Gezdim Gördüm Yedim
TRT’nin “Seksenler” dizisinin genç oyuncuları, aynı zamanda çiçeği burnunda yeni evli çift Ceyhun Fersoy ve Begüm Öner, son yaptıkları yurt dışı gezilerini ve deneyimlerini Skyroad okuyucularıyla paylaştı…
En son evinizden çok uzağa nereye gittiniz?
Begüm: Gezmeyi seviyoruz fırsat buldukça da görmediğimiz yerlere gitmeye çalışıyoruz. En son 1 haftalık küçük bir Avrupa turu yaptık. Şu anda da yoldayız aslında, Almanya’ya gidiyoruz. Seyahatimize yeni başladığımız için ben size bir önceki Brüksel, Brugge, Amsterdam, Vollendam, Marken, Paris ve Lüksemburg’uyani Benelüks turumuzu anlatayım.
Ceyhun: İstanbul’dan bin 760 km uzağa, Almanya Stuttgart’a; hatta şu anda uçaktayım…
Ceyhun Fersoy: Yurt dışı seyahatlerinizde yürümelisiniz.
Ne umdunuz, ne buldunuz?
Begüm: Umduğumuz tek şey gezip hoşça vakit geçirmekti öyle de oldu. Tat almayı bildikten sonra her yer güzel… Paris’in Eyfel’i, Amsterdam’ın Taksim’i andıran sokakları, Hollanda’nın muhteşem köyleri, Brüksel’in meydanı ve daha bir sürü şey; oldukça keyifli bir turdu bizim için.
Ceyhun: Stuttgart’a varmadığım için en son gittiğimiz Benelüks turunun en sevdiğim şehri olan Brüksel’den bahsedeyim. Çok güzel bir şehir, daha önce tiyatro oyunu için gitmiştim; Brüksel’i biliyordum fakat bu sefer gittiğimde daha bir sevdim çünkü daha fazla gezme şansımız oldu. Güzel vakit geçirmek için gitmiştik öyle de oldu…
Gittiğinize değdi mi?
Begüm: Söylediğim gibi eğlenmeyi bildikten sonra her zaman her yer gittiğinize değer…
Ceyhun: Kesinlikle değdi, zaten rahat ve özgür bir şehir...
Gezdiğiniz yerlerde önceliğiniz mimari mi, doğa mı, sanat mı?
Begüm: Ben “öncelik” olarak bakmıyorum meseleye aslında hepsi bir bütün hepsi önemli. Benim için o ülkenin kültürünü, insanlarını anlamak için hepsini teneffüs etmek gerekiyor…
Ceyhun: Hepsi çok önemli aslında. Bazı ülkelerin doğa harikası, sırf doğası için gidersin; İsviçre, İsveç gibi mesela... Benim gittiğim yerde ilk olarak mimari yapı çok ilgimi çekiyor.
Sizi en çok ne etkiledi? Neden?
Begüm: Aslında ikinci soru da bahsettiğim gibi Paris’in Eyfel’i, Amsterdam’ın Taksim’i andıran sokakları, Hollanda’nın muhteşem köyleri, Brüksel’in meydanı ve daha bir sürü şey…
Ceyhun: Güzel soru; kiliseler, katedraller, sokaklar, insanların birbirine olan saygısı. Saygıya çok önem veren biri olarak, her gittiğimde şaşırıyorum, yine şaşıracağım…
Ya insanlar, orada yaşayanlar?
Begüm: İnsanlar gayet kendi halinde kimsenin pek kimseyle işi yok, herkes kendiyle ilgili. Bu durum herkesin işini daha iyi yapmasını sağlıyor, sanki kavgalar, tartışmalar yok saygı birinci sırada ama Türk insanının da sıcaklığı yok maalesef.
Ceyhun: Bizim gittiğimizde çok turist vardı, biz de aramızda “burada yaşayan insanlar ne şanslıdır” diye konuştuk. Gerçekten inanılmaz bir disiplin içindeler, kuralcılar ve haklılar da öyle olmakta…
Begüm Öner: Eğlenmeyi bildikten sonra her zaman her yer gittiğinize değer.
Hangi yemeği meşhur? Tadına baktınız mı, sevdiniz mi?
Begüm: Paris’in ünlü Şanzelize Caddesi’nde et yedik, Brüksel’de meydanda dünyaca ünlü olduğunu öğrendiğimiz bir yerde patates yedik, bir de Mouls diye bir şey var bizdeki midye dolmaya benziyor, Amsterdam’da Hard RockCafe’yi es geçmedik tabi ve Amsterdam’ın Dom Meydanı’ndaki “hot dog”cular şahaneydi. Şanslıydık ki yediğimiz her şey çok lezzetliydi.
Ceyhun: Mouls çok meşhur, bildiğin midye dolma ama onların servis etme şekilleri çok farklı tabii; ufak ufak 30-35 adet haşlanmış şekilde geliyor sizde afiyetle yiyorsunuz.
Orada nasıl gezdiniz? Ulaşım kolay mı?
Begüm: Avrupa’da ulaşım oldukça kolay; metro ile her yere ulaşabiliyorsunuz fakat biz yine de yaptığımız seyahatlerin hepsinde tabana kuvveti tercih ediyoruz, yani bol bol yürüyoruz.
Ceyhun: Şehir merkezinde genelde yürüdük, mesafe tanımaksızın yurtdışında yapman gereken tek şey yürümek olmalı yoksa tat alamazsınız.
En çok neye para harcadınız?
Begüm: Yemek içmek elbette ve hediyelik eşyalar…
Ceyhun: Ben çok şeye harcamadım, genelde eşim harcadı; çanta, aksesuar, takı…
Türkiye’yle ortak bir noktası var mıydı?
Begüm: Yani her şehrin her ülkenin kendine göre bir havası var.
Ceyhun: Bence yoktu, çünkü her şeyimiz farklı...
Orada yalnız sizin keşfettiğiniz bir şey?
Begüm: Bilemem ki benden önce kimler ne keşfetti…
Ceyhun: Bilmem hatırlamıyorum…
Eve dönerken ne aldınız?
Begüm: Gelirken Hollanda’dan bol bol peynir aldık, Belçika’dan çikolata aldık. Eyfel’den bol miktarda hediyelik Eyfel biblosu ve anahtarlık aldık…
Ceyhun: Magnet, sigara kullanmıyorum ama küllük,çikolata ve şapka…