Burak King: İnsan gurbeti yanında taşır
Burak Canatan, Holanda’da doğup büyümüş.Rap müziğiyle sokaklarda tanışmış ve "King" mahlasını o sokaklardan almış. "Eypio" ileberaber seslendirdikleri "Günah Benim" isimlişarkıyla büyük ses getiren başarılı müzisyen, kısa birsüre önce "Koştum Hekime" isimli single’ıyla da büyükbeğeni topladı. Aldığı yorumlardan oldukça mutlu olanBurak, yeni single’ını, Hollanda’da Türk olmayı ve gelecekplanlarını anlattı.
Yeni single’ın "Koştum Hekime" bomba etkisi yarattı, şarkıyı ne zaman yazdın?
Bir buçuk sene önce yazmıştım şarkıyı ama henüz bizim hedeflediğimiz yol ile şirketin bakış açısı ortak bir noktada buluşmamıştı. Sonrasında "Hadi, kaydedelim" dedik.
Günah Benim" de öyle olmuştu, 15 gün içinde yaptık ve insanlarla paylaştık.
İlk başta çok heyecanlıydık, şarkının beğenildiğini görmek bizi çok mutlu etti.
"Günah Benim" ile 200 milyonu devirmiştiniz. Bu şarkıyı internet üzerinden paylaşmadan önce "Acaba bu şarkı o kadar beğenilir mi?" diye düşündün mü?
O da bizi bekleten sebeplerden bir tanesiydi. Çünkü omuzlarınızda o şarkının yükünü ve sorumluluğunu hissediyorsunuz. İnternet, olumsuz eleştirilerin fazlaca olduğu bir yer ama Allah’a şükür biz insanların beklentisini karşıladık. Dinlenme sayısı ve gelen güzel yorumları görmek beni hedefime ulaştırdı. Oldukça mutluyum (gülüyor).
Yukarıya doğru çıkan bir ivmen var. Peki, bundan sonrası için beklentilerin neler?
Bütün endişelerimi aştım, daha güzel müzikler yapacağım. Hız kesmek için bir sebebim yok, çok motiveyim. Bir an önce albüm yapmak istiyorum. Çünkü beni dinleyen insanları çok beklettim, ben de çok bekledim. İnanın, pek çok şey dışarıdan görüldüğü gibi kolay olmuyor ama uzun aralar vermeyeceğiz. İki single daha yayınlayıp ardından da albümümü insanlarla buluşturmak istiyorum.
Neler dinliyorsun?
Ben daha çok sakin müzikler dinliyorum. İbrahim Tunçbilek, İsmail Altunsaray, Neşet Ertaş dinlerim, Arapça şarkıları severim. Arabama binenler de şaşırıyor. "Sen bunları mı dinliyorsun?" diyorlar, daha sert şeyler dinleyeceğimi bekliyorlar ama sakin ve dingin müzikler dinlemeyi seviyorum.
Kendine koyduğun bir hedef var mı?
Herkes bizim yaptığımız müziğe ilgi duyuyor fakat biz normal olanı yapıyoruz, sadece iyi müzik yapma peşindeyiz. Türkiye’de müziği tüccarlar yapıyorlar, müzisyenler müzik yapmıyor PR yapıyor, pek çok kişi müzikle ilgilenmiyor. İnsanlar bize "Sizin sırrınız nedir?" diye soruyorlar. İnanın bir sırrımız yok. Hesap kitap yapmıyoruz, sokaktan edindiğimiz tecrübeleri kâğıda döküyoruz.
Sokaktan aldığımızı sokağa tekrar müzik yoluyla geri veriyoruz.
İçimizden geleni yapıyoruz. İleriye dönük en büyük hayalim evimde müziğimi yapmak. Dört duvar bir odadan dünyaya…
Konserler peki?
Çok fazla teklif var, bununla ilgili çalışmalarımız da var. Bir gecelik malzeme olmaktansa değer gördüğümüz yerlerde sahne almak istiyoruz.
Hollanda’da doğup büyüdün, gurbetçi olmak nasıl bir duygu?
Hiçbir zaman "evim" dediğin bir yer olmuyor. Burada da yabancısın orada da… Gurbet insanın hep içine siniyor.
Kaç yaşına kadar Hollanda’da yaşadın?
Aslen Kırşehirliyim ama orada hiç yaşamadım. 15 yaşıma kadar Hollanda’daydım. Çok güzel bir eğitim aldım, güzel bir çocukluk geçirdim. Kendi köklerime, kültürüme ait değerlerden hiç kopmadım.
Evet, Türkçen gayet güzel. Hollanda’da evde Türkçe konuşur muydunuz?
Hollanda’da evde Türkçe, sokakta Hollandaca konuşuyorduk. Oradaki Türk aileleri genellikle böyledir ama tamamen asimile olan Türk aileleri de vardı. İlk Türkiye’ye geldiğimde Türkçem çok kötüydü, müzikle beraber gelişti.
Orada Türklere bakış açısı nasıldı?
11 Eylül sonrası İslamofobi hepimizi etkiledi. Artık Türk, Arap, Faslı diye değil, hırsız, uyuşturucu satıcısı gözüyle bakılıyordu bizim gibilere. Bu olumsuz durum toplum baskısı yarattığı için biz Türkiye’ye dönme kararı aldık. Hollanda’da Avrupa Birliği öncesi kullanılan para birimi Gulden’di. O para birimi yerine Euro’ya geçmeleri de ekonomilerini olumsuz yönde etkiledi. Çoğu Türk ailesi geri döndü. Ama buraya da alışmak zor çünkü hayatınızdaki her şey değişiyor.
Türkiye’de pek çok şehirde de kalmışsın…
Ben ilk Kırıkkale’ye geldim, Kırıkkale’den Ankara’ya gittim. Oradan Balıkesir’e sonrasında da İstanbul’a geldim. Kütahya’da üniversiteyi kazanıp orada okumaya başladım.
İki sene okudum sonrasında "Günah Benim" çıktı, sık sık İstanbul’a gelip gitmeye başladım ve gidip gelmek zor hale geldi.
Yol çok yordu, bu sefer hem müzik hem okul yarım kalıyordu. Bir seçim yapmam gerekiyordu bende müziği seçtim.
Kararından oldukça memnun görünüyorsun...
Evet, okurken de gözüm hep müzikteydi. Üniversiteye giderken evime küçük bir stüdyo kurup müzik yapmayı hayal ediyordum. Kısacası her şey istediğim ve planladığım gibi gidiyor.
Bu hafta başı İstanbul’a yerleştin, ilk izlenimlerin nasıl bu şehre dair?
Evet, yeni taşındım İstanbul’a, hatta eşyalarımı eve henüz tam olarak yerleştiremedim bile. Metropolün akışına yeni yeni alışıyorum. Ailem bu şehirde yaşıyordu ama çok merkezde oturmuyorlardı, dolayısıyla geldiğim zaman İstanbul’da da yoruluyordum. Şimdi merkezi bir semtteyim kendimi yarışın içinde gibi hissediyorum (gülüyor). İstanbul’da kendimi evimde gibi hissediyorum.