Işığın ve gölgelerin ressamı: Rembrandt
Hollandalı resim ve baskı ustası olan Rembrandt Harmenszoon van Rijn, Avrupa ve Hollanda sanat tarihinin en önemli ressamlarından biridir. Hollanda'nın ticaret, bilim ve sanatta atılım yaptığı Hollanda Altın Çağının yaşandığı dönemde "Işığın ve gölgelerin ressamı" olarak da anılır.
Altın çağ'ın altın çocuğu
Rembrandt, değirmenci Harman Gerritsz ven Rijn ve bir fırıncının kızı olan Cornelia Neeltgen’in sekizinci çocukları olarak 15 Temmuz 1606’da Leiden’de dünyaya gelir. Rijk ailesinin diğer erkek çocukları ayakkabıcı, fırıncı ve matbaacı olarak yetiştirilmelerine rağmen Rembrandt, gelecek vaat eden bir çocuk olarak görülür. Leiden’de erkek öğrencileri üniversiteye hazırlayan Latin okuluna gönderildikten sonra Leiden Üniversitesi’ne kaydettirilir. On dört yaşında, sanata olan ilgisini keşfetmesiyle ailesinin de desteğini alan Rembrandt, ressam Jacob van Swanenburgh’un yanında çıraklık yapmaya başlar. Swanenburgh’un yanında geçen üç yılın ardından Amsterdam'a gider. Ünlü bir tarih ressamı olan Pieter Lastman’ın yanında çıraklık yapmaya başlamasıyla Caravaggio’nun sanatını keşfeder.
1625’te Leiden’e geri döndüğünde arkadaşı ve meslektaşı Jan Lievens ile birlikte bir stüdyo kurar.
Rembrandt sanatının erken dönemlerinde bir yandan tarihten ve İncil’den sahneler resimlerken, aynı zamanda şehir hayatını yansıtan gravürler yaparak ülkenin ileri gelenleri tarafından da tanınmaya başlar. Bölge Valisi Frederick Hendrick’in özel kalemi olan Constantijn Huygens onun önemli destekçilerinden biri olur.
Hollanda altın çağı nedir?
1585-1702 yılları arasında döneme Hollanda Altın Çağı (Dutch Golden Age) adı verilir. 1585 yılında Anvers’in İspanya’nın eline geçmesi sonucunda güneydeki Protestan tüccarların kuzeye sığınmasıyla Avrupa'nın en zengin ve aydın insanları Hollanda'da toplanır. Gayri safi milli gelirin 200 milyon guldene ulaşması sayesinde bölge Avrupa’nın gördüğü en zengin ülkeye dönüşür. Refah düzeyinin yükselmesiyle Hollanda sanatı altın çağını yaşamaya başlar. 17. Yüzyıl boyunca beş milyondan fazla eser üretilir.
Şehrin en gözde ressamı
1631 yılında Jan Lievens’in kraliyet için çalışmak amacıyla İngiltere’ye gittiğinde Rembrandt kısa süre önce babasını kaybetmesine rağmen, dul kalmış annesini ve yetim kardeşlerini de geride bırakarak ülkenin en hareketli şehri olan Amsterdam’a taşınmaya karar verir. Şehre gelir gelmez, birkaç yıl önce ölmüş olan ressam Cornelis van der Voort’un atölyesini ve galerisini işleten sanat taciri Henrick van Uylenburgh'ün yanında çalışmaya başlar. Çok sayıda portre siparişi alan Rembrandt’ın ünü hızla yayılır, kısa sürede atölyenin baş ressamı olur. Şehrin varlıklı soyluları ve tüccarlarıyla yakın ilişkiler kurarak, Uylenburgh’ün müşterileri dışında da siparişler almaya başlayarak yerini sağlamlaştırır.
1634 yılında Aziz Luka Ressamlar Loncası’na kabul edilerek önemli bir itibar kazanır.
Rembrandt 1634 yılında ortağı Henrick van Uylenburgh'ün yeğeni Saskia van Uylenburg ile evlenir. Saskia, Leeuwarden’in eski bir belediye başkanı olan babası öldükten sonra Amsterdam’a amcasının yanına yerleşmiştir. Rembrandt onunla evlenerek hem toplumdaki sosyal statüsünü yükseltir hem de 40.000 guldenlik bir çeyize sahip olur. Geleceklerini düşünmeden savurgan bir hayat yaşamaya başlayan çift, mücevherler, kürkler ve pahalı giysiler içinde yüksek sosyetenin toplantılarında boy göstermeye başlar. Müzayedeleri yakından takip eder, kültürel ve tarihi önem taşıyan eserler toplarlar
1639’da Amsterdam’ın en elit sokaklarından biri olan Jodenbreestraat’ta satın aldıkları (bugün Rembrandt Evi Müzesi) dört katlı bir eve taşınırlar.
Başarı ve mevki olarak en keyifli dönemlerini yaşayan Rembrandt, oğulları Titus’un doğumu ardından hastalanan eşi Saskia’yı 14 Haziran 1642’de kaybeder. Rembrandt, Saskia’nın ardından ev işlerine ve bebeğe bakması için işe alınan Geertje Dircx ile ilişki yaşamaya başlar. Bu ilişki Saskia’nın amcası ve genel olarak Amsterdam toplumu tarafından tasvip edilmediği için müşteri kaybetmesine neden olur. Dircx, bir süre sonra Rembrandt’ın başka bir kadınla ilişkisi olduğunu fark edince (evdeki diğer yardımcı Hendrickje Stoffels) onu evlilik vaadini yerine getirmemek suçuyla mahkemeye verir. Mahkeme Rembrandt’ın lehine sonuçlanmasına rağmen itibarını kaybetmeye başlar.
Skandal, iflas ve talihsizlik
1654 yılında Hendrickje hamile kalınca, Reform Kilisesi bu ilişki ahlaka aykırı olarak suçlamasına rağmen Cornelia isimli bir kız çocukları dünyaya gelir. Rembrandt aldığı siparişlerden ve gravürler iyi bir gelir elde etmeye devam eder, fakat kazandığından çok daha fazlasını harcaması nedeniyle mali sorunlar artar. Bir süre alacaklıları kendinden uzak tutmasına rağmen 17 Mayıs 1656’da iflasını ilan etmek zorunda kalır. Alacaklıların parasını ödemek için resim malzemeleri hariç tüm malvarlığını açık arttırmaya çıkarır.
Jodenbreestraat’taki gösterişli evlerini terk ederek bir işçi bölgesi olan Rozengracht’ta kiralık eve yerleşirler.
Rembrandt, birçok arkadaşını ve hamilerini kaybetmesine rağmen yeni siparişler almaya devam eder. 1661 yılında, eski ihtişamını geri kazanmak ve yeni bir başlangıç için karşısına iyi bir fırsat çıkar. Amsterdam’ın yeni belediye binası için ülkenin ünlü ressamlarından yeni resimler siparişler verilmiştir. Rembrandt’ın eski dostu Jan Lievens de sipariş alan ressamlar arasındadır, ancak on iki resimle en itibarlı siparişi ressam Govert Flinck alır.
Flinck hiç beklenmedik şekilde hayatını kaybedince yarım kalan projesini tamamlaması için Rembrandt seçilir. Resmin konusu ise Hollanda’da yaşayan herkesin bildiği sıradan bir öyküdür:
Felemenkler'in ataları olduğuna inanılan Batavilerin, Claudius Civilis önderliğinde Romalılara karşı ayaklanması.
Rembrandt’ın Claudius Civilis betimlemesi siparişi verenler tarafından beğenilmemesi nedeniyle ona geri iade edilir. Alıcı bulma umuduyla resmi küçük parçalara bölerek satmayı ümit etse de tüm çabası boşa gider.
Rembrandt’ın ölümü
1600’lerin başında tüm Avrupa’yı saran veba salgını, 24 Temmuz 1663’te Hendrickje Stoffels’in de canını alır. Ailenin tüm işlerini yöneten Titus da evlendikten kısa süre sonra vebaya yakalanır. Rembrandt oğlu Titus’un ölümünün ardından kalan tek çocuğu Cornelia ile yoksulluk içinde sadece bir yıl yaşayabilir. 4 Ekim 1669’da öldüğünde Westerkerk’teki aile mezarlığına gömülür.