. Birbirinden güzel birçok Avrupa şehrini oluşturan tuğla yapıların kızıllığıdır bu. Ancak tarihsel geçmişi Bronz Çağı’na kadar uzanan Bologna'nın kızıllığı, şehre bambaşka bir özellik katmaktadır. Öte yandan bir dönem sol hareketlerin yoğun mesai yaptığı - ki bunda üniversite ve öğrenci şehri olmasının da payı vardır kuşkusuz- şehir için "Kızıl Şehir" tabiri kullanılmıştır.
Eşsiz lezzetlerin şehri
Bologna, çok iyi korunmuş eşsiz tarihi mirasının yanı sıra mutfağıyla da bir cazibe merkezidir. Şehirde hem enfes İtalyan mutfağı örneklerinin sunulduğu hem de füzyon lezzetlerin bir araya geldiği önemli restoranlar hizmet vermekte. Damak tadınıza göre mekan rehberlerine başvurarak bu lezzetlerle tanışabilirsiniz.
Bizdeki Eskişehir gibi bir öğrenci şehri olan Kuzey İtalya'nın tarih şehri Bologna'yı gezmek için üç gün ayırırsanız, içinizde ukde kalmadan şehri tanımış ve keyifne varmış olursunuz. Bu olası üç günde muhakkak görmeniz gereken yerleri sıralayım, öncelik sıralamasını siz gönlünüze göre yapın.
Maggiore Meydanı ve Neptün Çeşmesi
Meydanlar, Avrupai yaşamın kesişim kümeleridir dersek sanırım yanılmış olmayız. Maggiore Meydanı da Bologna'nın adeta kalbi. Hakkında bol bol rivayet dinleyebileceğiniz Neptün Çeşmesi’nin süslediği bu meydan, tarihi yapısı, hediyelik alışverişi yapabileceğiniz dükkânları, Espresso'nun en halis türevlerini yudumlayabileceğiniz kafeleriyle de gözlerinizi okşuyor.
Santo Stefano bazilikası
Santo Stefano Bazilikası, içindeki yedi kilise ile ülkenin Katolik inancını en iyi yansıtan mekânlarından biri. Farklı yüzyılların mimari tarzlarını ve alışkanlıklarını yansıtan bu kiliselerde, bin beş yüz yıla yayılmış farklı izleri görmeniz mümkün.
İki Kule
İkisi de eğikliğiyle Pisa gibi ünlü olan kuleler, Bologna'nın simgelerindendir. Diğerine göre daha uzun olan Asinelli (97.6 metre) adını, kendisini yaptıran Asinelli ailesinden alıyor. 12. yüzyılda inşa edilmiş ve bir dönem hapishane olarak da kullanılmış bu kule. Eğer bu kuleye çıkarsanız.
Bologna'nın eşsiz manzarasını seyredebileceğinizi aklınızdan çıkarmayın. Ancak Garisenda kulesine (47 metre) aşağıdan bakmakla yetineceksiniz. Çünkü bu kuleye çıkış yasak. Kule demişken vaktiyle bu şehirde iki yüzden fazla kulenin olduğunu da belirtmeliyiz. Ancak bu kulelerin birçoğu şiddetli depremler sonucu yıkılmış.
Palazzo d'Accursio
Yeni Belediye Sarayı. Maggiore Meydanı'nın batı kısmında yer alan bu yapı bir halk sarayı olma özelliğini taşıyor. Farklı yüzyıllara ait resim ve heykelleri görebileceğiniz 14. yüzyılda inşa edilmiş sarayın ana kapısında VIII. Gregori'nin heykeli bulunuyor.
Pinacoteca Nazionale
Ulusal Sanat Galerisi, şehrin üniversite bölgesinde yer alıyor. Bu müzede Bolognalı sanatçıların 13. ve 18 yüzyılda yaptığı eserleri görebilirsiniz. Şehrin kültür-sanat geçmişini anlamak için bu müzeyi muhakkak ziyaret etmelisiniz.
Archiginnasio sarayı
Şehrin en önemli yapılarından biri olan Archiginnasio Sarayı, Galvani Meydanı'nda yer alıyor. Bir zamanlar Bologna Üniversitesi’nin ana binası olarak da hizmet verdi. Aynı zamanda içinde Belediye Kütüphanesi ve Anatomik Tiyatro'yu da barındırıyor.