Dünyada en zor iklime sahip 5 ülke

Svalbard, Norveç

İlk durağımız dünyanın en kuzeyindeki yerleşim yeri olan Norveç’in Svalbard takımadaları… Adaların yüzde 60’ı buzullardan oluşuyor. Bölgede kutup iklimi mevcut ve oldukça soğuk. Bölgeyi diğer yerlerden ayıran özellik ise Svalbard’ın üzerinde güneş Nisan’dan Ağustos’a kadar hiç batmıyor. Bu da adeta bitmeyen bir gündüz yaşanmasını sağlıyor. İlk başlarda bu olay çekici ve kulağa hoş gelse de bu durumun dezavantajları bulunuyor. Bölgede uzun süreli yaşandığında, özellikle bizim gibi 4 mevsimi yaşayan ve gece ile gündüz düzeni bulunan kişiler için uyku düzeninin bozulması, zaman kavramında karmaşa yaşanması ve bir günün diğer diğer güne karışması gibi ciddi uyum problemleri yaşanabiliyor. Ancak elverişsiz iklim koşullarına rağmen bölgede yaşayan insanlar bulunuyor. Takımadaların en büyük yerleşim yeri Longyearbyen kasabası.

Kasabada 2 binin üzerinde insan yaşıyor. Svalbard’ın tek sakinleri insanlar değil. Bölgede 2.500’e yakın kutup ayısı bulunuyor. Svalbard düzenli bir yaşam için tercih edilmese de bölgenin farklılıklarını keşfetmek ve kutup iklimini tatmak için harika bir gezi rotası!

Coober Pedy

Coober Pedy’de yeryüzünde yerleşim yeri görme imkanınız çok düşük. Çünkü yerleşimin çoğu yerin altında. Dünyanın opal madeninin başkenti olan bu şehir, Avustralya'nın güneyinde yer alan Adelaide şehrinin 846 km kuzeyinde yer alıyor. Kasabanın en önemli sorunu ise aşırı sıcaklar. Ortalama 43 derece sıcaklığa sahip bölge oldukça kurak. İklimin elverişsiz olması bölgeye yerleşimi engellememiş. Kasabada yaklaşık 2 bin kişi yaşıyor. Sıcak hava ile mücadele eden bölge halkı ise çareyi ilginç bir yöntemde bulmuş. Coober Pedy'nin halkı bölgede bulunan opal madeninden kalan tünellere 1500 ev inşa edip bunları birbirine bağlamış. Şehrin yüzde 60'ı uzun yıllardır yer altında oyulmuş evlerde yaşıyor.

Kasaba, dışarıdaki herhangi bir yerleşim yerinde bulunan modern imkanların hemen hemen hepsine sahip... Evlerin yanında kasabada birçok mağaza, kilise, müze, sanat galerisi ve hatta bir otel bile bulunuyor. Coober Pedy, temelli yerleşmek için listenin ilk sıralarında yer almasa da, farklı yaşam stillerini keşfetmek, aşırı sıcakları hissetmek ve yer altında yaşamayı deneyimlemek için görülmesi gereken yerler arasında.

Oymyakon, Rusya

Şimdi sırada vücut ısınızı hızla düşürecek bir yer var. Soğuğu iliklerinize kadar hissedeceğiniz yerin adresi tabi ki Sibirya… Rusya’da bulunan Oymyakon köyü, dünyanın en soğuk köyü olarak biliniyor. Köyün sıcaklığı kış aylarında sıfırın altında 68 dereceye kadar düşüyor ve Aralık ayında sadece 3 saat güneş ışığından faydalanılabiliyor. Bir okul ve sağlık kliniğinin bulunduğu köyde, kış aylarında soğuk nedeniyle elektronik cihazlar ve otomobiller kullanılamıyor. Yaz aylarında bile sıcaklık eksi 10 dereceye kadar inebilmekte. Ancak bu soğuk hava, 13. yüzyıldan beri Oymyakon bölgesinde yaşayan Yakut halkını yıldırmamış. Soğuk havaya uyum sağlayan halk, yiyeceklerinden giyeceklerine kadar her şeyi havaya göre düzenlemiş. Kıyafetlerinde hayvan kürkleri tercih ediyor, dondurucu rüzgardan korunmak için özel yapım gözlük kullanıyorlar. Soğuk havanın etkisini kırabilmek için kendilerine yeterli kaloriyi sağlayacak, at sütü ve dana eti gibi besinlerle besleniyorlar. Eğer tatil planlarınızda dünyanın en soğuk köyünü ziyaret etmek varsa, kıyafetlerinizi yeniden gözden geçirmenizde fayda var!

Atacama Çölü, Şili

Öyle bir yer düşünün ki 400 yıldır hiç yağış görmedi. Burası Şili’de bulunan Atacama Çölü… Ülkenin kuzeyinde yer alan çöl, dünyanın en sıcak ve kurak çölü unvanını taşıyor. Yakınındaki Büyük Okyanus sahillerinde oluşan bir soğuk su akıntısı olan Humboldt Akıntısı nedeniyle burada çok az yağmur bulutu oluşuyor. Bu nedenle de çölün bazı kesimlerinde 400 yıldır yağış görülmüyor. 15 milyon yaşındaki çölün arazisi kuraklığı nedeniyle genellikle Mars ile karşılaştırılıyor. Gerçekten de NASA, Mars görevleri için araçlarını test etmek adına burayı kullanıyor. Ancak kuruluğa rağmen, İnka İmparatorluğu'ndan bu yana bu çölde yaşayan bir kabile bulunuyor. Burada yaşayan kabile, bu iklimde yaşamanın bir yolunu bulmuş. Kabile havadaki nemi yakalayarak su buluyor ve hayatlarını bu şekilde devam ettirebiliyor.

Çöl, düzenli yaşam için pek uygun bir yer olmasa da renkli gölleri, gayzer kaynakları, tuz düzlükleri ve göz alıcı vadileriyle eşsiz bir doğa gezisi imkanı sunuyor. Siz de aşırı sıcakları deneyimlemek ve bu doğal güzellikleri keşfetmek isterseniz, Atacama Çölü sizleri bekliyor.

La Rinconada, Peru

Son durağımızda dünyanın en yükseğine çıkıyoruz. La Rinconada, Peru'nun Puno Bölgesi'nde bulunan bir şehir. And Dağlarında yer alan ve deniz seviyesinden 5 bin 200 metre yüksekte olan bu yer, dünyanın en yüksek rakımlı yerleşim yeri olarak biliniyor. Rakım sebebiyle bölge yıl boyunca dondurucu soğuğu yaşıyor. Öyle ki yıllık sıcaklık ortalaması 1 derece. Bölgeye ulaşım da oldukça zor ve tehlikeli. Donmuş bir buz tabakasının üzerinde bulunan La Rinconada'ya yalnızca kamyonla gidilebiliyor. Yerleşim yerine ulaşabilmek için buz tutmuş sarp yollarda yolculuk edilmesi gerekiyor. Tüm bunlara rağmen burada yaklaşık 50 bin kişi yaşıyor. İnsanların bu zorlu iklimde yaşamayı seçmesinin sebebi ise altın… Burası önemli bir altın madenine ev sahipliği yapıyor. Madende çalışmak oldukça güç olduğu için işçilerin, ayda bir kez çıkardıkları herhangi bir cevheri, kendilerine almalarına izin veriliyor. Olur da bir gün dünyanın en yüksek kasabasını ziyaret etmeye karar verirseniz, tehlikeli bir yolculuk ve zorlu bir iklim sizleri bekliyor.