Güneşten korunmak için 5 ipucu
Sıcacık yaz günlerinde denize gitmek ne kadar da keyifli bir aktivite. Denizde sıcağın hararetini atmak, serinlemek, yüzmek, plajda güneşin tadını çıkarmak, dinlemek… Hele bir de sevdiklerinizle gittiniz mi o anlardan eğlencelisi yok. Ancak bu anların sizi kansere kadar giden rahatsızlıklarla karşı karşıya bıraktığını biliyor muydunuz? Sebebi ise güneş ışınları… Güneş ışınlarına fazla maruz kalmak cilt alerjileri, yanıklar hatta kansere davetiye çıkaran hastalıklara yol açıyor. Peki, bu keyifli anlarınızı sağlıklı kılmak için ne gibi önlemler alabilirsiniz? Cevabı güneşten korunmak için 5 ipucu yazımızda…
Güneş kremini hayat kurtarır
Hepimizin bildiği ancak yanlış bildiği güneş kremleri doğru kullanıldığı taktirde gerçekten de sizi güneşin zararlı ışınlarından kurtarıyor. Ancak kullanımı oldukça önemli. Öncelikle güneş koruyucunuzun etkisi yüksek olmalı. Öyle her güneş koruyucu sizi korumaz. Faktör olarak belirtilen güneş koruyucunun koruma biriminin en az 30 olması gerekli. İkinci olarak koruyucunuzu rast gele seçmeyin. Çünkü güneş koruyucular fiziksel, kimyasal ve ikisini de içerenler olmak üzere üç farklı tipe ayrılıyor. Fiziksel koruyucular ciltte bir bariyer oluşturuyor ve yoğun güneşte kalanlar için uygun oluyor. Kuru cilde sahip olanların kremsi yapıda ve nemlendirme özelliği olanları tercih etmesi gerekiyor. Ya da lekelenmeleri olanların yoğun kapatma özelliği olan dermo kozmetik ürünleri tercih etmesi lazım. Kısaca, kişinin kendi özelliklerini tamamlayacak bir güneş koruyucu alması en faydalısı.
Güneş koruyucunuzu doğru uygulayın
Evet güneş koruyucunuzu alıp plaja gittiniz, denize girmeden önce güzelce bir sürdünüz. Heh işte bu şekilde kendinizi korumuş olmuyorsunuz. Çünkü koruyucunuzun güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce sürülmesi gerekli. Ancak bu şekilde cildinize işliyor ve koruyucu grevi görüyor. Ayrıca, denize gitmeden önce bir kez sürdünüz ve bütün gün güneşin altındaydınız. Bu da sağlıklı bir kullanım değil. Çünkü güneş koruyucularının koruma süresi ortalama 3 saat. Eğer suya fazla girdiyseniz ve havluyla kurulandıysanız bu süre daha da kısalıyor. Durum böyle olduğu için gün içerisinde güneş koruyucunuzu tazelemeniz gerekiyor. Bir diğer önemli konu da koruyucunuzun yeni olması. Her ürünün olduğu gibi güneş koruyucuların da bir ömrü bulunuyor. Kutunun üzerinde yazan bu süre genellikle 12 ay. Yani geçen yıl aldığınız krem artık etkisini yitirmiş. O nedenle olabildiğince yeni ürünleri tercih edin.
Kritik saatlere dikkat!
Güneşlenmek, plajda vakit geçirmek, şemsiyenin altında bir şeyler içip kitap okumak birçok kişinin sevdiği aktiviteler. Ancak bunları yapmak için zamanlamanıza dikkat etmeniz gerekli. Çünkü saat 11.00 ile 16.00 arasında güneş ışınlarının geliş açısı oldukça dik. Bu da zararlı ışınların size direkt temas etmesi anlamına geliyor. Siz her ne kadar şemsiyenin altında dursanız da denizden ya da kumdan yansıyan ışınlar da size temas ediyor. Eğer bu saatlerde denizdeyseniz ve güney kesimlerde tatil yapıyorsanız sudaki tuz da sizi güneş ışınlarıyla birlikte adeta haşlıyor. Bu nedenle sabah 11’den önce ya da akşam 16’dan sonra denizde ya da plajda vakit geçirmeniz sizin için daha sağlıklı. Diğer saatlerde hiç mi denize gelmemelisiniz? Tabi ki hayır. Ancak bu saatlerde alınacak tüm önlemleri almanız ve güneşte kalma sürenizi kısa tutmanız sizin için daha faydalı olacak.
Aksesuarlarla kendinizi kamufle edin
Yalnızca güneş koruyucu krem sürmeniz bazen yeterli olmayabilir. Özellikle açık alanlı bir plajdaysanız kendinize korunaklı bir bölge oluşturmalısınız. Öncelikle bir plaj şemsiyesi edinmenizde fayda var. Bu şemsiye sayesinde zararlı güneş ışınları direkt size vurmuş olmuyor. En önemli detaylardan biri de yüzünüz… Yüzünüz vücudunuzun diğer bölümlerine göre daha ince bir deriye sahip. Bu nedenle güneşten çok daha fazla etkileniyor. Ayrıca, yüzünüzün fazla güneşte kalması; kırışmalara, deride incelip sarkmalara ya da lekelenmelerin oluşmasına neden olabilir. Ayrıca, halk arasında güneşin ciltteki sivilce ve aknelere iyi geldiği inancı da oldukça yanlış. Çünkü aslında burada yaşanan güneşin etkisiyle bronzlaşan ciltteki akne ve sivilcelerin kızarıklarının ortadan kalması. Yani güneş derinizin altıda yatan sorunu çözmez, onu gizler. Tüm bu nedenlerle yüzünüzü korumanız önemli. Bunun için gözlük ve şapka kullanabilirsiniz.
Bronzlaşma uğruna kendinizi yakmayın
Bronzlaşma sevdası belki de bu işin en kötü kısmı. Çünkü bronz teni seven birçok kişi bunun için oldukça sağlıksız yollara başvuruyor. Örneğin, zeytinyağı, kakao yağı, havuç yağı, kola gibi cildi güneş ile birleştiğinde aşırı tahriş edip deforme eden ürünleri kullanıyor. Bunun sebebi ise kısa sürede bronzlaşma isteği. Bir de güneşin en tepede ve en zararlı olduğu zamanları seçenler de var. Bir diğer yanlış algı ise güneş koruyucunun bronzlaşmayı önlediği inancı. Ancak tüm bunların hepsi sizi kanser olmaya yaklaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Ayrıca bu yöntemlerle elde edilen bronzluktan ziyade yanık ve deri soyulması şeklinde bir işkence oluyor. Doğru olan en uygun saatlerde güneş koruyucu sürerek yavaş ve kontrollü bir şekilde bronzlaşmak. Bu sayede güneşin verimli ve sağlıklı ışınları ile hem cildiniz D vitaminine doyuyor hem de tatlı bir kahvelik alıyor. Ne acı ne cilt soyulması ne de hastalık, hiç biri kalmıyor!