Bir nefes sıhhat için: Kartepe ve Maşukiye
Bilenler bilir; İstanbul’da yaşamak zordur. Teşbih de hata olmaz: İstanbul’da yaşamak ayrıca bir sanattır da. Elbette İstanbul’da yaşamak demek biraz da İstanbul’un dışına özlem duymak, şehrin bütün karmaşasından kaçıp kurtulmak için gün saymak, vakit kollamaktır diğer yandan. İşte tam da bu sırada yardıma yetişen, bir nefes sıhhat sunan Kartepe, Maşukiye…
KARLI DAĞLARIN UZUN TARIHI
Kartepe’nin tarihi hayli eskilere dayanıyor. Bölgede Roma ve Bizans dönemine ait yaşam kalıntıları bulunduğunu söylersek, bir bakıma tarihi serüvenle ilgili de bir ipucu vermiş oluruz.
Şimdilerde sadece bölgenin değil Türkiye’nin en önemli kayak merkezlerinden birisi olan Kartepe’nin geçmişi Hititler, Frigler, Megaralılar (Yunan), Traklar, Persler, İskender İmparatorluğu, Emevi toplulukları ve daha pek çok kültürle birlikte şekillenmiş. Son zamanlarda yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılan mezarlar ve bulunan tarihi yapılar, yörenin doğal güzelliğinin yanında köklü bir geçmişe sahip olduğunun da önemli bir kanıtı.
Kartepe’nin zirvesi denizden 1650 metre yükseklikte. Her yıl kasım ayı ortalarında başlayan kar yağışı, nisan sonuna kadar devam ediyor ve bu dönemde, bölgedeki kar kalınlığı ortalama 2,5 metreyi buluyor. Kartepe’de 4 kayak tesisi var ve toplamda 42 km.’yi bulan bu tesislerde 12 pist alanı bulunuyor. Kısacası Kartepe, yaz kış demeden herkesi tarih ve doğanın buluştuğu bu eşsiz güzelliğe çağırıyor…
MASALDAN BIRAZ DAHA FAZLASI: MAŞUKIYE
Maşukiye, Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından İslam dininin kutsal toprakları Mekke ve Medine’nin fethi için yaptırılan ve Samanlı Dağları’nın eteklerinden geçen Bağdat Yolu, diğer bir söylenişle İpek Yolu üzerinde bulunduğu için ayrıca kıymetli bir yer. Çünkü bu yol Osmanlı Devlet Postası tarafından da kullanılmış önemli bir güzergâhıdır. Maşukiye’nin ismi “aşık” anlamına gelen “maşuk”tan geliyor. Yöre sakinlerine söylediği gibi, buraya gelen “aşık” olmadan dönmüyor…
Maşukiye de, tıpkı Kartepe gibi, hem yaz hem de kış mevsiminde farklı çehrelere bürünüyor. Yazın mesire yerleri, asırlık ve tarihi ağaçları, alabalık tesisleri, şelale ve dereleriyle sevenlerinin karşılarken, kışın ise karları adeta bir örtü gibi üzerine çekerek beyazlar içinde saklayarak, keşfedilmeye bekliyor.
Maşukiye, Samanlı Dağı etekleri ile Sapanca Gölü’nün güney batı kıyısı arasında; doğası, yeşili, pınarı, vadisi, şelaleleri, dereleri, meyve bahçeleriyle amacı sadece gezmek değil başka bir hayatın mümkün olduğuna inanlar için de adeta bir ilham kaynağı.
Ucu bucağı olmayan bir beyazlığın içinde kaybolup, bulutların üzerine çıkmak, bembeyaz bir düşü gerçekten yaşamak için Kartepe ve Maşukiye sizleri bekliyor...