Dünyanın en iyi patronu: Michael Scott
Amerika’da NBC kanalı tarafından 9 sezon yayınlanan The Office dizinin efsanevi karakteri Michael Scott. Aynı zamanda Steve Carell'ın da kariyerindeki en büyük rolü. Dizi, bugün televizyon tarihinin en iyi komedilerinden biri olarak kabul ediliyor. Tabii bunda Steve Carrell’ın payı çok fazla. Çünkü Michael Scott’ı Carrell’dan başka biri oynamış olsaydı, dizi günümüzde fenomen hâline gelmek şöyle dursun muhtemelen birinci sezonu bile geçemeyebilirdi.
Peki kim bu Michael Scott? Görünüşte Dunder Mifflin adlı kâğıt şirketinin Scranton'da yer alan şubesinin bölge müdürü. Ancak pek çok ilginç özelliği var. Öncelikle Michael kendini her türlü sorunun üstesinden gelebilen yetenekli bir yönetici olarak görüyor. “Dünyanın en iyi patronu”, bardağında yazıyor. Fakat bu kesinlikle doğru değil. Çünkü temel ticaret ve yönetim bilgilerine bile sahip değil. Sadece ilgi odağı olduğu toplantıların mutlu patronu. Hatta üstüne ırkçı, şovenist, cinsiyetçi ve kültürel olarak görgüsüz. Yani çevremizdeki herkesten biraz…
The Office’i komedi dizisi yapan ise Michael’ın kötü biri olduğunu asla düşünmemesi elbette. O sadece sevilmek, ilgi görmek istiyor. Sözlerinin ve eylemlerinin diğer insanları nasıl etkilediğini öğrenme konusunda biraz yavaş bir bilinci var. Dolayısıyla tüm zayıf yönlerine rağmen görünenden çok daha fazlasını içeren bir karakter. Yine dizinin başına dönecek olursak Michael, ailesi ve ofis dışında arkadaşı olmayan bir karakter. Çalışanlarını aile olarak tanımlaması bile kişisel hayatındaki güvensizlikleri ortaya koyuyor.
Çalışanlarından kendine içten içe eksikliğini hissettiği bir aile yaratma arzusu onları kendinden uzaklaştırıyor çoğunlukla. Zira sadece birbirine sıkı bağlarla bağlı insanların arasında yapılabilecek ırkçı ve cinsiyetçi şakaları ona göre samimiyetinin bir ifadesi olsa da çalışanları henüz aynı yakınlığı hissetmiyorlar ona. Bu açıdan karakterimiz için cana yakın ve sempatik diyebiliriz hatta. Çünkü derin kusurları var ve bu oldukça insani bir durum.
Michael, ilk sezonda sosyal becerilerden ve nezaketten uzak bir çocuk gibi karşımıza çıksa da yıllar içerisinde bir yetişkine dönüşme becerisini gösterebiliyor. Beraber çalıştığı başka tuhaflıkları olan bir avuç insandan “yaşama” bilgisi ediniyor. Michael’ın üniversiteye gitmediğini ve Scranton’dan hiç ayrılmadığını da düşürsek bu onun için epey olumlu bir gelişme. Bu değişimlerin ateşleyicisi ise Holly Flax ile tanışması. Keza Holly, Michael’ın hayatının aşkıdır ve onun ofisle kurduğu patolojik ilişkisini ortadan kaldıracaktır. Yedinci sezonda da Holly ile olan ilişkisinin Michael’ı nasıl geliştirdiğini ve güvensizliğini ortadan kaldırdığını görüyoruz. Holly'ye olan bağlılığı, onunla Colorado'ya taşınmaya karar vermesi ve ailesi gibi gördüğü ofisi terk etmesiyle zirveye ulaşıyor. Değer görmek için dünyanın en cesur, en zeki ya da en iyi pazarlamacı olması gerekmediğini anladığında Michael’ın kişisel hikâyesi nihayete ulaşıyor. Fakat diğer ofis sakinlerinin hikâyeleri devam ediyor.