Bir kavram film: Kaza
Sözlüklerden toplanabildiği kadarıyla kaza kelimesi şöyle açıklanıyor: Yanlışlıkla ve beklenmedik bir şekilde gerçekleşen, can ve mal kaybı veya zararına neden olan bir eylem. Fiziksel kazalar; keskin, sıcak, hareketli cisimlere veya elektrikle temas sonucu meydana gelen kazalar, trafik kazaları ve zehirlenme gibi vakaları içerir. Kazaların tanımı, kazaların oluş anından başlayıp kazanın sonucunu açıklayarak bitiyor. Aslında kaza kavramı sözlükte açıklanan hâlinden çok daha sondan sonra başlıyor. Kaza sonrasında bizden gidenlerin yokluğunun açtığı boşluğun yerini ne dolduruyor? Bu dolan şey, ne kadar sürede o boşluğu kapatıyor? Kaza sonrası çıkarttığımız sonuçlar, kaza anından kaç sene evveline kadar uzanıyor?
Bu soruların cevabından çok, bu soruları sorduran kazalar için Marcel Proust şöyle diyor: “Yolda karşıdan karşıya geçerken arabalara dikkat ediyoruz, tehlikeden kaçınıyoruz diye cezalardan kaçındığımızı zannederiz. Oysa içimizde de tehlikeler vardır. Kaza hayalimizden bile geçmeyecek bir yönden, içten, kalbimizden gelir.” Kaza anının öncesini, o anın kendisini; kaza sonrası doldurulmaya çalışan boşlukları ve en önemlisi de izleyicisine sordurduğu sorularla “kalbinden geçen kazayı” hatırlatan sinemada “kaza” kavramını ele alan üç film:
Titanic
James Cameron’ın yönetmenliğini, senaristliğini, ortak yapımcılığını ve ortak kurgu yönetmenliğini üstlendiği; 1997 yılı Amerikan yapımı epik, felâket ve romantizm temalı kült yapım. Dev bir geminin batması üzerine kurgulanan filmin başrollerini, birbirine âşık olan farklı toplumsal sınıflara mensup iki genci canlandıran Leonardo Di Caprio ve Kate Winslet paylaşıyor. Çekimlerine, 1996 yılının temmuz ayında Akademik Mstislav Keldış gemisinde başlanan filmin asıl çekimleri Eylül 1996’da, yeni inşa edilmiş olan Fox Baja Stüdyoları’nda gerçekleştirildi. 200 milyon dolar bütçesiyle 2.187 milyar dolar hasılat elde eden 195 dakikalık yapım; kaza anının kendisini ve öncesini konu ediniyor.
Yerçekimi
Yönetmenliğini Alfonso Cuarón’un yaptığı, 2013 ABD-Birleşik Krallık ortak yapımı üç boyutlu, bilimkurgu, gerilim ve dram türündeki filmin başrollerini Sandra Bullock ve George Clooney paylaşıyor. Senaryosunu yönetmen Alfonso Cuarón ile oğlu Jonás Cuarón’un yazdığı yapım, görevleri sırasında uzay mekiklerinin kaza yapması sonucu iki astronotun hayatta kalma mücadelesini konu alıyor. Kaza kavramını dünyanın dışına taşıyıp insanın içine bırakan filmin ilk gösterimi Ağustos 2013’te, 70. Venedik Uluslararası Film Festivali’nde yapıldı. ABD ve Kanada’da 4 Ekim 2013’te gösterime giren Yerçekim (Gravity); 86. Akademi Ödülleri’nde yedi, 67. BAFTA Ödülleri’nde ise tam altı dalda ödül kazandı.
Paramparça Köpekler ve Aşklar
Meksikalı yönetmen Alejandro González Iñárritu’nun 2000 yılında çektiği ilk uzun metrajlı filmi: Paramparça Köpekler ve Aşklar. 2001 yılında “En İyi Yabancı Film” dalında Oscar ve Altın Küre adayı olan film; Cannes, Moskova, Tokyo, Los Angeles ve Havana Film Festivali gibi pek çok uluslararası organizasyonda toplam 30 ödülü kucakladı. Kaza anının kendisini ve sonrasını konu edinen yapımda; Daniel’in Valeria ile yeni hayatlarına başladıkları gün yaşadıkları trajik kazaya odaklanılıyor. Kaza sonucu sakat kalan kadının acısını derininde yaşayan Daniel’in köpeğini de kaybetmesi üzerine Valeria ile yaşadıkları aşkın yıpranmaya başlaması sinemaseverlere yeni ufuklar açıyor.