Gökhan Türkmen: Attığınız adıma inanırsanız, yol da sizinle gelir
Sadece kendi müziğine odaklı, notalarla nefesalan biri Gökhan Türkmen. Müzik sektöründe10. yılına giren Türkmen’le hem son çalışması“İhtimaller Perisi” ni konuştuk. Hem degeriye dönüp onun 10 yılında yaşadıklarına,yaşayamadıklarına, pişmanlıklarına dair birkonuşma gerçekleştirdik.
“İhtimaller Perisi” nin klibi, sinema filmi gibi, görüntüler muhteşem. Klibi nerede çektiniz?
Teşekkürler, evet klibi doğa konseptinde sanatçı Harun Topaloğlu’nun ev sahipliğinde, Hopa’da çektik. Klibin yönetmenliğini yakın arkadaşım Bora Çifterler üstlendi. 1200 rakımda Heva Yaylası’ndan Geçitli Köyü’nün eşsiz güzelliğini sunmak istedik.
“Virgül” isimli maxisingle’ınız kapsamında üç ay boyunca üç şarkı yayınlayacaksınız. “Albümler çok çabuk eskiyor ve insanlar birkaç şarkı haricinde diğerlerini dinlemiyorlar” fikrine sahip müzisyenlerin sayısı artıyor. Sizde böyle mi düşünüyorsunuz albüm yerine single’larla mı ilerleyeceksiniz?
“Virgül” özelinde konuşuyorsak proje kendiliğinden bu şekilde gelişti, yani bir sınırlamayla ilerlemedik. İyi işler her zaman dinleyici kitlesini korur inancındayım, bu nedenle bazı konularda sabit fikirli olmayı doğru bulmuyorum. Projeleri kendi özelinde değerlendirmeli, sanat söz konusu olduğu zaman sınırlı düşünceler icraati baltalar. Single ya da albüm. Parça kendi doğasını nasıl taşırsa ben de o doğrultuda ilerlerim.
Kariyerinizin hangi noktasında olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Sektörde 10. yılımdayım. Tecrübelerimi ve vizyonumu gün geçtikçe geliştiriyorum. Yaptığım işten de tatminim artıyor. Karşılıklı beslenebildiğimiz yaratıcı bir ekibiz. Daha yapacak çok işimiz var, bence “bir noktadayım” demek gelişimi engelleyen bir ifade aslında, çünkü sürekli yenileniyoruz ve gelişiyoruz. Ben de tecrübeyle vizyonun sürekli genişlediği bir noktadayım.
Bir müzik şirketi sahibi olarak müzik sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Pek çok kişi büyük şirketler yerine, butik müzik firmalarının ya da sadece sosyal medya platformlarının müzisyenlere daha fazla katkı sağladığı fikrinde, buna katılıyor musunuz?
Plak şirketi ya da sosyal medya kanallarından ziyade, müzisyen için kalıcı olmak önemli diye düşünüyorum.
Kalıcı olmanın albümün çok satmasıyla değil, iyi iş çıkarılmasıyla ilgili olduğuna inanıyorum.
Ben yeni bir teklifte bulundum mu yeni şarkımda, var olan işlerimi geliştirmeye çalıştım mı, bununla ilgilenmek durumundayız bana kalırsa. İnsan ortaya koyduğu işe inanıyorsa ve gerçekten nitelikli bir şeyler yaptıysa, mutlaka karşılığını bulacaktır. Kaliteli iş her zaman kendini, kısa veya uzun vadede gösterir inancındayım. Ben konuya bu açıdan bakıyorum.
Biyografiniz de müzikal yolculuğunuzun yanı sıra çocuklarınızın doğumu da yazıyor Baba olmak Gökhan Türkmen’de neleri değiştirdi?
Her şeyin daha güzel göründüğünü söyleyebilirim. Hayat benim için daha sevgi dolu, renkli, derin ve ayrıntılı… İnsana ve çocuklara duyduğum saygı arttı, buna ek olarak daha duyarlı bir adam oldum.
Sosyal medyada “Büyük İnsan” şarkısının getirdiği başarının ardından Aykut Gürel’in plak şirketiyle anlaşıp ilk albümünüzü yayınladınız. Ama albümün çıkış şarkısı “Yan Sen” o dönem çok da ses getirmemişti. O dönem nasıl hissetmiştiniz?
Olacağını bilerek kendinden emin adımlarla ilerleyen bir insan oldum her zaman. O zaman biraz sıkıntı çekmiştim tabii ki; ama geçeceğini biliyor olmak bana güç ve motivasyon sağlamıştı. Oturup niye bir şey olmuyor diyeceğime, bana böyle bir albüm yapılmışken ben ne yapabilirim diye düşünerek adımlar atmaya karar vermiştim. Ve üzerine Aydın Ketenağ ile çektiğim “Büyük İnsan” klibi beni rahatlatmıştı.
Ayşegül Aldinç ve Harun Kolçak gibi büyük isimlerle beraber şarkılar seslendirdiniz. Yerli ve yabancı en çok kimle düet yapmak isterseniz, neden?
Daha çok alternatif isimlerle, popülerliğinden çok yeteneği ve hissiyatı yüksek müzisyen arkadaşlarımla düet yapmak isterim açıkçası.
En sevdiğiniz şarkının “Soldier of Fortune” olduğunu okumuştum. Siz aynı zamanda iyi de bir rock müzik dinleyicisisiniz. Başka kimleri dinliyorsunuz?
The Doors, Lenny Kravitz , Metallica, The Struts, Gosto ve Pink Floyd’u dinliyorum.
Bu sene de konser trafiğiniz oldukça yoğun. Konserler için gittiğiniz şehirleri gezme fırsatınız oluyor mu yoksa konseri verip tekrar yollara mı düşüyorsunuz?
Evet, bu sene oldukça yoğun olacak ama fırsat buldukça gezmeye çalışıyorum, bir şekilde gezmek için vakit yaratıyorum. Yeni yerleri görmekten keyif alıyorum, Türkiye büyüleyici bir ülke her şehrimizde birbirinden güzel insanlarımız ayrı bir tarih ve doğa var. Bu yıl yeni yerler keşfetme konusuna daha çok zaman ayırmayı arzu ediyorum.