Global’de korku sineması
Korku sineması geçmişten günümüze birçok şekle girmiş, anlatım yönü güçlü, sinemanın amacını yerine getirmesinde en çok yardımı olan türlerden biri. Hollywood’dan Avrupa sinemasına, Uzak Doğu’dan Türkiye sinemasına kadar bütün dünyaya yayılmış olan korku türü, 2010’ların sonu 2020’lerin başından itibaren, klişeler ve sabit bir iskelet üzerine kurulmaktan çıkıp çok daha başına buyruk hale geldi. Günümüzün en çok şey vaad eden türlerinden biri olan korku sinemasının globaldeki işlerine gelin bir bakalım.
Dr. Caligari’nin Muayenehanesi (1920) - Almanya
Francis ve nişanlısı Jane, gittikleri panayırda Dr. Caligari’nin Muayenehanesi adlı gösteride Doktor’un uyurgezer olan Cesare’ı adeta arafta bulunduğu uyku-ölüm arasındaki anlarda uyandırmasına şahit olurlar.
1920 yapımı The Cabinet of Dr. Caligari, tarihin ilk korku filmi örneği sayılabilecek bir Alman yapımı. Dönemin panayır ve soytarı konseptini kullanarak olağandışı bir olayı anomaliyi anlatan film sahne dizaynları prodüksiyonu ile günümüzde dahi izlenim zevkini koruyan bir eser.
Gir Kanıma (2008) - İsveç
1982’de bir Stokholm kenar mahallesinde yaşayan Oskar, yalnız ve okulda zorbalığa uğrayan bir çocuktur. İntikam isteyen Oskar bu zamanda yan evlerine taşınan Eli ile de arkadaş olmaya başlayacaktır. Fakat Oskar bulunduğu durumdaki önemli bir detayı kaçırıyordur. Eli 12 yaşında bir vampirdir.
Tomas Alfredson’un yönettiği Let the Right One In, korku türünde kült olmuş ve zaman geçtikçe yerini çok daha da sağlamlaştıracak bir eser. Dram, korku ve romantik türlerini harmanlayarak saf, temiz, sımsıcak bir arkadaşlık öyküsü anlatan yapım dışarıdan soğuk görünse de içeriden çok tatlı bir hikaye.
İşkence Odası (2008) – Kanada
Çocukken kaçırılıp işkence görmüş olan bir kadın, bundan on yıl sonra kendisiyle aynı durumda olan arkadaşıyla intikam peşine düşer fakat gittikleri yolun bulundukları yerden göründüğü gibi olmadığının farkına varmaları çok uzun sürmeyecektir.
Martyrs, Pascal Laugier tarafından yönetilen Kanada-Fransa yapımı bir korku-drama filmidir. Çocukluğunda kaçırılıp işkence görmüş iki kızın intikam ararken bulundukları durumun çok daha derin ve birbiriyle bağlantılı olduğunu keşfetmesini konu alan yapım sadece türe değil genel olarak sinemaya yapılmış bir anlatım darbesi. Anlatmak istediğini daha önce denenmemiş bir şekilde anlatan Martyrs, ölüm ve sonrası üzerine beklenmeyen şeyleri beklenmeyen bir yöntemle söylüyor.
Kutsal Kan (1989) - Meksika
Emekli bir sirk çalışanı, şimdi gizli bir kaltın lideri olan annesini bulmak için akıl hastanesinden kaçar ve annesi adına cinayetler işlemek zorunda bırakılır.
Şilili yönetmen Alejandro Jodorowsky’nin 1989 yapımı filmi Santa Sangre, mükemmel bir görsel şölen ve gerçek ile sanrının çocuğu bir anlatım ile bezenmiş. Yönetmenin deneysel çekim tarzını iliklerimize kadar hissedeceğimiz, diğer yapımları The Holy Mountain ve El Topo’daki kadar üstü kapalı olmayan bir anlatım üstlenen eser Jodorowsky’nin zekasına insanı hayran bırakıyor.
The Devil (1988) - Polonya
Genç bir Polonya asilzadesi olan Jakub, bir yabancı tarafından hapisten kurtarılır. Karşılığında yabancının Jakub’un suikastçilerinin listesini istemesiyle kurtarıcısını ülke boyunca takip eden Jakub gördükleri karşısında dehşete düşer ve akli dengesini kaybederek toplu bir katliam yapar.
Posssession’ın yönetmeni Andrzej Żuławski’nin eseri Diabel; etik ve ahlak üzerine acılar çekerek bir şeyler anlatmak isteyen, dili son derece çarpıcı, çekimleri ve renk kullanımları ise anlatımı destekleyen film. Dönemin komünist Polonya hükümeti tarafından yasaklanan yapım, insanın varoluşsal acısını dış etkenler ile harlayarak önüne geçilemeyecek bir yangın çıkarıyor, sinemadaki en başarılı “akıl sağlığını yitirme” hikayelerinden birini anlatıyor.
Şeytan Ruhlu İnsanlar (1955) - Fransa
Bir yatılı okulda müdürlük yapan gaddar ve acımasız Michel, en yakınları tarafından öldürülür. Michel’in cesedinin kaybolmasıyla yakınları bulundukları durumun kötülüğünü gittikçe anlayacak ve gerçeklik algıları bozulacaktır.
1955 yapımı Diabolique, korku türünün en klasik yapımlarından biri olmanın yanı sıra zamanına rağmen yenilikçi ve hala hikayesinin dinamikliği ile örnek olan bir yapım. Çekimlerin kalitesi ve anlatımın deneyselliği ise filmi türünün en iyilerinden yapıyor.
Ölü Yakıcısı (1969) - Çekoslavakya
Bay Kopfrkingl, 1930’ların Çekoslavakyasında çalıştığı krematoryumda ölümden ve canlıların çektiği acıdan azad olmasından zevk alan, Tibet Ölüm Kitabını okurken manzarayı izlemekten zevk alan biridir.
The Cremator; korku-dram-komedi karışımı, Çekya’nın munzur soğukluğuna bürünmüş enfes bir yapım. Ölümü kabullenişi ve etrafında oynayışı insana dehşet verirken bir o kadar da hayranlık uyandıran bir yapım olmasıyla birlikte The Cremator kara-komedi türünde de çok başarılı bir film.
Phenomena (1985) - İtalya
Jennifer, böcekler ile iletişim kurabilen genç bir kızdır. İsviçre’deki bir yatılı okula gönderildikten sonra Jennifer’ın güçleri kontrolden çıkacak hatta belki de bir cinayet dizisini çözmesine yardım edecektir.
Dario Argento’nun 1985 yapımı eseri Phenomena, Jennifer Connelly’nin kariyerinin başındaki oyunculuğu ve sıradışı konusu ile korku severlerin tadına bakması gereken bir eser. Kullanılan sedefli mor renkler ve soundtrackin kalitesi sizi ferahlatacak.
Baskın (2015) - Türkiye
Terk edilmiş bir binadan gelen sesler üzerine olay yerine giden bir polis ekibi olay mahaline varınca bir Kara Ayin ile karşılaşır. Mekanı aradıkça cehenneme açılan bir geçit bulacaklardır.
Baskın, Can Evrenol’un 2013 yapımı kısa filminden uyarlanan Türkiye sinema tarihindeki en yenilikçi korku işlerinden biri. Prodüksiyonun sağlamlığı ve Can Evrenol’un türe olan tutkusu ile Baskın hem kaliteli bir film hem de tam bir tutku projesi. Yurt içinde de yurt dışında da başarı toplayan Baskın, izleyicinin de sektörün de görmek isteyeceği bir yapım.