Eski bayramı gelenekleri
Bayramlar herkesin neşe dolduğu, sevdiklerine kavuştuğu, küslerin barıştığı, büyük yemek sofralarının kurulduğu, insanların en sevinçli zamanlarından biri. Ancak son zamanlarda herkesin ağzında aynı söz: Nerede o eski bayramlar… Bunun söylenmesinin birçok nedeni var. En önemlisi artık bayramlar normal günler gibi görülüyor ve eski geleneklerin neredeyse büyük bir çoğunluğu yapılmıyor. Halbuki eskiden böyle miydi? Bayram dendi mi herkesin içini bir heyecan kaplar, hazırlık telaşı başlardı. İşte ‘Ah nerede o günler’ dedirten eski bayram gelenekleri…
Dip-köşe bayram temizliği
Eskiden bayramın yaklaşmasıyla herkesi bir telaş alırdı. Özellikle ev hanımlarını… Bayrama tertemiz girme adetinden herkes başlardı hummalı bir temizliğe. Camlar silinirdi, koltuklar yıkanırdı, perdeler, tüller temizlenirdi, mutfak ve banyo parlatılırdı, daha neler neler… E sonuçta akrabalar bayram ziyaretine gelecek. Sadece evlerde değil iş yerlerinde de bir hazırlık olurdu. Bayram öncesinde iş yerlerinde düzenlemeler yapılır, temizlenir, çalışanların hediyeleri hazırlanırdı. Arabası olan babaları da unutmamak gerek tabi! Bayramda akraba ziyaretlerine arabayla gidecek babalar özellikle arife günü arabalarını gıcır gıcır yapardı.
Her evin olmazsa olmazı şeker-kolonya ikilisi
Bayram denince herkesin aklına ilk gelen şeylerden biri şeker ve kolonya. Her evde bayramdan önce hazır edilirdi şeker ve kolonya… Çeşit çeşit şekerler seçilir, tütün ve limon kolonyaları alınırdı. Eskiden oldukça pahalı olan kolonya, eve gelen misafirlere verilen değeri anlatırdı. Herkese kolonya dökme işi ise evin küçük kızının göreviydi. Şeker; ister Ramazan Bayramı olsun ister Kurban, ikisinde de oldukça önemliydi. Çünkü ikram edilen kişiye şeker gibi bayram ve ömür dilekleriyle verilirdi. Şeker, özellikle çocukların vazgeçilmeziydi. Kim daha çok biriktirdi yarışları yapılırdı.
Bayramlık alma merasimi
Bayramın özelliğine, güzelliğine yaraşır şekilde giyinmek en güzel adetlerden biriydi. Günümüzde hala sürdürülmeye çalışılan bu gelenek geçmişte herkes tarafından oldukça önemsenirdi. Bayrama özel giyilen bu kıyafetlerin insanların enerjisini yükselttiğine inanılırdı. Özellikle yeni ve güzel kıyafetler giyilirdi. Bayram alışverişi denen bir kavram vardı. Bayram öncesinde pazarlar, mağazalar dolup taşardı. Yeni elbiseler, pantolonlar, ayakkabılar, şapkalar… Bayram alışverişini ise en çok çocuklar beklerdi. En cici kıyafetlerini giyen çocuklar, bayram şekeri gibi gittikleri yerlere neşe katardı.
Ailecek yapılan bayram kahvaltıları
Bayramın ilk kutlaması aile kahvaltısında yapılırdı. Bayram namazından dönen babalar, sıcak ekmek alır, ev halkını erkenden uyandırırdı. Hemen bayramlıklarını giyen çocuklar, kahvaltı sofrasına otururdu. Tüm ailenin bayramlaşıp, günün güzelliğini yaşadığı ilk an olurdu bayram kahvaltıları. Evde ne varsa, domates, salatalık, peynir, zeytin, sucuklu yumurta, menemen, ev yapımı reçeller süslerdi sofraları. Ah bir de annelerin yaptığı sıcak hamurlar yok mu… Tüm ailenin toplandığı sofrada bayramın neşesi yaşanır, günün geri kalan ziyaretleri, Kurban Bayramı ise yapılacak kavurmalar için enerji toplanırdı.
Cepleri dolduran bayram harçlıkları
Çocuklar için bayramları bayram yapan en önemli gelenekti bayram harçlıkları. Bayramda toplayacakları harçlıkların hayalini kuran minikler, o gün gelip çattığında ayrı bir mutlu olurdu. Akrabalarının ve büyüklerinin ellerini sevinçle öper, harçlıklarını alırdı. Büyükler de bayramdan önce paralarını bozdurur, harçlık verecekler çocuklar için önceden hazırlık yapardı. Kimileri şeker ve çikolata ikramlarıyla birlikte verirdi harçlıklarını çocuklara kimileri ellerinin içine gizlerdi. Kimileri de peçetelere saklar, çocuklara sürpriz yapardı. Çocukları mutlu eden bu gelenek, bugün de devam eden bir bayram ritüeli.
Bayramları vazgeçilmezi akraba ziyaretleri
Eski bayramları bize hatırlatan en güzel geleneklerden biri de akraba ziyaretleri… Geçmiş zamanlarda bayramlaşmak çok önemliydi. Küslerin bile barıştığı bayramda herkesle görüşülür, ziyaretler yapılırdı. Özellikle anneanne, babaanne ve dedeler olmak üzere büyükler unutulmaz, elleri öpülürdü. İşten, güçten, koşuşturmadan birbirini göremeyen kuzenler buluşur, amcalar görülür, teyzelerle hoş sohbet edilirdi. Uzakta olan akrabalar ise telefonla aranır, bayramlaşılır, hal hatırları sorulurdu. Bu gelenek, büyüklerin gönlünü hoş tutar, bayram ruhunu en güzel şekilde yaşatırdı.
Bayram tatlıları ve Türk kahvesi
Bayramların olmazsa olmazlarından biri de el yapımı tatlılardı. Anneler arife gününden baklavaları açar, çıtır çıtır pişirir, şerbetiyle bayrama hazır ederdi. Kimi fıstıklı yapardı kimi de cevizli. Tel tel kadayıflar yapılır, şekerpareler şerbetinde yenmeyi beklerdi. Gelen misafirlere ikram edilen bu tatlılar bayramın en tatlı anlarını yaşatırdı. Tatlının yanındaki bayram kahvesi için her zamankinden güzel gelirdi içene. 40 yıl değil 80 yıl hatır bırakırdı insanda. Sadece tatlılar değil bayram sabahı pişirilen sarma ve börekler de ikram edilir hem gönüller hem de mide bayram ederdi.