İspanyol ışığında empresyonizm uçuculuğu: Joaquín Sorolla

 Joaquín Sorolla.
Joaquín Sorolla.

Doğduğu toprakların parlak ışığını ustalıkla betimlemesiyle tanınan Joaquín Sorolla, Diego Velázquez ve Francisco Goya'dan sonra en büyük İspanyol ustalardan biri olarak kabul edilir. Günümüzde daha çok deniz ve kumsal manzaralarında resimlediği günlük hayat sahneleriyle tanınsa da çok çeşitli temaları ele almış, özellikle de memleketi İspanya'daki insanlara odaklanmıştır.

Bir ressamın doğuşu

Joaquín Sorolla Bastida, 27 Şubat 1863'te İspanya'da Valensiya'nın eski bir balıkçı mahallesi olan Nueva’da dünyaya geldi. Kumaş tüccarlığı yapan ailesi iki yıl sonra bölgedeki kolera salgını sırasında hayatını kaybetti. Çok küçük yaşta yetim kalan Sorolla, küçük kız kardeşiyle birlikte teyzeleri Isabel Bastida ve eşi José Piqueres tarafından büyütüldü. Tekneler için demir bağlantı parçaları yapan çilingir ustası José, genç Sorolla'nın okulda pek bir başarı gösteremediğini düşünerek ona kendi mesleğini öğretmeye karar vermişti. Ancak Sorolla'nın sanata olan ilgisini ve yeteneği fark eden okul müdürü Valensiya'daki Zanaatkârlar Okulu'nda heykeltıraş Cayetano Capuz ve ressam José Estruch tarafından verilen akşam derslerine katılmasını sağladı.

  • Seascape. Ships in the Port, 1881.
  • 18 yaşındayken Prado Müzesi’nda yoğun bir şekilde ustaların resimlerini inceleyen Sorolla, Valensiyalı deniz manzara ressamlarından etkilenir. Henüz kendi resim üslubunu oluşturmamış olsa da ulusal ölçekte bir yarışmaya bu resimle katılması önemli bir adımdır.

Fotoğrafçının oğlunu tanımak

Okulda tanınmış bir Valensiyalı fotoğrafçı olan Antonio García Peris'in oğlu Tono ile yakın arkadaş olması Sorolla için büyük bir fırsattı. Ailesinin maddi sıkıntılarını bilen Antonio García, bu genç yetenek karşısında çok etkilendiği için onun akıl hocası oldu; fotoğraflarını rötuşlama işi karşılığında eğitim masraflarını karşıladı ve atölyesini resim çalışmaları için kullanmasına da izin verdi. Sorolla bu cömert davranış karşısında o günden itibaren çok çalışarak 1878’de Valensiya'daki San Carlos Güzel Sanatlar Okulu’nu kazandı. Burada İspanyol sanatının ustalarının resmine -özellikle de Diego Velázquez ve El Greco’nun tekniğine- dayalı akademik bir eğitim aldı.

Father Jofré Protecting a Madman,1887.
Father Jofré Protecting a Madman,1887.

Ustasından geçmek

Kendisinden önceki geleneksel ustaları büyük bir dikkatle incelemiş olsa da sanat dünyasına farklı bir şeyler sunabileceğine inanıyordu. Çalışmalarında klasik olmayan temaları ele aldığı için katıldığı birkaç yerel sergiyi de kaybetmişti. Şansını ülkesinin sınırları dışında kullanma düşüncesiyle dört yıllık bir burs kazanarak İtalya’ya gitmeye karar verdi. Roma'da öğrendiği Klasik ve Rönesans sanatının incelikleri sanatsal gelişimi için büyük önem taşıyacaktı. Ancak hiç kuşkusuz dönüm noktası 1885'te Paris'e yaptığı ilk ziyaretti. Bu şehirde çağdaşları tarafından adeta bir yaşam tarzı gibi görülen Empresyonizm ile tanıştı. İspanya’ya dönerken yanına Empresyonizmin canlı ışığını ve kalın fırça darbelerini de aldı.

  • Another Marguerite, 1892.
  • Father Jofré Protecting a Madman,1887.
  • Bu eser, Madrid-Valensiya arasındaki bir trenin vagonunda yeni doğan bebeğini öldürmekle suçlanan genç bir kadının iki polis memuru eşliğindeki yolculuğunu konu alıyor. Resmin adı, 1859’da Charles Gounod tarafından bestelenen Faust operasında çocuğunu öldüren, lanetlenen ve sonunda kurtarılan Marguerite'e gönderme yapmaktadır.

İspanya’ya geri dönüş

Sorolla’nın çıraklık dönemini tamamlayarak Madrid’e geri dönmesinin tek nedeni ressam olarak kariyerini daha kolay geliştireceğini düşünmesi değildi; akıl hocası Antonio García'nın stüdyosunda çalışırken tanıştığı Clotilde García ile 1888’de evlenerek bir aile kurdu. Bu evlilik sayesinde sanat camiasında adını duyurmaya başlamasıyla çok sayıda ulusal ve uluslararası sergide yer almaya başladı. Sonraki on yıl boyunca çalışmaları Madrid, Paris, Venedik, Münih, Berlin ve Chicago gibi büyük şehirlerin galerilerinde yer aldı.

İlk çarpıcı başarısı, ona önce Madrid'deki Ulusal Sergi’de (National Exhibition in Madrid) altın madalya, ardından Chicago Uluslararası Sergisi’nde (Chicago International Exhibition) birincilik ödülü kazandıran ve daha sonra Washington Üniversitesi Müzesi'ne bağışlanan Another Marguerite (1892) isimli resmiydi. Bu resim sayesinde hem eleştirmenler ve halk nezdinde büyük bir başarı etti hem de bir ressam olarak ne tür bir sanat arayışında olduğunu fark etmesini sağladı.

  • And They Still Say Fish Is Expensive, 1894.
  • Another Marguerite, başarısından sonra 1895 Ulusal Sergisi'nde ona bir başka altın madalya kazandıran bu çalışma, Sorolla'nın ürettiği Toplumsal Gerçekçilik konulu resimler arasında en ünlüsüdür. Bir balıkçı teknesinde talihsiz bir kaza sonrası yaralanan genç denizci iki yaşlı balıkçı arkadaşı tarafından tedavi ediliyor; biri onu omuzlarından tutarken, geleneksel Katalan şapkası giyen diğeri, ön plandaki su kabında ıslattığı bez ile yaraya kompres uyguluyor. Resmin teması ve başlığı, Sorolla’nın dostu Vicente Blasco Ibáñez'in (1867-1928) bu resmi yaptığı sırada yazmakta olduğu ve 1895'te yayımlanan Mayflower adlı romanın son bölümünden esinlenmiştir.

Arayışlar, arayışlar

Sorolla’nın arayışları yeni iki temayla sonuçlandı. Bunlardan ilki, yarışmalarda tarih temasının yerini aldığı için dönemin modası haline gelen Toplumsal Gerçekçilikti. İkincisi ise Empresyonizm etkisiyle açık havada resim yapmaya başlamasıyla 1894'ten itibaren çalışmalarının ana özelliği olacak olan Akdeniz yaşamının gündelik sahnelerini manzaralarda birleştirdiği deniz ve plaj resimleriydi. Bu resimler Akdeniz topraklarına vuran güneş ışınlarının kusursuz bir şekilde incelenmesi ve bunların yumuşak fırça darbelerine dönüştürülmesiyle karakterize edilen, parlak beyazların sahneye olağanüstü bir sıcaklık ve sakinlik kattığı, “Luminizm” ya da “Neo-Empresyonizm’’ olarak tanımlanan bir üsluptu.

  • Portrait of Dr Simarro at the Microscope, 1897.
  • Catalonia. The fish (Vision of Spain, The Provinces of Spain), 1913–19. Sorolla kariyeri boyunca portreler de çizdi. Özgürlüğünün kısıtlandığını düşüncesiyle portre yapmaktan hoşlanmadığı için kendisine portre sanatçısı denmesinden hoşlanmasa da o dönemde en popüler portre sanatçılarından biriydi. Çağının en önemli sosyal, entelektüel ve politik figürlerinden bazılarını resmederek önemli bir başarılar elde etmesi finansal istikrar elde etmesini de sağladı.

Son yıllar

Catalonia. The fish (Vision of Spain, The Provinces of Spain), 1913–19.
Catalonia. The fish (Vision of Spain, The Provinces of Spain), 1913–19.

Olgun üslubu ve temalarıyla 1906’da Paris’te ve 1908’de Londra'daki ilk kişisel sergileri eleştirmenler tarafından övgüyle karşılanır. Londra’da sergisinin alıcıları arasında Amerika Hispanik Topluluğu'nun (The Hispanic Society of America) kurucusu Archer Milton Huntington da vardır; Huntington bir dizi eserini satın almanın yanında onu Amerika’ya, topluluklarının bir üyesi olmaya davet etti. 1909'da New York'ta Amerika Hispanik Topluluğu'da düzenlediği monografik sergisi bir ay boyunca yaklaşık 160.000 kişi tarafından ziyaret edildi, eleştirmenler tarafından övgüler yağdırıldı ve sergilenen eserlerinin yarısı satıldı. Sorolla’nın gördüğü ilgiden çok memnun olan Huntington ona hayatının en büyük projesini teklif etti: Kuruluşun kütüphanesinin büyük salonunu farklı İspanyol bölgelerini temsil eden panellerle dekore etmek.

Sorolla sözleşmeyi imzaladıktan sonra, taşranın geleneksel çizgisini yakalamak için tüm İspanya'yı dolaşmaya başladı. Yedi yıl boyunca yaptığı çizimler ile vilayetlerin geleneklerini, kıyafetlerini ve manzaralarını yakalayarak İspanya Vizyonu'nun temelini oluşturdu. 1919’da seriyi tamamladığında sağlık sorunlarıyla boğuşsa da hayatının en büyük başarılarından birini elde ettiğini düşünüyordu. 1920'de Madrid'deki bahçesinde bir portre çizerken felç geçirmesinden sonra hayatının son üç yılını resim yapamadan, anılar ve özlemlerle yaşayarak geçirdi. 10 Ağustos 1923'te evinde öldüğünde vasiyeti üzerine tüm eserleri devlete miras bırakıldı ve 1932'de evi Sorolla Müzesi’ne dönüştürüldü.

Mother, 1900.
Mother, 1900.