Floransa'nın haksız sürgünü: Dante
Floransalı Dante Alighieri, 14.233 mısradan oluşan İlahi Komedya adlı eserini 1320yılında tamamladığında Floransa’dan çok uzaktaydı. Her ayrılık başka bir sancınınhabercisi, hatta bizzat planlayıcısıdır. Dante’nin ayrılığı, öfkesini dindiremesede modern İtalyancanın kurucu babası unvanını getirdi ona. İlahi Komedya’nınCehennem bölümündeki Birinci Şarkı'nın dizelerinde şöyle diyordu mesela: "hayat yolumuzun orta yerinde / karanlık bir ormanda buldum kendimi." Şairin "Dante gibi ortasındayız" dediği ömür yani. Yaş 35. 1300 yılının 7 Nisan’ındaPaskalya günlerinde başladı Dante’nin yolculuğu. Uzakta ve haksız.
- "Başkasının ekmeğinin ne denli tuzlu, başkasının merdiveninden çıkmanın ne denli zor olduğunu göreceksin." Cennet XVII
Floransa için söylenen "Eğer İtalya Mona Lisa olsaydı, Floransa onun gülüşü olurdu" sözünün kapsadığı geniş bir anlam var elbette. Ama büyük aşkı Beatrice'i kaybettiğinde henüz 25 yaşında olan Dante için ancak kederli zamanların mekânı olarak tanımlanabilirdi Floransa. Kederli ve uğrunda savaşmaya, ölmeye değer. Bu şehirde politik bir kavganın tam ortasında yer alacaktı zaten, bile-isteye, tutkuyla.
1289 yılında Campaldino Savaşı'nda, Floransalı Guelfoların safında Ghibellinoların şehri Arezzo'ya karşı savaştı.
Floransa’daki iki politik güç (Siyah Guelfolar-Beyaz Guelfolar) arasında siyasal bir uzlaşma sağlanması için Papa’ya elçi olarak gönderilen heyetin içinde yer alsa da, o uzlaşma görüşmelerini yaptığı sırada iktidar Siyah Guelfolar’a geçmişti bile. Dante, Floransa’ya dönemedi, doğduğu şehirden siyasi bir komployla kovulmuştu yani.
Artık sürgünde ve 36 yaşındaydı. Sürgün kararından 2 yıl sonra yakılarak idama mahkûm edilmesi yönünde bir karar daha yayınlandı hakkında. Geri dönmemek üzere bir yolculuğa çıktığını anlamıştı. Floransa’yı eski bir sevgili gibi bıraktı ardında. Aslında her şey böyle başladı; Cehennem yolculuğu ile başlayıp, antik Roma'nın şairi Virgil'in kılavuzluğunda Araf’a uğradıktan sonra âşık olduğu biricik sevgilisi Beatrice ile Cennet’e gittiği meşhur başyapıtı İlahi Komedya’yı da sürgündeyken 14 yılda tamamladı.
Exul immeritus.Dante böyle diyordu kendine, haksız sürgün. O dönem yazdığı mektuplarda bu unvanı kullandı. Uzakta olmanın ateşi ruhunu sarmıştı. Beatrice’in hatıralarından ve yorgun ruhunu dinlendireceği Floransa’sından ayrı olmanın zehri kalbine yerleşiyordu. Yoksun kalmanın ateşiyle döküldü kelimeleri hep kâğıda:
- "Keşke, evreni yöneten Tanrı için, benim (sürgünüm) cezamın bahanesi hiç var olmamış olsaydı, çok daha mutlu olurdu! Ayrıca, eğer Tanrı istemiş olsaydı, hiç kimse bana karşı bir hata yapmamış olurdu, ne de ben haksız bir şekilde acı/ceza çekerdim, ceza derken, sürgün ve yoksulluktan bahsediyorum. Beni, doğduğum ve yetişkinliğime kadar yaşadığım ve orada yorgun ruhumu dinlendirmeyi ve de hayatımın son demlerini geçirmeyi bütün kalbimle arzu ettiğim şehrimin o tatlı göğsünden uzaklaştırmak, Roma’nın kızı, güzeller güzeli ünlü Floransa şehrinin vatandaşlarının hoşuna gittiğinden beri, tıpkı bir dilenci gibi, neredeyse İtalyan dilinin konuşulduğu her bir yerde, kaderin açtığı ve çoğu kez olduğu gibi haksız yere yakıştırılan yarayı istemediğim halde teşhir ederek sürgündeyim."
Dante, Latince yazmanın moda (hatta gereklilik) olduğu bir dönemde, eserlerini halkın gündelik konuşma diline en yakın lehçe olan Floransa/Toscana lehçesiyle yazma cesaretini göstermişti. Halk şairlerinden, ozanlardan ve efsanelerden yaralanarak zenginleştirdiği bu lehçeyle birlikte temellerini attığı modern İtalyanca, hala onun ismiyle anılır. Hatta T.S. Eliot’a göre durum şöyle; "Dante ile Shakespeare dünyayı aralarında paylaşır; bu iki ada eklenebilecek üçüncü bir ad yoktur."
Başkasının ekmeğinin ne denli tuzlu, başkasının merdiveninden çıkmanın ne kadar zor olduğunu görmüştü Dante ve son nefesini verinceye kadar Floransa’yı sayıklamıştı düşlerinde, kırgındı ama kızgın değildir bu şehre. İhanete uğradığını düşünse de düşman değil, eski bir dost ve haksız bir sürgündür sadece. Floransa lehçesini, Floransa fikrini, Floransa şiirini, kalbine gömdüğü Beatrice’ini, Vecchio Köprüsü’nü ve Arno Nehri'ni hiç unutamadı Dante. Sevdiği şehrine ve şehirdeki sevdiğine kavuşamadan 1321 yılında 56 yaşındayken Ravenna’da öldü. Hakkındaki sürgün kararı 7 asır sonra 2008 yılında Floransa Kent Konseyi tarafından kaldırılacaktı mesela, Perugia’ya bağlı Gubbio kasabası da 2016 yılında Dante'yi Floransa'dan daimî sürgüne mahkûm eden Cante Gabrielli’nin aslen Gubbiolu olması sebebiyle bir özür yayınlayacaktı ardından. Ama Dante’nin ruhu tam 700 yıldır Floransa sokaklarında ölümsüzdür zaten.