Bir Toskana masalı: Siena

Toskana -Siena
Toskana -Siena

İtalya'nın aşkı anımsatan Toskana vadisinde kızılıyla büyüleyen Siena'dayız... Balayı tercihinizi, yada tatil rotanızı oraya çevirirseniz eğer, Panforte Di Siena tatlısıyla şekerin değil balın keyfine varırken olur da geleneksel at yarışlarına denk gelirseniz soluksuz bir an yaşayacaksınız... Tarihi atmosferiyle çevrili Siena'yı, gidilecek yerler listesine eklemeyi ihmal etmeyin...

Floransa’nın bir sanat galerisini andıran sokaklarından ve caddelerinden çıkıp kendinizi Toskana vadisinin doğal mucizelerine bırakmak adettendir. Ben de üzüm bağlarının, zeytin ağaçlarının, küçük orta çağ kasabalarının ve şatoların arasında yemyeşil kırlarda yol alıyorum. Kendinizi bir kartpostalın içinde gibi hissediyorsunuz. En güzel sözleri yazıp kendinize gönderdiğiniz bir kartpostal…

Yaşamanın o sihirli tadını, harika bir yavaşlıkla çıkarırken birden karşınızda bir şehir beliriyor. Her ne kadar onun orada olduğunu bilseniz de yine masalsı varlığı sizi küçük bir şaşkınlığa uğratıyor. Böylece Siena’ya varıyoruz.Yani Toskana’nın kızıl saçlı güzeline…

Siena'nın tarihi şehir merkezi, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmıştır.
Siena'nın tarihi şehir merkezi, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmıştır.

İtalyan şehirlerinin kalbi meydanlarıdır. Dünyanın en güzel şehir meydanlarını İtalya’da görebilirsiniz. Fakat hiçbiri Piazzo Del Campo kadar etkileyici değildir. Sanki meydan şehir için değil, şehir meydan için yapılmış gibidir. Bu geniş meydanda dolaşırken, Siena’ya mahsus kızıl topraktan yapılma kırmızı tuğlaların kullanıldığı tarihi yapıların, şehre ayrı bir ruh verdiğini daha oradaki ilk dakikalarınızda anlayacaksınız. Şehir birçok tepenin üzerine yayılmış.

Bu özelliğinden dolayı İtalya’nın İstanbul’u benzetmeleri de sıklıkla yapılıyor.

Siena şehri özel yöresel mutfağı, şehirde bululan sanat eserleri ve müzeler ve şehrin Orta Çağ görüntüsü ile çok iyi bilinmekle beraber şehirdeki Piaza del Campo meydanı ve bu meydan etrafında geleneksel olarak her yıl şehir mahalleleri arasında yapılan at yarışlarıyla (Palio) ile çok ünlüdür.
Siena şehri özel yöresel mutfağı, şehirde bululan sanat eserleri ve müzeler ve şehrin Orta Çağ görüntüsü ile çok iyi bilinmekle beraber şehirdeki Piaza del Campo meydanı ve bu meydan etrafında geleneksel olarak her yıl şehir mahalleleri arasında yapılan at yarışlarıyla (Palio) ile çok ünlüdür.

Büyük bir şans eseri, yılda sadece iki kere düzenlenen Palio di Siena’ya denk geliyorum. Yani geleneksel at yarışlarına. Piazzo Del Campo’da başlayıp, Siena’nın daracık sokaklarında devam eden ve tarihi orta çağa kadar uzanan bir yarış. Binaların üzerlerinde ve kapılarda asılı rengârenk bayrakların da sebebini böylece anlıyorum. Meğer Siena’nın 17 semtini temsil eden bu bayraklar, Palio sebebiyle şehri donatmış.

Bu geleneksel at yarışı şehrin bir nevi bayramı aslında. Evlerin önüne kurulan uzun masalarda İtalyan mutfağının şaheserleri büyük bir neşe içerisinde yenirken, yarış için de tüm hazırlıklar yapılıyor. Bu arada semtlere ait bayraklar ve müzik aletleriyle, şarkı söyleyen gruplar Siena’ya gerçek üstü bir görüntü vermekte. Yarış anı geldiği zaman büyük meydan hınca hınç turistler ve Siena’lılar tarafından dolduruluyor. Rengârenk kıyafetleri içerisinde jokeyler ve atlar, meydanın etrafında koşarken Siena’da zaman hızlanıyor.

Siena İtalya'nın en çok turist sayıda çeken şehridir; örneğin 2008de 163.000 kişi yabancı turist şehri ziyaret etmiştir.
Siena İtalya'nın en çok turist sayıda çeken şehridir; örneğin 2008de 163.000 kişi yabancı turist şehri ziyaret etmiştir.

Avrupa’nın birçok şehrinde eski şehir ve yeni şehir ayrımı vardır.

Ve genellikle görmeye değer yerler tarihi kıymetlerinden dolayı eski şehirler olur. Lakin bu eski şehirlerin bir handikabı vardır. Normal şehir hayatının dışında ve sadece turistlik faaliyetlerle dolu hale gelmişlerdir. Oysa Siena’da böyle bir ayrım yok. Şehir tamamıyla neredeyse 400 yıl önceki haliyle aynı.

Dokunulmamış bu büyülü atmosferin içerisinde gündelik hayat akıp gidiyor. 400 yıl önce yapılan bir binada konaklayabilir, 300 yıl önce yapılan bir binada yemeğinizi yiyebilirsiniz, Siena’da. Yemek demişken, orta çağa özgü, şeker yerine bal kullanılarak yapılanT tatlısını muhakkak deneyin. Şehirdeki uzun yürüyüşlerinizde size enerji verecek bir tarihi tadı sakın kaçırmayın.

Şehir çok eski bir efsaneye de ev sahipliği yapmakta. Bu efsaneye göre, Romus ile Romulus ikiz kardeşlermiş ve bu iki kardeşi ormanda bir dişi kurt emzirip büyütmüş. Güçlü ve yiğit olan bu iki delikanlıdan birinin Roma'yı, diğerinin ise (Romus) Siena'yı kurduğuna inanılmakta. Bu yüzden şehrin her yerinde Romus ve Romulus heykellerini görmek mümkün.

Şehir ve civarında en önemli ekonomik faaliyet alanları tarım, turizm, hizmetler, el sanatları ve hafir sanayidir.
Şehir ve civarında en önemli ekonomik faaliyet alanları tarım, turizm, hizmetler, el sanatları ve hafir sanayidir.

Büyük katedrali gezdikten sonra birbirimizi kaybettiğimiz arkadaşlarımızla, 1419 yılında inşa edilmiş olan Fonte Gaia yani Mutluluk Çeşmesi önünde buluşup, ellerimizde bir dilim pizza Siena’nın tadını çıkarmak için sokakları arşınlamaya devam ediyoruz. Akşama doğru, İstanbul’a dönmeden önce hepimiz birer şişe Siena’ya özgü biberli zeytinyağlarından alıp, tekrar dönmeye söz vererek Siena’dan ayrılıyoruz.