Jules Verne'nin dünyaya açıldığı şehir: Nantes
Bilim kurgunun üstadı Jules Verne, Fransa'nın Atlantik kıyısına50 kilometre mesafede, Loire ile Erdre nehirlerinin kavuştuğunoktada kurulan Nantes'da doğmuştu. Ülkenin en yaşanasışehirlerinden Nantes, geçmişten getirdikleriyle gezip görülmeyihak ediyor.
Atlas Okyanusu'na dökülen Loire Nehri, Fransa'nın batısındaki en yaşanası şehirlerinden biri olarak kabul edilen Nantes'a gelince Erdre Nehri ile buluşur. Nantes panoramasına müthiş bir yeryüzü güzelliğini sergileyen bu buluşmanın okyanusa ulaştırdığı şey, sadece liman şehrinden yükünü almış gemiler değildir.
Loire, bilim kurgunun babası, neredeyse bir buçuk asırdır dünyanın dört bir yanında çocukların ve gençlerin sevgilisi olan Jules Verne'in sınırsız hayallerini okyanuslara, denizlere, yüksek dağlara, derin çukurlara, tropiklere, buzullara eriştirmiştir.
Daha 12 yaşındayken bir yelkenliye binip kaçmaya kalkan ve son anda babası tarafından gemiden indirilen küçük Jules'un "artık sadece hayal dünyasında seyahat edeceği" sözünü verdikten sonra büyük bir cezadan kurtulduğu rivayet edilir.
Nantes, o gün de bugün de sadece büyüyünce Jules Verne olacak çocukların değil, bağrını açtığı herkesin hayallerini beslemeye devam ediyor. Okyanustan sadece 50 kilometre kadar içeride kalan Nantes, zaman içerisinde Atlantik üzerinde bir limanın yarattığı şehir olan Saint Lazare ile birleşmiştir. Yaklaşık üç yüz bin şehir merkezi nüfusuna sahip olan Nantes, tarihi yapıları, sanat merkezleri, parkları ve bahçeleriyle Batı Fransa'nın en önemli destinasyonlarından biridir.
Machines of The Isle of Nantes
Birkaç günlük ziyaretimize adı Nantes ile özdeşleşen büyük yazarın şerefine, ünlü teknolojik tema parkı Machines of the Isle of Nantes'tan başlamakta fayda var. Bu parktaki devasa mekanik hayvan, bitki ve atraksiyonların esin kaynağı elbette Jules Verne'nin sınırsız hayal gücünün ürünü olan kitaplarıdır. Francois Delaroziere ve Pierre Orefice adlı çılgın tasarımcıların eseri olan parktaki "Büyük Fil" ise sosyal medyada en çok paylaşılan tasarımlardan.
50 kişiyi taşıyabilen, burnunu, kulaklarını oynatabilen fil, sadece çocukların değil, yetişkinlerin de sevgilisi olmuş durumda.
Ayrıca, "Marine World" isimli deniz dünyasına ait canlılarla oluşturulan atlıkarınca, "Heron Tree" isimli 45 metre çapında ve 28 metre yüksekliğinde iki balıkçık kuşu, bu parkın gözde tasarımlarından. Bunların çalışma ilkelerini ise Galeri'de izleyebilirsiniz. Her birine 8'er Avro ödemek kaydıyla elbette.
Nantes Katedrali
Ünlü Gotik tarzı katedrallerden Nantes Katedrali (Cathédrale Saint-Pierre-et-Saint-Paul de Nantes) şehirdeki en çok ziyaret edilen tarihi yapıların başında geliyor. Katedrali’nin yapımına 1434'da başlanmış ve yaklaşık olarak bugünkü halini 19. yüzyılda almış.
Dükler Kalesi
Yedi kuleli, surları beş yüz metreyi bulan Dükler Kalesi (Chateau Des Ducs De Bretagne), Nantes'ın Ortaçağ’dan kalma önemli bir sembolü. Şehrin yaşayanları açısından da önemli bir yer burası. Çünkü birçokları için burası bir buluşma noktası. Ana yapısı 15. yüzyıldan kalma kalede farklı yüzyılların izlerini görmek mümkün.
Goulaine Şatosu
15. yüzyılda yapılmış ve Loire yöresinin ilk şatolarından olan Goulain, günümüzde yerel bisküvi üreticilerine ait bir müzeye ev sahipliği yapıyor.
Graslin Tiyatrosu
Roma ve Yunan mimarisinden izler taşıyan tiyatroda sergilenen oyunlardan ya da operalardan birine rastlarsanız gitmemezlik etmeyin. Yapının içindeki Dominique Moknecht imzalı sekiz peri heykeli ise son derece ilgi çekici.
Villa Ocupada
Modern sanat eserlerinin sergilendiği Villa Ocupada, geniş zamanı olan gezginler için bir soluklanma vesilesi olabilir. Burada dünyanın dört bir yanından yaklaşık yirmi sanatçının eserlerinin sergileniyor.
Jules Verne Müzesi
Büyük yazarın şehrinde onun adını taşıyan bir müze olmazsa olmazdı. Yazarın ölümünün yüz ellinci yılı olan 1978’de açılan müzede, Jules Verne’in kitap, el yazmaları, belge ve eserlerinde kullanılan illüstrasyonlarını görebilirsiniz. Belli başlı yerleri gezdikten sonra vaktiniz kalırsa Saint Croix de Nantes Kilisesi, Versailles Bahçeleri, Büyük Blotterau Parkı, Gout Tapınağı ve Büyük Blotterau Parkı'nı da görmenizi öneririm.