Bin pencereli şehir: Berat

Berat.
Berat.

Priştine’den kiraladığımız araçla yıllardır görmeyi arzuladığımız güzel şehir Berat’a doğru yollardayız. Bunu çoktan yapmalıydık aslında, geç kaldık. Yola düşmek için hiçbir zaman geç değildi galiba. Bu cümlenin serinliğine sığınarak Arnavut Pop’u eşliğinde yüksek yüksek tepeleri bazen Arnavut polisleriyle tanışarak, bazen de uzaktan selamlaşarak güven içinde arşınlıyoruz. Arnavutluk’un, virajlı dağ yollarını kullanmayı tercih ederek keşfetmenin biraz zor ama yüksek keşif zevki sunan bir coğrafya olduğunu söyleyebiliriz. Evet, Berat’a ulaşmak için değer mutlaka. Yoldaki sürprizlerin güzelliği en az Berat’a ulaşmak kadar güzel. Acaba Berat’a ulaşmak Berat’ın kendisinden bile güzel miydi dersiniz?

Berat mimari olarak, Safranbolu’nun kayıp ikiz kardeşi.
Berat mimari olarak, Safranbolu’nun kayıp ikiz kardeşi.

Arnavutçası Berati yani beyaz şehir olsa da ben Türkçe anlamıyla zorlu yolculuklar sonrasında buraya ulaşanların aldıkları nişan olarak anlıyorum bu beyaz şehri. Şehirlerin Berat’ı. Osumi Nehri’nin ikiye ayırdığı, yüce dağlar arasında kalmış klasik bir Balkan yerleşimi burası. Nehir ve dağ Balkan şehirlerinin kimlik kartı sayılır. Berat Osmanlı-Türk mimarisiyle yapılmış güzel ahşap evleriyle meşhur. Gün ışığı alması için dış cephe pencerelerinin sayısı konusunda fazlasıyla cömert davranılmış, iki yakaya dizilmiş iki katlı bu beyaz badanalı evlerin namıyla, uzun yıllardır aynı sıfatla anılıyor Berat, “bin pencereli şehir.”

Bir hazineyi keşfeder gibi yürümek

Berat mimari olarak, Safranbolu’nun kayıp ikiz kardeşi, Amasya’nın da bayramlaşmak isteyeceği yakın akrabası gibi. Tarihi şehir dokusu iyi derecede korunmuş, açık hava müzesi unvanının hakkını veriyor. Mangalem adı verilen eski şehir bölgesi de zaten 2008’den beri UNESCO listesinde. Berat’ı gezmek için kalesinden (Berat Castle) başlamak en iyi fikir, ayaklarınızdaki derman durumunu ölçüp- tartarak şehrin kalanını dolaşmak için hesap yapabilirsiniz. Kale, içinde hayatın devam ettiği, şahane manzaraya sahip, mahalle benzeri oldukça hareketli bir yer. Görüp, görebileceğiniz en büyük kale olabilir burası. Hayranlık uyandırıcı gerçekten. Meşhur Mangalem bölgesi, kalenin hemen altında kalıyor. Arnavut kaldırımları, dar sokakları, cumbalı evleri adımlayarak saklı bir hazineyi keşfedercesine gezebilirsiniz burayı. Kalenin karşısında kalan Gorica bölgesi de görülmeye değer güzellikte. Mangalem’den Gorica’ya, nehrin üzerindeki Beyaz Köprü’yü geçerek -yaya olarak- ulaşabilirsiniz.

Berat’ı gezmek için kalesinden (Berat Castle) başlamak en iyi fikir, ayaklarınızdaki derman durumunu ölçüp-tartarak şehrin kalanını dolaşmak için hesap yapabilirsiniz
Berat’ı gezmek için kalesinden (Berat Castle) başlamak en iyi fikir, ayaklarınızdaki derman durumunu ölçüp-tartarak şehrin kalanını dolaşmak için hesap yapabilirsiniz
Balkanların en unutulmaz duraklarından biri. Berat’a gelip nişanınızı göğsünüze takmalısınız.
Balkanların en unutulmaz duraklarından biri. Berat’a gelip nişanınızı göğsünüze takmalısınız.

Berat’ta genel şehir gezisi sırasında mutlaka görmeniz gereken tarihi yapılar arasında; Süleyman Paşa (Bekârlar) Camii, Kurşunlu Camii, Sultan Camii, Beyaz Camii, Hüseyin Paşa Cami, Kırmızı Camii, Telelka Camii, Şeyh Hasan Halveti Tekkesi, Aziz Micheal Kilisesi, Aziz Dimitrius Kilisesi, Kutsal Üçlü Kilisesi ve Aziz Spridon Kilisesi’ni sayabiliriz. Neredeyse hepsine yürüme mesafesinde ulaşmak mümkün.

Osmanlı-Türk mimarisiyle yapılmış evleri, daracık sokakları, en iyi şekilde korunmuş tarihi yapıları, görkemli kalesi, eski köprüleri, şehri ikiye bölen nehri, huzur veren atmosferi ve kargaşadan kaostan uzak hâliyle bu şehir, Balkanların en unutulmaz duraklarından biri. Berat’a gelip nişanınızı göğsünüze takmalısınız.

  • Berat beşlisi
  • • Berat Kalesi’nde manzarayı seyre dalmak
  • • Eski şehrin taş sokaklarında kaybolmak
  • • Onufri İkonografi Müzesi'ni ziyaret etmek
  • • Elbasan Tava ve Mişoriz’in tadına bakmak
  • • Gün batımında Bulevardi Republika’da voltalamak