Artvin, Borçka Karagöl

Karagöl, Kuzey Anadolu Dağları’nın devamı niteliğinde olan Karçal Dağları’nın (3415 m) kuzeybatısında yer alıyor. Bir heyelanla meydana gelen göl, deniz seviyesinden 1450-1480 m. aralığında yer alır. Biri büyük diğeri küçük iki gölden oluşan Karagöl’ün alanı yaklaşık 50 000m² olup en derin yeri 25 m’yi bulmakta. Gölün suyu tatlı, bir gideğenle dış drenaja bağlanıyor.

Karagöl ve çevresi sahip olduğu jeolojik, jeomorfolojik, flora, fauna zenginliği ve peyzaj özellikleri nedeniyle 14.08.2002 tarihinde Tabiat Parkı ilan edilmiş. Saha başta eko-turizm olmak üzere çeşitli turizm etkinlikleri için önemli bir potansiyele sahip. Dünyanın en güzel gölleri listesine girmeyi hak eden Borçka Karagöl adeta gizli kalmış bir cennet. Göl çevresi, ladin ve çam ağaçları ile dolu olan yoğun ormanlarla kaplı. Ormanlarla çevrili olan Karagöl, ender manzara güzelliklerine sahip. Ayrıca gölün kuzeydoğusundaki Bagat mevkii ve çevresinde çim kayağı pisti niteliğine sahip alanlar mevcut.

Artvin, Mençuna Şelalesi

Artvin il sınırının sonlarında yer alan Mençuna Şelalesi mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor desek abartmış olmayız. İlçe merkezinden yaklaşık 15 km uzaklıkta ama değeceğine inanın. O kadar yol gittikten sonra 20-25 dakika süren patika yolu da hesaba katmayı unutmayın. Çünkü manzarayı gördükten sonra iyi ki bu kadar yolu gelmişim diyeceğinizden eminim. Mençuna konaklarında şelaleye karşı uyumanın da zevkinin bir başka olduğu söylemeden geçemeyeceğim. Giderken göreceğiniz yol üzerinde çifte köprüler var. Orayı da görmeden geçmemenizi tavsiye ederim.

Artvin, Şavşat

Türkiye’nin en kuzeydoğusundaki Artvin iline bağlı bir ilçe ve ilçenin merkezi Şavşat. Artvin’in ilçelerinden biri olan Şavşat bir belde ve toplam 70 köyden oluşuyor.

Karagöl’ü, tarihi Zor Bey Mustafa Camii, Cevizli (Tibet) ve Porta Kilisesi, Eskikale (Ustamis), Tukharis, Parih, Şavşat, Dutlu ve Bilbilan Kalesi’ni de içine alan Şavşat büyük şehirlerin hızlı ve yorucu hayatından kurtulmak isteyenler için bulunmaz bir nimet.Şavşat 2015 yılında Dünyanın en sakın ve huzurlu yeri seçilerekTürkiye’de en sakin yerler arasında ilk 10’da yerini aldı. Kuymaktan, mıhlamaya kadar yerel tüm lezzetleri ile Şavşat’ın doğal güzelliklerini bir arada yaşamanız mümkün.

Rize, Fırtına Vadisi

Fırtına Vadisi, Rize Çamlıhemşin’e bağlı olan bölge, Fırtına deresinin geçtiği geniş bir alanı kapsar. Adrenalin ve doğa tutkunlarının ilk tercih ettiği yerler arasındadır Fırtına Deresi. Ardeşen’e yaklaşık olarak 2 kilometre uzaklıktan sonra Karadeniz’e büyük bir coşkuyla dökülen Fırtına Deresi, 57 kilometre uzunluğunda.

Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan ve özellikle su sporuyla ilgilenenlerin mutlaka rotasına eklediği bir bölgedir ve raftinge en uygun parkurlara sahipti.

Yıl boyunca su sporları için uygun olması da başka bir güzelliği Fırtına Deresi’nin. Yalnız çok yağışlı günlerde tercih edilmemesi gerekir. Bu arada Çamlıhemşin’in yaklaşık bir kilometre sonrasında parkura başlayabilirsiniz ve Fırtına Deresi Karadeniz’e dökülmeden önce parkuru bitirmeniz gerekiyor. Rize’nin yeşil doğasında ve bitmek bilmeyen tertemiz havasında yapacağınız raftingin ardından şehrin içinde bulunan; Zil Kalesi, Polakcur Yaylası, Çeymakçur Yaylası sizlerin keşiflerini bekliyor olacak.

Trabzon, Sümela Manastırı

Trabzon’un Maçka ilçesinde yer alan tarihi mekân, yerden 1.150 metre yükseklikte günümüzden 1650 yıl önce inşa edilmiş bir Rum Ortodoks manastırı ve kilisesi.Sümela Manastırı Trabzon’un Maçka ilçesinde bulunuyor. 14. yüzyılda Türkmen akınlarına maruz kalan kentin, savunma amaçlı karakol görevi üstlenen manastırın statüsünde, Osmanlı fethinden sonra bir değişiklik olmamış. Yavuz Sultan Selim’in Trabzon’daki şehzadeliği sırasında buraya iki büyük şamdan hediye ettiği Manastır girişini yaptıktan sonra yaklaşık olarak 1 km dik yamaç parkuru var.

Rize, Ayder Yaylası

Rize’nin güzelliği ile hayran bırakan ve turist akınına uğrayan yaylalarından biri olan Ayder Yaylası’na yazın ortasında bile gitseniz kar ile karşılaşma ihtimaliniz yüksek. Yayla havasını solumak ve meşhur Karadeniz yemeklerinden tatmak isterseniz Ayder Yaylası’na uğramalısınız. Ayder aslında yayla özelliklerini yitirmiş, modern yaşam yeri haline gelmiş. Tam yayla havası istiyorsanız Ayder’den yukarıda Kavrun gibi yaylalar var. Oraları tavsiye ederim.Rize’ye bağlı olup muhteşem güzellikte ekolojik bir yer. Çevresinde otel, pansiyon ve Karadeniz kamp yerleri var. Yüksekliği 1350 . Ayder’e kesinlikle yağmurluksuz çıkılmamalı, es kaza çıkıldıysa bile hemen oralardan alarak mutlaka bir yağmurluk edinmelisiniz.

Rize, Elevit Yaylası

Tipik yayla evlerini görebileceğiniz Elevit 1800 metre yükseklikte. Çoğunlukla büyük kente göçmüş yöre insanları yaz sezonunda iki-üç aylığına bölgeye geliyor. Konaklama imkânı bulanan Elevit’ten, Haçevanak Yaylası’na üç saatlik bir yürüyüş yapılabilir. 80’lerden sonra yaşanan yangından sonra büyük bir yapılaşma sürecine giren Elevit Yaylası aslında iki bölümden oluşuyor. Bu bölümlerin en büyüğü evlerin sayıca fazla olduğu yayla evlerinin bulunduğu yerin dışında, Tafteni olarak bilinen bölge ikinci gelmekte. Tafteni aynı zamanda Haçevanak Yaylası’na geçenlerin de durağı.

Elevit aslında yayla olarak bilinmesine rağmen, muhtarlığı da olması dolayısıyla köy. Yeni adı da Yaylaköy’dür. Ama bu yeni isim pek kullanılmaz. Elevit Yaylası Çamlıhemşin’e bağlı Küşüve, Mollaveyis, Omokta ve Goluna köyleri tarafından kullanılan, gelenekselin yanında modern evlerin de bulunduğu, “Yok Yok” adlı bir marketin de olduğu, gelenleri “‘Rakım:1800, Nüfus: Belirsiz”’ diye karşılayan, yazları da her daim şen olan bir yayla.

Elevit’te eğlence her yıl Ağustos ayının 15’inden sonra yapılır. Eskiden bu aylarda ot biçimi olurmuş (Vartivor). Fakat zamanla gerçekleşen göçlerden dolayı bu gelenek yerini daha çok eğlencelere bırakmış.Elevit’i anlatırken horon konusunu birkaç cümleyle geçiştirmek yanlış olur herhalde. Çünkü buraya sırf horon oynamak için gelen halkın oranı %90 diye bilinir. Hatta günü birlik gelip akşam horonunu oynadıktan sonra köyüne ya da şehre dönenler bile oluyor.

Rize, Sal Yaylası

Pokut Yaylası’ndan sırt takip edilirse Sal Yaylası’na varılır. Her iki yayla 15 dakikalık yürüyüş mesafesinde birbirine yakın. Sırttan geçilirken aşağılarda Pilunçut Kahvesi'nin artık hiç gelmeyecek katırcılarını bekler gibi durduğu görülür. Sal Yaylası’nda kenarları evlerle çevrili bir düzlük bulunur. Büyük ihtimalle de bu düzlük yaylaya adını vermiş. Bu düzlüğün çevresinde irili ufaklı, geleneksel mimariye uygun Hemşin evleri yer alıyor.

Sal'da ki evlerin tamamı ahşap olmakla birlikte,son yıllarda yapılanlar da mimari açıdan çok fazla uyum sağlamasa da ahşaptan. Sal da Pokut Yaylası gibi susuzluğu ile ünlü. Sırt üstünde kurulduğu için yanı başında herhangi bir ırmak veya dere olmaması bir dezavantaj. Kaynak suları ise yaylanın çok aşağılarında çıktığından yaylaya pek faydası yok.. Onun için yayladaki birkaç kaynak, ağustostaki yoğunluğa yetmiyor.

Evlerin hemen üzerindeki alana çıkıldığında ise Altıparmaklar'dan Kemerli ve Büyük Kaçkar'a kadar "en yüksekler" görülebilir. Ayrıca görüş açısının net olduğu havalarda Kafkas Dağları'nı ve Karadeniz'i de izlemek mümkün Sal Yaylası’ndan. Sal Yaylası’nı diğer yaylalardan ayıran en önemli özelliği sadece bir köy tarafından kullanılması. Çamlıhemşin'in Çinçiva Köyü tarafından kullanılan yayla özellikle Temmuz başından itibaren dolmaya başlar. Bazı yaylacılar Ekim'e kadar yaylada kalır. Sal'ın yayla sakinleri için bir avantajı da köylerine 45 dakikalık araç yolu uzaklığında olması. Turistlerin de sıklıkla sabah veya akşam yürüyüşleri için kullandıkları patika kimi yerde insan tarafından düzeltilmiş.

Rize, Pokut Yaylası

Pokut Yaylası, Rize’nin Çamlıhemşin ilçesi sınırlarında bulunan yaklaşık 2050 metre yüksekliğinde kurulmuş olan bir yayla. Çamlıhemşin merkezi itibari ile tabelaların yönlendirmesi ile yaylanın yolunu bulmanız mümkün. Öncelikle buraya çıkışın oldukça meşakkatli olduğunu söylemek isterim. Altı yüksek bir arazi aracı ile çıkmanızda fayda var. Yol epey dik, başlangıç taşlarla döşeli gibi görünse de 200 metre sonra toprak yol kendisini gösteriyor. Yağmur da yağmışsa vay halinize çünkü binek bir araçla o yolda kalmanız yüksek bir olasılık.

Bir yanınızda uçurum, diğer yanınızda yükselen dağlar, hemen başınızın üzerinde bulutlar ve Karadeniz müzikleri ile yol yaklaşık 1,5 saat sürecektir. Sarsıcı bir yolculuğa hazır olun! Yaylaya çıktığınızda ise arabadan inin göz zevkinizi doyuracak olan manzaraya bakmayı unutmayın. Çünkü öyle bir yer düşün ki yer ve gök eşit. Hem havadasın, bulutların arasında uçuyor gibisin, sonsuzluğa doğru bakıyorsun. Bir yandan da ayakların yere basıyor. Karşında yüce dağlar var.

Trabzon, Uzungöl

Uzungöl, sık ormanları ve doğal güzelliği ile hem yerli hem yabancı turistleri cezbeden bir cennet. Trabzon’un Çaykara ilçesine bağlı Uzungöl; yamaçlardan düşen kayaların, Haldizen Deresi’nin önünü kapatmasıyla oluşmuş. Gölün etrafında kalabileceğiniz otel ve pansiyonların yanı sıra, meşhur Karadeniz yemeklerini yiyebileceğiniz restoranlar da mevcut. Aslında asıl Karadeniz daha yeni başlıyor. Göl etrafını gezdikten sonra mutlaka yaklaşık 2-3 km yukarıdaki kafelere çıkın fotoğraftaki manzarayı oradan canlı yakalayın.

Artvin, Maral Şelalesi

Maral Şelalesi’ne ulaşım, Efeler Köyü’nden araç ile Merkez Camili Köyü’ne inip, oradan Maral Köyü’ne geçiş yapabilirsiniz. Maral Şelalesi Camili Köyü’nden 7 km uzaklıkta. Ancak burada km’ler o kadar hızlı bir şekilde geçilmiyor. 7 km’nin 6 km’sini tam bir saatte araçla geçtikten sonra son 1 km’yi yürümek zorunda kalabilirsiniz. Yöre halkının yeryüzündeki cennet olarak adlandırdığı bu şelaleye ulaşmak için adeta zorlu bir yolculuk sizi beklemekte. Trekking yapanlar için kolay ancak turistler için zor olan bu yürüyüş sonrasında önce bir seyir terasına çıkıp Türkiye’nin en yüksekten akan (30 m) bu şelaleyi seyrine doymakta güçlük çekebilirsiniz. Yemyeşil bir orman alanının ortasından kayaların üstünden çağlayarak akan bu su harikası verdiği huzur ve huşu ile gerçekten de yeryüzündeki cennet ismine layık bir yer. Gezip görmeyi fazlasıyla hak ediyor.

Artvin, Camili (Macahel) Köyü

Artvin’e gelip de Macahel’e gitmemek olmaz. Çünkü Artvin’e giderken Borçka’dan sola sapılarak oraya gidiliyor. Tüm yol boyunca hava kapalı olursa buna şaşırmayın. Borçka’ya geldiğimizde sağa doğru Macahel (Camili) yol ayırımını göreceksiniz. Macahel ve Camili aslında aynı bölgeyi tarif ediyor ama detayda tam olarak değil. Asıl Gürcü ismi Macahel, sonradan bu ad bir kenara atılarak 6 köyden bir tanesinin ismiyle (Camili) olarak anılmaya başlamış.

Halen bucak yönetimi bulunmasa da Camili Köyü yörenin merkezi konumunda. Camili Köyü’nde bulunan sağlık ocağı, PTT, yatılı ilköğretim okulu ve jandarma karakolu diğer köylere de hizmet veren tek kuruluşlar. Yöre köylerinin yerel idare birliği Camili Köyler Birliği’nin merkezi, Camili Köyü’dür. TEMA Vakfı’nın bir misafirhanesinde konaklama yapabilirsiniz. Ama bunu unutmadan söyleyelim akşam saat 5’ten sonra gitmeyin çünkü çok sis olduğundan önünüzü göremezsiniz şimdiden sizi uyarmak isterim.

Karadeniz’i ve özellikle de buraların huyunu bilmeyen bir insan için kesinlikle tehlike unsurunun olduğu yol koşulları gerçekleşiyor diyebilirim. Tehlike yolun kendisinde değil, çünkü düzgün ve genişçe bir asfalt yol var. Sorun belirli bir yerden sonra oluşan yoğun sis. Gezerken saatinize bakmayı ihmal etmeyin.

Ordu, Ünye Kalesi-Boztepe

Ordu gezisine başlamak için en güzel yerlerden biri Ordu merkezi ve Karadeniz’i tepeden görebileceğiniz Boztepe. Ordu sahilinden 509 metreBoztepe’ye yükseklikteki Boztepe’ye 7 dakika içinde teleferik ile ulaşılabiliyor. Teleferikten indikten sonra, Boztepe’den Karadeniz’e doğru bakıldığında, adeta tepeden denize doğru yuvarlanıverecekmiş gibi hissedebilirsiniz. Ordu merkezde sahilden kalkıyor, 509 metre yükseklikteki Boztepe istasyonuna kadar gidiyor.

Boztepe’ye teleferik yerine kara yoluyla ulaşılmak istendiğinde 6 km sürüyor. Ordu Boztepe teleferiğinin eğik uzunluğu 2372 metre. Kot farkı 501 metre, 7 dakikada 8 metre yükseklikten 509 metreye çıkıyor. Güzel manzaraya karşı uzun uzun oturulup manzaranın tadı doyasıya çıkarılır. Ayrıca çam ağaçları gölgesinde piknik yapılabilir veya Boztepe sosyal tesislerinde bir şeyler yenilip içilebilir. Boztepe, yamaç paraşütü için de çok ideal bir yer.

Doğa Sporlarının Doğal Üssü Karadeniz

Kaçkar Dağları Tırmanışları için en uygun alan Milli Parkı ve Doğu Karadeniz’in pek çok bölgesi çok uygun parkurlara sahip. Yaz tırmanışları için en uygun zaman Ağustos ve Eylül ayları, kış tırmanışları için en uygun zaman Şubat ve Mart ayları. Genel olarak, granit, siyanit, granodiorit ve andezit taşlardan oluşan bir yapıya sahip. Şiddetli akarsu ve buzul aşındırması sonucunda sert ve arızalı bir görünüm kazanmış. Deniz kıyısında yükselmeye başlayan bu dağların kuzey yamaçları gür orman örtüleri ile kaplı. Kaçkar Dağları batıdan doğuya doğru 3 bölüm halinde uzanır. Batıda Verçenik, Ortada Kavran ve Doğuda Altıparmak Dağları yer alır. Kaçkar zirvesi yönünde yürüyüş yapmak için Ayder Yaylası’nda konaklamak mümkün. Buradan “Aşağı Kavran - Yukarı Kavran” yoluyla Kaçkar zirvesi eteklerine ulaşılır. Kaçkar Dağları’nın diğer bir önemli zirvesi olan Verçenik’e ise, Çat ve Başhemşin üzerinden ulaşılır.

Dünya doğa sporu trendi Heliski Karadeniz’de yükseliyor

Bu aralar Karadeniz de en popüler olan spor Heliski sporu. Birçok ülkenden sporcular Heliski sporunu yapabilmek için Ayder Yaylası’na akın ediyor. Heliski sporunu yapmak isteyen insanları Ayder’den 20 kişilik gruplar halinde alıp Kaçkar zirvesine helikopterle bırakılıyorlar ve adrenalin yolu kayak zevkli başlıyor. Türkiye çok bilindik bir spor olmamasına karşın Dünya genelinde bilinen ve yapılan bir spor. Genellikle Alpler’de, Kanada’da ve Himalaya’da yapılıyor. Artık Kaçkar Dağları da Heliski spor bölgesi haline gelmiş. Çünkü hava şartları ve kar oranın Heliski için gayet uyumlu olması bu spor için emek harcana insanlara çok cazip gelmekte. Kayak yapmayı ve kendine güvenen, benim bu adrenali yaşamam gereken diyenleriniz var ise mutlaka yapmalısınız. Çünkü federasyonumuz artık sporcularımı bu alana yönlendirmeye başladı bile.

DIĞER TIRMANMA SEÇENEKLERI

> Altınparmak Dağı

> Verçenik Dağı

> Kemerli Dağı

> Kazbek Dağı – Gürcistan

Karadeniz’e gelmişken rafting yapmadan gitmek olmaz

Kuzey yöremizde raftingin yapıldığı her alan aynı zamanda akarsu kanosuna da uygun. Haziran ve Eylül ayı arasında yapılması ideal olan kanoya uygun yöre yerleri ise şöyle:

> Çoruh Nehri (Artvin)

> Melen Çayı (Bolu)

> Fırtına Deresi (Rize)

> Berta Çayı (Artvin)

> Barhal Deresi (Rize)

> Harşit Çayı (Gümüşhane)

Yamaç paraşütü için mükemmel tercih!

Ordu Türkiye’nin en popüler uçuş bölgesinden birisi olarak nam saldı. Her yıl binlerce uçuş gerçekleştiriliyor.

Ordu’da faaliyet gösteren Ordu Yamaç Paraşütü Spor Kulübü tesisi bahçesindeki take-off pistinden uçuşlarını gerçekleştiriliyor. Dünya’nın birçok yerinden yüzlerce pilot buraya geliyor. Çeşitli etkinlik ve yamaç paraşütü şenlikleri de yıl içerisinde düzenleniyor. Boztepe pilotlar için vazgeçilmez bir yer haline geldi. Ulaşımın teleferikle kolayca yapılıyor olması, sosyal mekânlar, deniz, şehir ve yeşilin birleştiği bir doğada uçmak muhteşem. Karadeniz bölgesinde spor yapacakların yükseklik korkusunun olmaması lazım çünkü yapılan bütün sporlar dağlarda, yamaçlar ve havada gerçekleştiriliyor. Şimdiden keyifle gezip, etkinliklere katılacağınıza eminim.