Camın can bulduğu ada: Murano
Murano, yaklaşık 800 yıldır kendine mahsus cam işçiliğinin ana merkezi olan, bütünüyle bir cam adası. Camdan ada desek abartmış olmayız yani. Camın rengârenk el ustalığı ve yüzlerce yıllık gelenekle aşka dönüştüğü yere gelin hep birlikte bir göz atalım…
Aslında adanın hikâyesi 1292 yılına kadar uzanıyor.
Venedik Dükü’nün ateş ocaklarının şehirde yangın çıkarması ihtimaline karşın bütün cam işleme fırınlarını şehirden çıkarıp yanı başındaki Murano adasına toplamasıyla başlıyor buranın hikâyesi.
Bugün tüm dünyada hayranlık uyandıran kıymetli cam işçiliğinin merkezi konumuna geliyor daha sonra. Yolu Venedik’e düşenlerin muhakkak bildiği, Venedik’in en az kendisi kadar meşhur iki adasından biri Murano.
Venedik’e sadece 11 km uzaklıkta. Vapurla 45 dk’lık bir adalar arası yolculukla ulaşılıyor. Adaya adım atar atmaz, cam atölyeleri, işleme fabrikaları ve şehrin her yanına yayılmış camdan heykellerle karşılaşıyorsunuz. Murano, yaklaşık 800 yıldır kendine mahsus cam işçiliğinin ana merkezi. Camın rengârenk el ustalığıyla aşka dönüştüğü yer. Sadece eşsiz cam işçiliğiyle değil elbette, doğal güzellikleriyle de büyüleyici bir ada.
Sarayın endişesinden doğan bir "Cam adası" Murano
Aslında anlatılanlar doğruysa bu bölgedeki cam üretimi, bin yıldan daha eski bir tarihe sahip.
MS. 982 tarihine ait bir üretim belgesi bulunmuş yapılan çalışmalarda.
Ancak asıl hikâye, Venedikli cam ustalarının 1224’de bir lonca kurmasıyla başlıyor. Cam üretiminin bütünüyle Murano adasına toplanmasının tarihi ise 1291. Venedik Sarayı, yangın endişesi gerekçesiyle cam üretimi için gerekli olan yüksek sıcaklıklı fırınların şehirde çıkarması kararını almış.
Bu endişe, Murano’nun ‘cam’dan bir şehir haline gelmesinin asıl sebebi. Venedik, dünya tarihinde camın üflenerek şekil verildiği ilk yer değil elbette. Venedikli ustaların cam üfleme tekniğini uzun zamandır kullanan Mısırlı, Fenikeli ve Suriyeli ustalardan haberdar olduğunu biliyoruz. Venedik’teki, en eskisine kadar, cam tesislerinin tamamının Doğu’daki cam tesislerinden çok şey öğrendiğini de…
Murano’yu özel kılan şey ise, yüzyıllar boyunca üfleme yöntemiyle cam üretimi yapan Avrupa’daki tek merkez olması. Estetik güzelliğindeki ayırıcı yeri ile diğer Avrupa ülkeleri tarafından, özellikle saraylar ve soylular tarafından çok tutulması. Camı, en estetik haliyle rengârenk desenlerle süslemeyi başaran Venedikliler, elbette bir ticaret şehri olmaları dolayısıyla bunu da tüm dünyaya tanıtmayı da başarmışlar.
Murano camı, çay takımlarından, lamba ayaklarına, ince kadehlerden, renkli takılara, vazolardan her çeşit süs eşyasına kadar inanılmaz zengin bir sahada ustalığını gösteriyor.
Kralların masalarını süsleyen camlar
Murano’nun cam işçiliği, 15. ve 16. yüzyılda zirveye ulaşmış. Üfleme tekniği kullanılarak incelikle yapılmış kristali, boyalı mine işlemeleri, saydam sütlü camı (lattimo) ve dantel işi camı (reticello) adanın özel modellerinin sadece bir kısmı. Murano’lu ustalar bu kıymetli eserleriyle uzun yıllar boyunca kralların masalarını süslemiş. Murano’da her taraf, zarif ve kaliteli cam eserlerin sergilendiği bu atölyelerle dolu. Doğrudan yapımına şahitlik etmek de mümkün tarihi fabrikalarda uzun bir serüvene çıkmak da…
Yumuşak nefesten sert cama
Muranolu bir cam ustası, demir çubuğunun ucundaki erimiş yuvarlak cam kütlesine üfleyerek ve camı uygun düzenli ritimlerle çevirerek uzun baloncuklar haline getirip, daha sonra makasla yaptığı usta işe hareketlerle şekilsiz cama âdete ruh veriyor.
Murano camı, farklı tekniklerin ürünü olan dünyada ikinci bir örneği bulunmayan eşsiz bir sanat çalışması aslında. Venedik’in bu tarihi adasındaki cam ustalığı, yüzlerce yıllık gelenek sayesinde kumu, parıltılı mükemmel sanat eserlerine dönüştürüyor.